Kategoriler
Yaşam

Çay, hararetinizi almasının yanında soğuk algınlığına da iyi geliyor

Meyve, sebze, kuru bakliyat, tahıllar ve sütün yanı sıra hararet gidermek ve keyif yapmak için içtiğimiz çay da içerisindeki antioksidanlar sayesinde vücudunuzun güçlü olmasını sağlayıp sizi soğuk algınlığı gibi çeşitli mevsim hastalıklarına karşı koruyor.

Sebze ve meyvelerin yanısıra balık, sarımsak, yoğurt ve kefir gibi gıdalar da sizi hastalıklardan koruyor. Health isimli internet sitesinde yer alan habere göre, sadece sebze ve meyveler değil, her besin grubundan gıda sizi soğuk algınlığı ve gribe karşı dirençli hale getiriyor. İşte bunlardan bazıları:

Sarımsak

Bu keskin kokulu sarımsak dişleri yemeklerinize lezzet katmaktan fazlasını yapıyor. İçerisinde çözündüğü zaman antioksidanlar üreten sülfürik bir bileşen olan “Allicin” bulunuyor. 2001 yılında “Advances in Therapy” isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, 12 hafta boyunca (Kasım-Şubat ayları arasında) sarımsak takviyesi alan insanların almayanlara göre daha az soğuk algınlığı geçirdikleri tespit edildi. Sarımsak çiğ olarak tüketildiğinde ise en büyük antioksidan kaynaklarından biridir.

Balık

Somon, ton balığı ve istavrit gibi yağlı balıklar vücutta zararlı iltihabı azaltmaya yardımcı olan bileşenler yani Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Kronik iltihaplanma bağışıklık sisteminin uygun şekilde çalışmasını önlüyor ve ciddi hastalıkların yanı sıra soğuk algınlığı ve gribe yol açıyor. Omega-3 yağ asitleri ise bu iltihabı azaltıp soğuk algınlığıyla savaşıyor.

Narenciye

En son yapılan araştırmalar, C vitaminin soğuk algınlığını önlemede düşünüldüğü kadar faydalı olmadığını gösterdi. Buna rağmen, hastalığın başlangıcında C vitamini almak hastalığın süresini yaklaşık 1 gün azaltıyor. Çok fazla narenciye tüketmek (portakal, greyfurt, limon dilimleri) bu faydalı besinden fazla almanızı sağlar.

Anason tohumu

Meyankökü tadındaki bu tohumların antibakteriyel özellikleri var. Öksürüğü hafifletiyor, üst solunum yollarınızın tıkanmasını önlüyor. Anason tohumunu kurabiyelerinizde ve dürümlerinizde kullanabilirsiniz. Fakat soğuk algınlığıyla savaşmak için genellikle çayı kullanılıyor.

Yoğurt ve kefir

Bakterileri genellikle kötü bir şey olarak düşünürüz, fakat bu organizmaların bazıları sağlığınız için zorunludur. Yoğurt ve kefir gibi probiyotik gıdalar yemek faydalı bakteri türlerinin yeniden doldurulması için iyi bir yoldur. Bu bakteriler sindirim sağlığını destekler ve mide rahatsızlığını önlemeye yardım eder. Mide ve bağırsak yollarında 10 trilyon bakteri yaşıyor.

Rezene

Anason gibi rezene de doğal bir balgam söktürücüdür. Ayrıca göğüs tıkanıklığını açar ve inatçı öksürüğü yumuşatır. Rezene çiğ olarak ya da kavrulmuş şekilde tüketilebilir. Soğuk algınlığıyla savaşmak için rezene tohumlarından çay yapmalısınız. Bir fincan kaynamış suya 1,5 çay kaşığı rezene tohumu atıp 15 dakika demlendirin, süzün ve balla tatlandırıp için.

Kırmızı biber

Narenciyeler gibi kırmızı biberlerde de bol miktarda C vitamini bulunuyor. Gerçekte, sadece bir tane kırmızı biber kadınlar için önerilen günlük miktarın 2 katı kadar (150 miligram) C vitamini içeriyor. Araştırmalar ise gribe karşı savaşmanız için daha fazla C vitaminine ihtiyacınız olduğunu gösteriyor.

