Kategoriler
Otomobil

Yapay zeka direksiyona geçiyor!

Yapay zeka, son dönemde karşımıza sıkça çıkan bir kavram haline geldi. Teknoloji firmaları, bankalar, arama motorları ve otomotiv firmaları bir biri ardına ‘yapay zeka’ya sahip ürünlerini sergiledi.

Bu firmalardan biri olan Audi de öğrenebilen makinelerde ulaştığı noktayı Las Vegas’ta düzenlenen CES 2017 Fuarı’nda sergiledi. Audi, NVIDIA ile yapılan ortak çalışmalar sonucu geliştirilen Q7 Deep Learning (Derin Öğrenme) konsept aracıyla otonom sürüşler gerçekleştirdi. Otonom sürüş için özel tasarlanmış, değişken özelliklere sahip bir açık alanda zekasını sergileyen Q7 derin öğrenme konsepti, 2 megapiksel çözünürlüğe sahip ön kamera üzerinden kendini yönlendiriyor. Kamera, NVIDIA Drive PX 2 işlemci birimiyle iletişim kuruyor ve işlemci, direksiyonu, otonom sürüş uygulamaları için özel olarak geliştirilen yüksek performanslı bir kontrol cihazıyla son derece hassas şekilde yönlendiriyor.

ÖĞRENDİĞİNİ UYGULUYOR

Audi Q7 derin öğrenme konsepti güzergah ve çevre hakkında, gözlem yoluyla ve ilave eğitim kameralarının yardımıyla sürekli bilgi topluyor. Böylece sürücünün tepkileri ile kamera tarafından tespit edilen olaylar arasında bir ilişki oluşturuluyor. Yani, daha sonraki gösteri sürüşlerinde otomobil, örneğin geçici bir trafik işaretinden gelen talimatları anlayıp derhal yorumlayarak durumun gerekliliklerine göre hareket edebiliyor. İlgili bir işaret çıktığında, konsept otomobil derhal sürüş stratejisini değiştirip kısa veya uzun güzergahı tercih edebiliyor. Sistem, hava ve yağış durumu veya ışık şartları gibi sürüşü olumsuz etkileyebilecek değişkenlerle de başa çıkabilecek şekilde güçlü bir tasarıma sahip.

ALGILIYOR, KAYDEDİYOR…

Konseptte kullanılan tekrarlı ve takviyeye dayanan teknik aynı zamanda Audi Presence asistan sisteminin de temel ilkesi. Bu yöntemi Yapay Zeka Teknolojileri’nin araştırma geliştirme çalışmalarını amaçlayan Sinirsel Bilgi İşleme Sistemleri (NIPS) Konferansında da kullanan Audi, 1.18 ebattaki bir model araca uygulanan derin öğrenme tekniği ile model aracın kendi kendine deneme yanılma ile park etmesi sağladı. İnsan beynine benzeyen sinirsel ağlar ile çevresini algılayarak bu öğrenmeyi gerçekleştiren model araç sürücünün hareketlerini algılayarak kaydediyor ve kaydettiği bu hareketlerle süreci öğreniyor.

SÜRÜŞ ASİSTAN SİSTEMLERİNE AKTARILACAK

Yapay zekayı en etkili haliyle sürücü asistan sistemlerine aktarmak isteyen Audi, bu yöntemle geliştirilecek otonom sürüş teknolojisini bundan sonra üretilecek tüm modellerine entegre ederek, yapay zekanın kullanıcıların konfor ve trafik güvenliğini maksimuma çıkaracak şekilde kullanılmasını hedefliyor. (Aydın Özcanbaz)

Kategoriler
Blog

Cep telefonunun yüzümüzü aydınlatan ışığı diğer taraftan hayatları karartıyor!

Gelişen teknoloji, günlük hayatımızdaki alışkanlıklarımızın yanı sıra otomobil kullanma alışkanlıklarımızı da bir hayli değiştirdi.

Kaldırımda yürürken, otobüste giderken, evde yemek pişirirken, hatta bir arkadaşla muhabbet etmek için gidilen çay bahçesinde bile yüzümüzü ışığının arkasına saklamaya alıştığımız cep telefonları hayatların birer birer kopmasına sebep oluyor.

90’lı yıllardan itibaren sürücülerin otomobilin direksiyonunun yanı sıra ellerinden düşürmediği ikinci bir teknik aksamı haline gelen cep telefonu ve trafik kazaları arasında çok sıkı bir ilişki olduğu yadsınamaz bir gerçek. Uzmanların belirttiğine göre, sürüş esnasında telefonla konuşma trafik kazası riskini 6 kat artırıyor. Bu oran kısa mesaj okuma ve yazma esnasında ise 20 kattan fazla artış gösteriyor.

Ancak cep telefonlarının artık adeta birer bilgisayara dönüştüğü ve ‘tarife paketleri’ sayesinde kullanım maliyetlerinin düştüğü günümüzde belki de yukarıda telaffuz edilen rakamlar ‘masum’ bile kalabilir.

