Kategoriler
Yaşam

Sağlığınız için tuz yerine baharat

Her gün tükettiğimiz ekmek dahil birçok gıdanın içinde tuz var. Bunun yanında yemek yaparken fazla tuz kullanırsanız günlük tuz tüketiminiz ihtiyacın üzerine çıkar ve bu durum çeşitli hastalıklara yol açar. Sağlıklı bir yaşam için yemeklerinizi tuz yerine baharatlarla lezzetlendirmeyi deneyin.

Çoğumuz yemek yaparken bol bol tuz serpiyor, fakat tuz vücudun baş düşmanı. Uzmanlar da tuzla mesafeli bir ilişkiyi öneriyor. Yemeklerimize tuz yerine baharat, limon suyu, nar ekşisi ya da sirke kullanarak tat katmak tuz tüketimini azaltmayı sağlıyor.

Hipertansiyon, kalp, böbrek hastalıkları başta olmak üzere obezite, diyabet ve bazı kanser türlerinden korunmak amacıyla günlük tuz tüketimini 5 gram ile sınırlamak gerektiğine dikkat çeken Liv Hospital Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat, tuzu azaltmanın hayatımıza yapacağı olumlu etkileri anlattı.

TUZU AZALTIN

Yemek pişirirken eklenen tuz ve ekmek her gün vücudumuza aldığımız tuzun bir kısmını oluşturuyor. Sofrada kullanılan tuzluk günlük tuz alımının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor. Bu nedenle tuzluk kullanmayarak, yemeğe ilave tuz atmayarak yapılan tuz kısıtlaması yetersiz kalıyor. Dünya Sağlık Örgütü; günlük tuz tüketimini 5 gram’dan az olarak öneriyor. Bu da günlük tükettiğimiz tuz miktarını üçte birine indirmemiz gerektiği anlamına geliyor.

GÜNDE 1 ÇAY KAŞIĞI DAHA AZ TUZ

Günlük tuz tüketiminin günde 5 grama indirilmesiyle her yıl dünyada kalp krizi ve inmeye bağlı 2.5 milyon ölüm önlenebilir. Küçük bir çay kaşığının yaklaşık 2.5 gram tuz aldığını düşünürsek biz günde yaklaşık 6 çay kaşığı tuz alıyoruz. Halbuki hedefimiz günde 2 çay kaşığını geçmemek olmalıdır. 6 çay kaşığını birden 2 çay kaşığına indirmek hemen mümkün olmayabilir ama günlük tüketimimizi bir çay kaşığı azaltsak bile yararı çoktur. Günde bir çay kaşığı daha az tuz alırsak yıllık kalp krizi riskimizi yüzde 5, felç riskimizi yüzde 3 ve ölüm riskimizi yüzde 4 azaltmış oluruz.

ÇOCUKLARA KÖTÜ ÖRNEK OLMAYIN

Tuzun azaltılması kan basıncını kontrol altına almanın yanı sıra hipertansiyon gelişimini de önleyebilir. Birçoğumuzun eli yemeğin tadına bile bakmadan tuzluğa gidiyor, eskiden bol tuzlu yiyenler yaşlanınca, hipertansiyon hastası olunca tuzun tadını unutmak zorunda kalıyor. Ailelerinin bol tuzlu yediğini gören çocuklar da aşırı tuz tüketimine yöneliyor. Tuz tüketimini kontrol altına alarak sadece yaşlılıkta değil daha erken yaşlarda hipertansiyonun ortaya çıkmasını da önlenebilir. Batı tarzı beslenmede kişiler günde ortalama 8-9 gram tuz alırlar. Bu tuzun günde 5 grama düşürülmesi kan basıncının kontrol altına alınmasını kolaylaştırır.

TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMANIN YOLLARI

  • Yemeğin tadına bile bakmadan tuz koymayın. Tuzsuz yemek çok tatsız diyorsanız biber, sirke, limon suyu ve değişik bitkilerle yemek tatlandırılabilir.
  • Tuzsuz ekmek yiyin. Taze sebze yiyin. Konserve, turşudan uzak durun.
  • Yemek pişirirken tuz koymayın, pişirdikten sonra da koymayın.
  • Tuzu azaltılmış peynir yiyin.
  • Doktor veya eczacıya danışarak yapay tuz kullanabiliriz
  • Dışarıda yemek yerken seçici olun
  • Nane, kekik, soğan, sarımsak yemeklere tuz olmadan lezzet verir. Etleri sarımsak, sirke, limon suyu ile terbiye edin.
  • Sebze, meyveler genel olarak az tuz içerir
  • Taze fındık, ceviz, semizotu yemeğe lezzet katar
  • Alışveriş yaparken gıda etiketindeki tuz miktarına bakalım.
Kategoriler
Yaşam

Zencefil çayının bilmediğiniz faydaları

Zencefilin kurabiyelere lezzet katmanın yanı sıra sağlığınız için birçok yararı bulunuyor. Gerçekte bu baharat vücudunuz için inanılmaz yarara sahip ve bir dizi hastalığı hafifletiyor.

Günde 1 fincan sıcak zencefil çayı içerek zencefil çaylarının faydalarından yararlanmalısınız. Lifehack isimli internet sitesinde yer alan habere göre işte zencefilin yararları:

Astım

Zencefil çayı içmek astıma da faydalıdır. Zencefil balgamı gevşetmeye yardım eder ve nefes alıp vermede zorlanan  akciğerleri rahatlatır.

Sindirime yardım eder

Yiyeceklerin emilimini iyileştirip ve karın ağrısını engelleyerek sindirimde yaşamsal rol oynuyor. Mide asiti salgılayıp iştahınızı düzenlemenin yanı sıra gereksiz geğirmeleri önlemeye yardım eder.

Mide rahatsızlığı ve bulantılarını geçirir

Zencefil çayı binlerce yıldır bozulan mideleri düzenliyor. Siz de karın ağrısı, sabah bulantısı ve hatta araç tutması sorunu yaşıyorsanız ılık bir bardak zencefil çayı için.

Bağışıklığı destekler

Zencefil bağışıklık sisteminizi geliştirmeye yardımcı antioksidanlar içerir. Her gün bir fincan zencefil çayı içmek sağlıklı kalmanıza yardım eder. Felç riskini azaltmanın yanı sıra zencefil damarlarınızın etrafındaki yağ oranını en aza indirip kalbinizin formda olmasını sağlar.

Adet sancısı

Zencefilin faydasını görmek için onu çay olarak içmek zorunda değilsiniz, harici olarak da uygulayabilirsiniz. Adet sancısı çekiyorsanız zencefil çayına batırılmış sıcak bir havluyu karnınızın alt kısmına yerleştirin. Zencefil kasları gevşetecektir ve ağrılarınızı hafifletecektir.

İltihabı azaltır

Çay olarak anti-inflamatuar olarak görev yapan zencefil, Romatoid artrit (eklem romatizması) ve diğer eklem iltihaplarının ağrılarının tedavisinde mükemmeldir. Doğal bir ağrı kesici özelliğe sahip olan zencefil, ağrılı kasların ve eklemlerin içindeki şişliği en aza indirir.

Kan dolaşımı

Zencefil çayı kan akışını düzenler ve ateşi, ürpermeyi ve aşırı terlemeyi önler. Amino asit ve mineral gibi aktif bileşenler içeren zencefil iyileştirilmiş kan akışına yardım eder. En sonunda bu kardiyovasküler hastalıkları önleyebilir.

Stres yatıştırır

Zencefilin kokusu aromaterapi etkisine sahiptir ve inanılmaz derecede rahatlatma özelliği vardır. Bir fincan zencefil çayı içmek ruhsal durumunuzu sakinleştirir ve geliştirir.

Alzheimer hastalığı

Zencefil çayı beyin hücrelerini uzun süre korumanın yanı sıra bu hücrelerin potansiyal kaybını azaltır. Bu nedenle günlük beslenmenizde daha fazla zencefil eklerseniz Alzheimer gibi beyinle ilgili hastalıkları engelleyebilirsiniz.

Kısırlık

Zencefil, sperm kalitesini artırmanın yanında erkek kısırlığına yardım eder.

Kanseri önler

Zencefil özellikle yumurtalık türleri gibi belirli kanserleri tedavi etmeye yardım eder. Gerçekte çalışmalara göre, zencefil yumurtalık kanseri hücrelerini tam anlamıyla yok eder. Bu kanserli hücreler kendi kendine saldırıp kendilerini öldürerek kanseri yener. Zencefil çayı içmeye başlamanız için en iyi nedeniniz bu olabilir.