Çay

Herkes bir bardak sıcak çayın göğüs darlığına iyi geldiğini, boğaz ağrısını yumuşatmaya yardımcı olduğunu biliyor. Siyah, yeşil ya da beyaz çay olmak üzere tüm çaylar griple savaşan kateşin isimli antioksidanlar içeriyor. 2011 yılında Japonya’da yapılan araştırmada, 5 ay boyunca kateşin kapsülü kullanan katılımcıların kullanmayanlara göre gribe yüzde 75 daha az yakalandıkları belirlendi. Ayrıca  kateşinler metabolizmanızı hızlandırıyor, bağışıklığınızı artırıyor ve kanser ile kalp hastalığına karşı koruma sağlıyor.

Bitter çikolata

Saf kakao birçok çilek türünden daha fazla hastalıkla savaşan antioksidan içeriyor, ayrıca bitter çikolata çinkoyla doludur. Ancak çikolata yerken kakao oranı en az yüzde 70 ve üzeri olan bitter çikolatayı tercih etmelisiniz.

Derisiz hindi göğsü

Derisi alınmış hindi göğsü gibi yağsız proteinler, griple savaşmada önemli yer tutar. Genellikle kas yapmak için bu proteine ihtiyacımız olduğunu düşünürüz, fakat vücutta antikor üretimi ve enfeksiyonlarla savaşmak için yağsız proteine ihtiyaç duyarız. Aynı şekilde tavuk göğsü de iyi bir yağsız protein kaynağıdır. Et yemiyorsanız kuru fasulye, kabuklu kuru yemiş ve süt ürünleri de tüketebilirsiniz.

Süt

Vücudumuzun güçlü kemik üretimi için gerek duyduğu D vitamini  kalp hastalığına karşı savunma sağlıyor, bağışıklık sisteminizi destekliyor. Bu kilit vitamin süt, portakal suyu ve kahvaltılık tahıl gibi güçlendirilmiş yiyeceklerde de bulunuyor. İhtiyacınız olan günlük D vitaminini almanız sizi soğuk algınlığından korumaya yardım eder. 2012 yılında yapılan araştırmaya göre, D vitamini takviyeleri çocukların kışın soğuk algınlığıyla savaşmasına yardım ediyor.

Mantar

Tüm mantar türleri potasyum, B vitamini ve lifin yanı sıra bağışıklık sisteminizi destekleyen antioksidanlar içeriyor. Özellikle Uzakdoğu mutfağında kullanılan Şitaki mantarının içerdiği “lentinan” isimli besinin kansere karşı koruyucu özelliği bulunuyor.

Yulaf

İster kasede isterseniz çikolatanın içinde yiyin, yulaf beta-glukan olarak isimlendirilen bir tür lif içerir. Bunun da kolesterolü düşürücü ve bağışıklığı destekleyici özellikleri bulunuyor. Araştırmalara göre, yulaftan aldığınız beta-glukan üst solunum yolu enfeksiyonlarını önlemeye yardım ediyor. Ayrıca insanlarda beyaz kan hücresi aktivitesini düzenliyor.

Yeşil yapraklı sebzeler

Koyu yeşil yapraklı sebzeler daha fazla besin maddesi içerir. Soğuk algınlığı ve grip mevsimi için vücudunuzu marul, karalahana ve rokayla güçlendirebilirsiniz. Ayrıca roka gibi biraz acı yeşillikler göğsünüzdeki tıkanıklığa, öksürüğe ve burun akıntısına iyi gelir.

Yaban mersini

Bu antioksidan deposu meyve bağışıklık sisteminizi güçlendirir. 2007 yılında, Cornell Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, bilim adamları vahşi yaban mersininin herhangi bir taze meyveden çok daha fazla aktif antioksidan içerdiğini tespit ettiler.

Havuç ve tatlı patates

Havuç ve tatlı patates gibi turuncu meyve-sebzeler beta-karoten açısından zengindir. Bu yiyecekleri yediğimizde vücudumuz bu organik bileşeni A vitaminine çeviriyor. A vitamini ise güçlü bir bağışıklık sistemi için zorunludur. Özellikle soğuk algınlığına yakalandığınızda A vitamini önemlidir. Mukus zarının sağlıklı kalmasında ve fonksiyonlarını iyi bir şekilde yerine getirmesinde etkilidir.