Artık direksiyon başındayken cep telefonu görüşmelerinin yanı sıra mail ile iş takibi yapıyor, WhatsApp mesajları yazıyor, selfie çekip Instagram’da Twitter’da paylaşıyor, Facebook’ta arkadaşlarımızı takip ediyoruz. Bu kadar da değil, toplu ulaşım araçlarını kullanan sürücüler bile araçlarında taşıdığı canları hiçe sayarak bu cihazları ellerinden düşürmüyor. Peki bunların cezai müeyyidesi yok mu? Var elbet. Tabii yakalanırsan!

İşin bir de otomotiv firmaları boyutu var. Sağ olsunlar onlar da direksiyon başındaki sürücü elinde telefonla yakalanıp ceza yemesin diye ellerinden gelen gayreti gösteriyor. Artık pek çok araçta ‘bluetooth’ bağlantılı multimedya cihazları bulunuyor. Oem olarak bile herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bu cihazlar ile sürücüler telefon görüşmelerini yapabiliyor, mesajlarını okuyabiliyor, istedikleri müzikleri menülerden seçebiliyor, navigasyon kullanabiliyor, sosyal medyaya bağlanabiliyor, maillerini okuyabiliyor, televizyon ve film seyredilebiliyor. Bu cihazların tek faydası direksiyon başında telefonunu elimize almamamız. Bunun haricinde sürücünün dikkatini dağıtma görevlerini bu şekilde de layıkıyla yerine getiriyorlar!

Cep telefonları, multimedya cihazları, dikkatsizlik, aşırı hız ve alkol. Geçtiğimiz yıl yaşanan 1 milyon 199 bin trafik kazasında, 3 bin 524 can kaybı ve 285 bin yaralı. Sonuç, babasız veya annesiz kalan evlatlar; evlatlarından olan anne-babalar ve belki de bu kazaların izini bedenlerinde bir ömür boyu taşıyacak yüzbinlerce insan.

Dedik ya, cep telefonu olsun araçlarımızdaki multimedya cihazları olsun, teknolojinin yüzümüze yansıyan ışığı hayatımızı karartıyor.(Aydın Özcanbaz)

Kategoriler
Otomobil

Direksiyon tarihe mi karışıyor? Otomobiller artık ‘söz’ dinleyecek!

Uzun yıllardır, pilotlar uçakların kanatlarını yönlendirebilmek için mekanik konektör ve hidroliklerden çok elektronik kumandalı uçuş sistemleri kullanıyor. Bu sistemi örnek alan Infiniti firması otomotiv sektöründe elektronik sürüş sistemini uygulayan ilk otomobil üreticisi oldu.

Infiniti G Sedan’da ilk kez uygulanacak olan sistem, direksiyonun hareketini ölçmek için elektronik erişim düzeneği kullanıyor. Daha sonra elektronik kontrol modülleri, komutları ön takım üzerine yerleştirilen diğer elektronik erişim düzeneğine naklediyor. Bilgisayar kontrollü sistem düşük hızlı manevralar veya hızlı denge için direksiyon oranı ve hidrolik direksiyon yardımını anlık olarak değiştirebiliyor. Sistem, mekanik bağlantı olmaksızın pürüzlü yoldaki titreşim ve sarsıntıları da filtre edebiliyor.

Elektronik sürüş sistemi aynı zamanda Infiniti’nin mevcut şerit takip sistemini destekleyerek iyileştiriyor. Ön cam üzerine yerleştirilen kamera, otomobilin şeridinden kaydığını algılayınca bilgisayar, frenlere otomobilin duruşunu programlamak üzere komut gönderiyor. Elektronik sürüş sistemiyle ise kameraya bağlı işlemci otomobili şeritte tutmak için sisteme talimat veriyor.

Ancak üreticiler, muhtemel riskleri düşünerek otomobillerde elektronik sürüş sistemini uygulamak için bir hayli ağır davrandı. Sistemin güvenli bir şekilde çalıştığından emin olmak için Infiniti 3 ayrı kontrol modülü kullanıyor. Otomobil normalde bir joystik ile bile kullanılabilir ancak Infinity, en azından bu nesil için bu nesil için direksiyon simidinin yerinde kalmasına karar verdi. Herhangi bir güç kaybı saydığımız tüm karmaşık devreleri devre dışı bırakırsa sistem, mekanik kontrolü sürücüye geri verecek.

Bu sistemin ilk olarak kullanıldığı G Sedan’da her şey yolunda giderse  elektronik sürüş sistemi sürücülere bugüne kadar hiç tatmadıkları bir konfor getirecek. Mühendisler sürtünme kaybını önleyerek mekanik direksiyon kolunu tümüyle kaldırabilecek. Hatta bu sistem ile direksiyon simidi tamamen devre dışı kalacarak joystick veya ses komutlarıyla otomobilinizi kullanabileceksiniz.  (Aydın Özcanbaz)