Kilo verme

Çeşitli şekillerde kilo vermeye yardımcı olan zencefil çayı öncelikle aşırı yağları yakar ve uzun süre sizi tok tutmaya yardım eder. Buna bağlı olarak kalori alımınız azalır ve istenmeyen kilolarınızdan kurtulursunuz. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Kanserle savaşan 7 baharat

Yemeklerinize lezzet katmak için eklediğiniz baharatlar ile çay olarak içtiğiniz bazı şifalı bitkiler soğuk algınlığı, mide sorunları, uyku bozukluğu gibi sağlık sorunlarının yanı sıra çeşitli kanser türlerinin de önlenmesinde ve tedavisinde oldukça faydalı.

Kanseri önleyen antioksidanlar içeren bu baharatları sofranızdan eksik etmemelisiniz. İşte sağlığınız için faydalı 7 baharat ve şifalı bitki:

Zencefil

Yıllardır zencefil toplumda soğuk algınlığından kabızlığa kadar birçok sağlık sorununun tedavisinde kullanılıyor. Taze olarak, toz halinde ya da üstü şekerli olarak kullanılabilen zencefil ve ürünlerini tüketmek mide bulantısına iyi gelir. Kanser tedavisi boyunca da mide bulantılarını hafifletir.

Biberiye

Akdeniz tarzı beslenmenin en sağlıklı öğelerinden biri olan biberiye iyi bir antioksidan kaynağıdır. Bu bitkiyi çorbalarınıza, domates soslarına, ekmeğe veya kümes ürünleri, biftek ve kuzu gibi proteinli yiyeceklere lezzet katmak için ekleyebilirsiniz. Biberiye kabızlık, hazımsızlık, mide bulantısı ve diğer sindirim sistemi sorunlarında, iştahsızlıkta faydalıdır. Kanser riskini artıran toksinlerin vücuttan atılmasında faydalı olan biberiyeyi yemeklerinizde rahatça kullanabilirsiniz.

Safran

Zencefil ailesinden gelen safran belirgin bir tada sahiptir. Safranın içinde “kurkumin” isimli aktif bir bileşen bulunuyor. Bu bileşen kanser gelişimine karşın vücudu koruyan antioksidan ve anti-inflamatuar özellikler gösteriyor. Safran özü takviyelerinin kolon, prostat, göğüs ve cilt kanseri gibi bazı kanser tedavilerinde ve bunların önlenmesinde bir rolü olup olmadığı geçtiğimiz günlerde araştırıldı. Sonuçlar gelecek vaadediyor gibi görünmesine rağmen, laboratuarda ve hayvanlar üzerinde daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Şu an bunun insanlar üzerinde olumlu sonuç verip vermeyeceği belli değil.

Acı biber

Ağrının iyileşmesine yardım eden “capsaicin” isimli bir bileşen içeriyor. Topikal olarak cilde uygulanan capsaicin, sürüldüğü bölgede ağrıyı azaltan P.Upon olarak isimlendirilen bir kimyasal salgılıyor. Ancak bu ağrıyan yerlere acı biber sürmeniz anlamına gelmiyor. Acı biberleri elinize aldığınızda dikkatli olmalısınız, çünkü cilde temas ettiğinde yakıcı oluyor. Ağrınız varsa ve acı biberin gücünden yararlanmak istiyorsanız, bir onkologtan ya da fizik uzmanından Capsaisin kremi yazmasını isteyin. Kanser ameliyatlarından sonra nöropatik ağrının tedavisinde iyi sonuçlar veriyor. Acı biberin diğer faydası sindirime yardımcı olmasıdır. Küçük miktarlarda acı biber hazımsızlığı azaltıyor.

Sarımsak

Soğan, pırasa, arpacık soğan ve taze soğanın da dahil olduğu Allium sınıfına ait olan sarımsak bol miktarda sülfür içerir ve iyi bir arjinin, oligosakkarit, flavonoid ve selenyum kaynağıdır. Bunların hepsi sağlığa yararlıdır. Sarımsağın “allicin” isimli aktif bileşeni sarımsağa keskin kokusunu verir ve sarımsak taneleri doğrandığında, ezildiğinde ya da başka şekilde zarar gördüğünde açığa çıkar. Çeşitli araştırmalara göre, sarımsak tüketimini artırmak mide, kolon, gırtlak, pankreas ve göğüs kanseri riskini azaltıyor. Ayrıca sarımsak bakteriyel enfeksiyonları ve kanser oluşturan maddelerin oluşumunu engelleyerek, DNA onarımını destekleyerek kansere karşı sizi koruyor. Bağışıklık sistemine de destek sağlayan sarımsak kan basıncının düşmesine yardım ediyor.