Ay çekirdeği

Akşamları dizi izlerken çıtırdattığınız ay çekirdeği en iyi doğal E vitamini kaynaklarından biridir. Hücre duvarlarını hasardan koruyan bir antioksidan olan E vitamini vücudunuz için önemlidir. Sadece 30 gram ay çekirdeği günlük ihtiyacınız olan E vitaminin yüzde 30’unu karşılar. E vitamini ayrıca akciğerlerinizin sağlığı için de önemlidir. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Yiyebileceğiniz en sağlıklı 10 sebze

Sebze ve meyvelerin vücudumuz için ne kadar gerekli ve sağlıklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bunlardan bazısının sofralarınızdaki yeri baş köşede gelmeli. İçerisinde bulunan antioksidanlar sayesinde bu sebzeler sizi kanser, kalp hastalığı ve felç gibi çok ciddi hastalıklardan koruyor.

Fiyatı her ne kadar 7 lirayı bulsa da soğan en sağlıklı sebzeler arasında başı çekiyor. Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, antioksidan açısından oldukça zengin olan sebzeleri evinizden ve alışveriş listenizden asla eksik etmeyin.

İşte en sağlıklı 10 sebze:

Soğan

Bu sebzeyi çiğ olarak tüketirseniz kanserle savaşan antioksidanlardan daha fazla yarar görürsünüz. Soğanı yüksek ısıda pişirmek sizi akciğer ve prostat kanserine karşı koruyan fito-kimyasalların faydasını önemli ölçüde azaltıyor. Çiğ soğanı domates, biber ve salatalık ile harmanlayıp, baharatlarla zenginleştirip salata olarak tüketin.

Mısır

Koçanıyla ya da koçansız mısırı pişirerek yiyiniz. Journal of Agricultural Food and Chemistry isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, mısırı ne kadar çok pişirirseniz içinde bulunan lutein (yaşlılarda körlükle savaşan) gibi antioksidan seviyesi o kadar artıyor.

Bezelye

International Journal of Cancer isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre,küçük fakat oldukça güçlü olan bu sebzeyi diğer baklagillerle birlikte her gün tüketirseniz mide kanseri riskiniz azalıyor. Ayrıca bezelyeyi pilavlarınızda kullanabilirsiniz.

Karalahana

Bu sebzenin kıvırcık yeşil yapraklarında bol bol C vitamini ile LDL (kötü kolesterol) seviyenizi düşürerek kalp hastalığı riskinizi azaltmaya yardımcı antioksidanlar bulunuyor. Karalahananın yemeğini ya da dolmasını yapabilirsiniz.

Brokoli

Kanserle savaşan antioksidanlarla doludur brokoli. 10 yılı kapsayan araştırmaya göre, haftada 5 ya da daha fazla porsiyon turpgiller (brokoli dahil) yiyen erkeklerde mesane kanseri gelişme riskinin yarı yarıya az olduğu görüldü. Brokoliyi haşlanmış sevmiyorsanız çorbasını deneyebilirsiniz.

Kırmızı dolmalık biber

Bir orta boy biberde sadece 32 kalori bulunuyor. Günlük C vitamini ihtiyacınızın yüzde 150’sini karşılayan kırmızı dolmalık biber kalp hastalığına yol açan damar sertliğiyle de savaşıyor.

Ispanak

Sağlıklı gözlere sahip olmanızı sağlayan ve maküler dejenerasyon hastalığını önlemeye yardım olan karotenoid isimli antioksidanlarla dolu olan ıspanağı pişirerek içinde bulunan lutein isimli antioksidanın vücut tarafından daha iyi emilmesine yardım edersiniz.

Kaba yonca veya Şark yoncası

Bu güçlü sebze beta-karoten açısından zengindir. Beta- karoten de sizi akciğer kanserine karşı korur, sağlıklı bir cilde, tırnaklara, saçlara, diş etlerine, kemiklere, dişlere ve bezlere sahip olmanıza yardım eder. Ayrıca iyi bir E vitamini kaynağıdır. E vitamini de sizi kalp krizine, felçe karşı korur ve mesane kanserinden ölme riskinizi azaltır.

Brüksel lahanası

Bu antioksidan topları kansere yol açan serbest radikallerin zararlı etkisini yok ediyor. Sadece yarım kase Brüksel lahanası günlük C vitamini ihtiyacınızın yüzde 80’ini karşılıyor. Ayrıca bu sebze kalp hastalığıyla ve kataraktla savaşıyor. Bu sebzeyi zeytinyağıyla soteleyerek tüketebilirsiniz.

Pancar

Kökü yenen bu sebzede gözlerinizi koruyan luteinin yanısıra kanserle savaşan antioksidanlardan da bol miktarda bulunuyor. Pancarın yapraklarını da atmayın. Pancar yaprakları sebzenin besin değeri en fazla olan bülümü ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi pişirilebiliyor. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Bağışıklığınızı böyle güçlendirin!