Nane

Binlerce yıldır gaz, hazımsızlık, mide krampları ve ishali iyileştirmeye yardımcı olarak kullanılan nane irritabl bağırsak sendromuna ve gıda zehirlenmelerine de iyi geliyor. Nane mide kaslarını gevşetiyor ve safra akışını düzenliyor, yiyeceklerin mideden daha hızlı geçmesine izin veriyor. Ayrıca nane boğaz ağrısını hafifletiyor. Bundan dolayı nane bazen radyasyon ve kemoterapiden kaynaklanan ağrılı ağız yaralarını iyileştirmede kullanılabiliyor.

Papatya

Uyuma sorunlarına yardımcı olan papatya çayını yatmadan kısa süre önce içmelisiniz. Bilim adamları, kemoterapi ve radyasyon terapisi nedeniyle oluşan ağız yaralarını önlemek ve tedavi etmek için papatya gargarası üzerinde çalışıyorlar. Sonuçlar karışık olmasına rağmen, bunu denemenizin bir zararı yok. Onkologunuz kabul ettiği sürece papatya çayı hazırlayıp gerektiği zaman gargara yapabilirsiniz. Papatya çayı mide krampları gibi sindirim sorunlarına da iyi geliyor. Özellikle de bağırsak kaslarının yumuşamasına yardım eder. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Daha sağlıklı yemek yapmanın yolları

Yediğiniz yemeklerin pişirme yöntemleri, kullandığınız malzemeler de sağlığınızı olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir. Kızartma, kavurma gibi bol yağ kullanılarak yapılan yemekler birçok sağlık sorununa yol açar.

HuffingtonPost’ta yer alan habere göre, işte yemeklerinizi daha sağlıklı hale getirmenin 10 yolu:

Yeni pişirme yöntemleri araştırın

Sotelemek ya da kızartmak tek seçeneğiniz olmamalı. Brüksel lahanası, havuç ve hatta karnabaharı kebap yaparsanız yiyeceklere hoş bir tatlılık gelir. Bunların yanında buharda pişirme veya az suyla ağır ateşte pişirmek de hızlı ve sağlıklı bir seçenektir.

Rulo köfteyi domates salçasıyla deneyin

Akşam yemeğiniz için fırında rulo köfte yapıyorsanız köftenin içine yerleştirdiğiniz yumurta yerine üzerine gezdireceğiniz domates salçasıyla çok güzel bir lezzet yakalayabilirsiniz.

Yemeklerinize sarımsak ya da arpacık soğan ekleyin

Kavrulmuş sarımsak ya da arpacık soğan lezzetli yemeklerinize derin, doyurucu, neredeyse et aromasında bir tat ekleyecektir.

Fırında yaptığınız hamur işlerine bal kabağıyla deneyin

Kek ve kurabiyelerinizdeki yağı, yumurtayı azaltabilirsiniz. Tariflerinize püre edilmiş bal kabağı eklerseniz çok lezzetli olur. Ayrıca çikolata ve tarçın da bal kabağıyla birlikte iyi gider.

Daha fazla ve farklı baharatlar kullanın

Sıklıkla yemeklerimize lezzet katmak için tereyağı, süt, krema, yağ ve et ekleriz. Ancak yemeklerinize farklı baharatlar eklerseniz değişik tatlar alırsınız.

Hardal, balzamik ve bunların karışımını deneyin

Bunları etleri marine etmede kullanabilirsiniz ya da salata soslarının vazgeçilmezi haline getirebilirsiniz.

Kızartmak yerine fırında pişirin

Birçok tarifi kızartmak yerine fırında yapabilirsiniz. Patatesi, tavuğu kızartmak yerine fırında hem hafif hem de lezzetli bir şekilde pişirebilirsiniz.

Tuzu azaltın

Tariflerinizde yemeğe eklediğiniz tuzun yerine biber, baharat, limon suyu, sirke ya da hardal gibi alternatif çeşniler kullanabilirsiniz. Ayrıca yemeğinizin tadına baktıktan sonra tuz eklemelisiniz.

Lifi artırın

Sizi daha fazla tok tutmaya yardımcı olan lif oranını artırmak için pirincin, hamur işinin ve ekmeğin kahverengi olanlarını tercih edin. Beyaz un yerine tariflerinizde kepekli unla normal unu karıştırın. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Sağlığınız için evinizde bulundurmayın

Günlük yaşamınızda kullandığınız eşyalar gerektiğinde yenilenmediğinde ya da eskiyince atılmadığında sağlığınızı tehdit etmektedir.

Health isimli internet sitesinde yer alan habere göre, belirli bir zaman sonra atmanız ya da değiştirmeniz gereken eşyalar şunlar:

Eski plastik kaplar

Şeffaf, sert plastikten yapılmış, çatlamış ve üzerinde 7 sayısı bulunan plastik saklama kaplarını atın. Bunlarda BPA bulunabilir. Cam daha sağlıklıdır.

Hava temizleyiciler

Bazı şirketler kokunun daha uzun kalması için kullandıkları fitalat maddesini kullanmadıklarını açıklamalarına rağmen birçok hava tazeleyiciler (sprey, prize takılanlar) bu kimyasalı içeriyor.

Antibakteriyal sabun

Bu sabunlar bakterileri öldürmede normal sabunlardan daha etkili değildir. Bu  sabunların içerisindeki triklosan hayvanlarda hormon düzenini değiştiriyor. Ayrıca bu kimyasalın antibiyotik direncinde rol oynadığı düşünülüyor.

Diyet içecekler

Kilo vermek istiyorsanız diyet gazlı içecek alışkanlığınıza son vermelisiniz. Nature dergisinde yayınlanan çalışmada, araştırmacılar sakarin, aspartam gibi tatlandırıcılar ile değiştirilmiş mide mikropları, glukoz intoleransı ve metabolik sendrom (Tip 2 diyabetin ön ipucu) arasında bir bağ tespit ettiler.

Yıpranmış diş fırçası

Dişlerinizi günde iki kez fırçalıyorsanız diş fırçanız tahmininizden daha çabuk yıpranır. Uzmanlar da diş fırçalarınızı 3 ayda bir değiştirmenizi öneriyorlar. Eski fırçalar dişleri temizlemede ve çürüklerle savaşmada çok etkili değil.

Artık giymediğiniz giysiler

Kilo veren birçok insan yeniden kilo alırım diye bol gelen giysilerini kimseye vermiyor. Bazıları da kilo verince giyerim diye kendisine küçük gelenleri dolabında saklar. Ancak her iki durum da insanı bunaltır.

Eski maskara

Maskara gibi sıvı makyaj malzemeleri çok sayıda mikrop barındırır. Uzmanlar, maskaranın açıldıktan sonra 2-3 ay içinde değiştirilmesini öneriyor.

Kirli kontak lens kabı

Kirli bir kontak lens kabı kullanmanız göz enfeksiyonuna yakalanmanız için en büyük risktir. Bu nedenle bu kapları temizlemenin yanı sıra her 3 ayda bir yenilemelisiniz.

Bayatlamış baharatlar

Yıllarca dolabınızda duran baharatlar sizi hasta etmez ancak bunlar eskisi gibi yemeklerinize lezzet katmazlar. Taze baharatlar ise yemeğinizin lezzetini güzelleştirir.

Eski dudak parlatıcıları

Ağzınızın çevresi için kullandığınız her şey bakterileri toplar ve bu bakteriler nemli ortamda daha çabuk çoğalırlar. Dudaklarınızdaki çatlaklar sayesinde enfeksiyon oluşur. Bu nedenle dudak parlatıcıları açıldıktan sonra 6 aydan fazla kullanılmamalı.

Mutfak süngeri

Çalışmalar en kirli şeyin mutfak süngeri olduğunu geçtiğimiz yıllarda göstermişti. Uzmanlar mutfak süngeri yerine bulaşıklarınızı temizlemek için ince bir ıslak bez kullanmanızı öneriyorlar. Bu bezleri birkaç günde bir temizleyebilir ve kirlenince de çamaşır makinesinde yıkayabilirsiniz. Bu bezler daha ince olduğu için çabuk kurur, bakteri gelişimi azalır.