Kış mevsimi hastalıkları da beraberinde getiriyor. Yoğun iş temposu nedeniyle yetersiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının vücudun savunma mekanizmasını yavaşlatıyor.

Hastalıklara karşı tıbbi tedavi yöntemlerine başvurmadan önce, vücudun doğal bağışıklık sistemini güçlendirmenin önemini hatırlatan Diyetisyen Sibel Mumcu, “Virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklardan korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü olması oldukça önemlidir. Gün içinde rahatlıkla uygulayabileceğiniz sağlıklı beslenme önerileriyle vücudunuzun doğal bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve hastalıklardan korunabilirsiniz” dedi.

Diyetisyen Sibel Mumcu, bağışıklık sistemini güçlendirecek 6 etkili adımı şu şekilde sıralıyor:

“Besin Çeşitliği”

Her besin farklı besin öğesi içerir, ancak hiçbiri hepsini aynı anda ve ihtiyacımız olan miktarlarda içermez. Yani sadece belli besinleri tüketmek, aynı zamanda diğer besinlerin sağladığı faydalardan mahrum kalmak demektir. Bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenmenin en önemli adımlarından biri besin çeşitliliğidir. Öğünlerinizi, et ve süt ürünlerinden oluşan zengin protein kaynaklarının yanı sıra; sebze, meyve ve tam tahıl ürünleriyle çeşitlendirerek, bağışıklık sisteminizi hastalıklara karşı doğal kalkan haline getirebilirsiniz.

Yeterli ve dengeli beslenin!

Bağışıklık sistemini çok yemek değil, dengeli ve kaliteli bir beslenme güçlendirir. İhtiyacımızdan fazla enerji alımına neden olacak beslenme şekli kilo alımı ile sonuçlanabilir. Yapılan birçok araştırma kilo fazlası olan kişilerin bağışıklık sisteminin daha zayıf olduğunu ve fazla yağ dokusunun bağışıklığı olumsuz etkilediğini göstermiştir. Siz de sağlıklı ve yeterli beslenmenin yanı sıra düzenli olarak yapacağınız egzersizlerle kilo kontrolünüzü sağlayabilir, bu sayede hem yaşam kalitenizi, hem de bağışıklık sisteminizi koruyabilirsiniz.

Bağışıklığınızı bu besinlerle destekleyin!

Besinlerden kolaylıkla alabileceğiniz B6 vitamini, folik asit ve çinko vücudun bağışıklık sistemi için gerekli olan antikor ve bağışıklık hücrelerinin yapımı için gereklidir. Özelikle süt, et, karaciğer ve yumurta gibi protein zengini besin kaynaklarında bulunan B6 vitamini antikor üretiminde etkin rol oynarken, yetersizliğinde bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve enfeksiyona karşı duyarlılıkların artmasına neden olur. Yoğurt, yumurta ve kuru baklagillerin yanı sıra zengin olarak karaciğer ve diğer organ etlerinde bulunan folik asit, vücudu savunmak için akyuvarların yapımında görev alır. Fındık, süt, yumurta ve kuru baklagillerde bolca bulunan çinko ise bağışıklık hücrelerinin çoğalmasını sağlar. Bu besinleri öğünlerinize ekleyerek tüm bu etkilerinden faydalanabilir, bağışıklık hücrelerinizi destekleyebilirsiniz.

Antioksidanların gücünden yararlanın

Birçok meyve ve sebzede doğal olarak bulunan antioksidanlar, vücudu zararlı maddelerden koruyarak mikroplara ve enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemiyle birlikte savaşır. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzelerde ve turunçgillerde bulunan E ve C vitaminlerinin sağladığı antioksidanlar bağışıklık hücrelerinizin serbest radikaller tarafından zarar görmesini engellerken; turuncu, kırmızı, yeşil sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunan beta karoten ise bağışıklık sistemi hücrelerinin sayısında önemli derecede artış sağlar.

A vitamini mucizesine sofranızda yer açın!

Karaciğer, yumurta sarısı, süt yağı (tereyağı), havuç, kayısı, domatesin yanı sıra; pazı ve ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunan A vitamini hem bağışıklık sistemini güçlendirmede, hem de kanserden korunmada önemli rol oynar. Kandaki alyuvar sayısının artmasını da sağlayan A vitamini, kanserin sizden uzak durmasına da yardım eder.

Yeterli su tüketin 

Hastalıklardan korunmada ya da mücadele etmede sağlıklı ve yeterli beslenme kadar su ve bol sıvı tüketimi de oldukça önemlidir. Günde mutlaka 8-10 bardak içilmesi gereken su, oluşan atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasının en etkili aracıdır. Ayrıca C vitamini yönünden zengin olan taze sıkılmış meyve ve sebze suları da sıvı tüketimini artırmak için tercih edilebilir.

Kategoriler
Sağlık

Sağlığınız için her gün 1 elma

Her gün bir elma yemenin uzmanların düşündüğünden daha sağlıklı olduğu ortaya çıkarıldı.

Bilimadamları elma, şeftali, nektarin gibi meyvelerin niteliklerini analiz etti ve içerdikleri antioksidan seviyelerinin önceki araştırmalarda küçümsendiğini buldular.

İngiltere, Norwich’teki Yiyecek Araştırmaları Enstitüsü’nde uluslararası bir grup tarafından yürütülen çalışma, meyvelerdeki süper kimyasal polifenol içeriğinin önceki araştırmalara göre 5 kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı. İnsan vücudunda bu bileşenlerin kalın bağırsakta mayalanacağını belirten Dr. Paul Kroon, “Bu antioksidan aktivitesiyle birlikte çok faydalı olacak” dedi.

Journal of Agricultural and Food Chemistry isimli tıp dergisinde de yayınlanan çalışma, normalde gıda kimyacıları tarafından üzerinde durulmayan kimsayalın sağlıklı beslenmenin önemli bir parçası olduğunu gösterdi.

Araştırmanın lideri Fulgencio Saura-Calixto, bu polifenollerin önemli sağlık nitelikleri sayesinde insan beslenmesinin en önemli parçası olduğunu belirterek, “Bu polifenolleri beslenmeye ilişkin ve epidemiyolojik araştırmada gözönünde tutmak, sağlığımız için bitkisel gıdaların etkilerini daha iyi anlamamızda çok faydalı olacak” dedi. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Alışveriş sepetinizden eksik etmeyin!

Yüksek düzeyde tahrip edici özelliği bulunan serbest radikallerden vücudunuzu korumak için her gün yeterli miktarda antioksidan kaynağı olan taze sebze ve meyvelerin tüketmeniz gerekiyor.

Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, alışveriş listenizden eksik etmemeniz gereken antioksidan bakımından oldukça zengin olan kış sebzelerine bir göz atmanızı tavsiye ediyoruz.

1. Karalahana

2. Ispanak

3. Brüksel lahanası

4. Yonca

5. Brokoli

6. Kırmızı turp

7. Kırmızı biber

8. Soğan

9. Mısır

10. Patlıcan

(Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Hünnap’ın faydaları saymakla bitmiyor

Pek çok kişinin tanımadığı hünnap, kilo vermeye, cilt ve kas gelişimine yardımcı olurken aynı zamanda pek çok hastalığa da iyi geliyor.

Marmara Bölgesi, Batı ve Güney Anadolu’da bolca bulunan bu minik lezzet küpü öyle faydalı ki, Çin’de “ölümsüzlük meyvesi” olarak da anılıyor. İlkbaharda sapsarı çiçekler açıp etrafa misler gibi kokular saçan hünnap ağacının meyveleri sonbahara doğru olgunlaşıyor.

Zeytin büyüklüğünde olan hünnap meyvesi, dış görünüşü itibariyle iğde meyvesiyle karıştırılabiliyor. Üzerinde kahverengi tonlarında incecik bir kabuğu bulunan meyve, Türkiye’de halk arasında “innabi”, “ünnap” ya da “çiğde” isimlerini de alıyor. Çiğ, reçel olarak ya da tatlı ile yenebiliyor.

İŞTE HÜNNAP’IN FAYDALARI

Düşük kalorili oluşu ve enerji vermesi nedeniyle, kilo verme konusunda yardımcı oluyor, özellikle spor yapanlara önemli bir destek veriyor.

İçindeki A ve bolca C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor, vücudu hastalıklara karşı koruyor.

Niyasin olarak da bilinen B3 vitamini sayesinde kan dolaşımının düzenli bir şekilde devam etmesini sağlıyor. Yine B3 vitamininin etkisiyle, sinir sistemi fonksiyonlarının da sağlıklı bir şekilde sürdürülmesine katkıda bulunuyor.