Plastik kesme tahtası

Bu tahtaları birkaç kez kullandıktan sonra yüzeyinde delikler, kesikler oluşur ve bakteriler buralara girince çoğalmaya başlar. Bundan kurtulmak çok zordur. Bu nedenle uzmanlar ahşap kesme tahtası öneriyorlar, çünkü ahşap doğal olarak antimikrobiyal reçine içerir. Bunlar bakterileri öldürür.

Akıllı cihazlar

iPhone ya da Android telefonunuzu tümüyle atmanız gerekmiyor, ara sıra kapatıp kafanızı dinleyin. Araştırmalar sürekli akıllı telefon kullanmak ile depresyon ve anksiyete arasında bağ olduğunu gösteriyor. Haftada birkaç kez bu cihazları kapatın ve beyninizi dinlendirin. Örneğin hafta içi akşam saat 9’dan sonra ve hafta sonu öğleye kadar kapalı tutabilirsiniz.

Çalışma sandalyeniz

Küresel araştırmalara göre, bir kişi günde ortalama 7,7 saat oturuyor ve bazıları ise günde 15 saate kadar oturarak çalışabiliyor. Aşırı oturmak vücudunuzun metabolik sistemini etkiliyor ve obezite, yüksek kan basıncı, diyabet, kanser ve depresyon gibi hastalıklara yol açabiliyor. Ara ara sandalyenizden kalkıp dolaşın, mola verin. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Bu bitkiler hafızanız için faydalı

Birçok şifalı bitki ve baharatın tıbbi etkisi bulunuyor. Bunların içinde beyin sağlığını da destekleyenler de var.

Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, beyninizi, hafızanızı korumak ve kuvvetlendirmek istiyorsanız özellikle bu dört şifalı bitkiye odaklanmalısınız:

İşte daha keskin bir zekaya sahip olmak için yemeniz gereken bitkiler!

Zerdeçal: Bu hardal sarısı toz bir antioksidan ve aynı zamanda güçlü bir anti-inflamatuardır. Zerdeçalın her gün acı baharatların içinde yendiği Hindistan’da Alzheimer gelişme riskinin Amerika’dan yüzde 25 daha az olduğu belirtiliyor. Laboratuar çalışmalarında, zerdeçalın içindeki aktif madde olan “Curcumin” ile beslenen farelerde Alzheimer’la ilişkili amiloid plaklarının daha az oluştuğu belirlendi. Zerdeçalı baharatlı yemeklerinize ya da yumurta salatanıza toz olarak atabilirsiniz. Ya da şehriye çorbasına ekleyebilirsiniz.

Adaçayı: Nane ailesinin bir üyesi olan adaçayı, hafıza artırıcı olarak biliniyor ve beyni Alzheimer’a neden olan belirli süreçlere karşı koruyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmada, sağlıklı genç yetişkinlerin adaçayı hapları içtikten sonra kelime hatırlama testlerinde daha başarılı oldukları tespit edildi. Adaçayını omletlere, domates sosuna, kızarmış tavuğunuza ekleyebilirsiniz. Ya da 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayını kaynamış suya atıp şifalı bir etkiye sahip çay elde edebilirsiniz.

Wasabi: “Japon Hardalı” olarak da bilinen ve bayır turpundan elde edilen yeşil renkli macun Wasabi, hardal ailesinden geliyor. Genellikle suşi ile birlikte yeniyor. Sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmalarına yardım ediyor.
Herhangi bir balık çeşidiyle iyi giden bu gıdayı tüp ya da toz şeklinde satın alabilirsiniz. Bu sosu ayrıca salata süslemelerinde veya lahana salatasının üzerinde kullanabilirsiniz.

Sarımsak: Kan pıhtılaşmasını önlemeye yardımcı olmak için kanı incelten sarımsak, kolesterolü de düşürebiliyor. Sarımsağın strese direnmeye yardım eden kimyasalların üretimini harekete geçirerek yaralanma ya da hastalıklardan kaynaklanan nöronları koruduğu düşünülüyor. Kıyılmış sarımsağı her türlü salamurada ya da salata soslarında kullanabilirsiniz. Etinizde, tavuğunuzda, bifteğinizde, hamur işlerinizde veya sebze yemeklerinizde de rahatça sarımsak tüketebilirsiniz.(Vasfiye Özcanbaz)