Güçlü antioksidan özelliği nedeniyle bu minicik meyve, karaciğer rahatsızlıklarının iyileşme sürecine olumlu etkilerde bulunuyor.

Antioksidan özelliği, cilt sağlığını koruma ve cildi güzelleştirme konusunda da önemli katkılar sağlıyor.

Kabızlık gibi durumlardan kolayca kurtulmayı sağlıyor, sindirim ve boşaltım sisteminin düzenli çalışmasına destek oluyor. Tabii çok tüketmemek kaydıyla…

İçindeki kalsiyum ve magnezyum sayesinde kemik ve kas gelişiminde önemli bir rol üstleniyor.

Hünnabın içinde potasyum da bol miktarda bulunduğundan kalp ve damar sağlığını destekleyici etkiler gösteriyor.

Hünnap kanser türlerine karşı etkili

Yapılan araştırmalara göre hünnap antioksidan etkisi sayesinde, meme kanseri başta olmak üzere çeşitli kanser türlerine karşı vücudu koruyor ve kanserli hücrelerin büyüyüp yayılmasına engel oluyor. Antioksidanlar, vücuda giren serbest radikallerle reaksiyona girip vücuda zarar vermelerini önlüyor.

Hamilelik veya emzirme dönemlerindeki kadınların ve ağır hastalıklarla mücadele edenlerin, hünnap ya da günlük rutinleri dışındaki farklı bir yiyeceği tüketmeden önce doktorlarına danışması öneriliyor.

Kategoriler
Sağlık

Bu gıdalar kirli havaya karşı sizi koruyor

Hücrelerinizi serbest radikallerin etkilerine karşı koruyan antioksidanlar sağlığınız için oldukça önemlidir.

Serbest radikaller ise kirli hava, sigara dumanı, güneş ışınları, petrokimya ürünleri, bazı ilaçlar, bozulmuş gıdalar ve bazı yiyeceklerde bulunan bileşiklerdir. Bunlar nefes aldığımızda, yemek yediğimizde bile vücudumuza giriyorlar ve sağlığımızı bozuyorlar. Hücrelere zarar veren serbest radikaller kalp hastalığı, kanser ve diğer ciddi hastalıklarda önemli rol oynuyorlar.

Araştırmalar antioksidan bakımından zengin gıdalar ile beslenmenin kanser, kardiyovasküler hastalık, Parkinson’s ve Alzheimer’s gibi hastalıkların riskini düşürdüğünü gösterdi.

Mayo Clinic’te yer alan habere göre, antioksidan bakımından zengin olan gıdalar liflidir, bunların doymuş yağ oranı ve kolesterolü düşüktür, ayrıca iyi birer vitamin ve mineral kaynağıdır. Peki bol miktarda antioksidan içeren gıdalar hangileridir?

Kırmızı meyveler: Bu meyvelerde bol miktarda antioksidan bulunuyor. Yaban mersini, çilek, böğürtlen, ahududu, kızılcık gibi tüm berry (çilek) meyvesi türleri en fazla antioksidan içeren meyveler arasında yer alıyor.

Armut, elma ya da erik: Kabuklarıyla yenmesi halinde armut, erik ve birçok elma çeşidinde de çok fazla antioksidan bulunuyor. Ayrıca vişne ve portakal da antioksidan bakımından iyi birer kaynaktır.

Sebzeleri unutmayın: Enginar, kırmızı lahana, kırmızı yapraklı marul, antioksidan bakımından zengin olan sebzelerin en üst sırasında yer alıyor. Diğer seçenekler arasında da kuşkonmaz ile brokoli bulunuyor.

Patates: Kabuklarıyla birlikte pişirilen yer elması ve kırmızımsı kahverengi patates de iyi birer antioksidan kaynağıdır. Kırmızı ve beyaz patateste daha az antioksidan bulunuyor.

Kabuklu kuru yemişler: Ceviz, Pekan cevizi, fındık, badem ve fıstık da en fazla antioksidan içeren kuru yemişler arasında bulunuyor. Aynı zamanda fasulye, börülce, edamame ve mercimek gibi baklagiller de bol bol antioksidan içeriyor.

Ayrıca sağlığınızı nar suyu gibi antioksidan bakımından zengin meyve suları ile güçlendirin. Bunun yanında antioksidan desteği için bir parça çikolata da yiyebilirsiniz. (Vasfiye Özcanbaz)