Kategoriler
Yaşam

Bir tabak ıspanaktan daha fazla demir içeriyorlar

Vücudunuzu ve zihninizi dinç tutan demir, sağlığınız için çok önemli bir mineral olmasına rağmen dünyada her 3 kişiden birinde demir eksikliği problemi yaşanmakta. Herkes ıspanağın bol miktarda demir içerdiğini düşünür, oysa bazı gıdalarda ıspanaktan çok fazla demir var.

Demir, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin korunmasına, vücut sıcaklığının düzenlenmesine ve diğer besin maddelerinin sindirilmesine ve emilmesine yardımcı olması için de esastır. Reader’s Digest’ta yer alan habere göre, demirin kanımız yoluyla kaslarımıza ve beynimize oksijen taşıdığını söyleyen diyetisyen Brigitte Zeitlin, bunun hem zihinsel hem de fiziksel sağlık ve performansımız için çok önemli olduğunu vurguladı. 

Demir nedir, kaça ayrılır?

Demir mineralleri HEM olan ve HEM olmayan demir şeklinde 2’ye ayrılıyor. İçerisindeki enzim ve yapıdan dolayı kullanılabilirliği daha fazla olan, kaliteli dediğimiz HEM olan demir, daha çok yumurta ve ette bulunur. HEM olmayan demir içeren pekmez, yeşillik gibi besinler, demir eksikliğini tamamen gidermez, yalnızca katkıda bulunur.

Demir eksikliğinin belirtileri neler?

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, demir eksikliği, aşırı yorgunluk, hızlı kalp atışı, nefes darlığı ve çoğu insanın doktora gitmesine neden olan odaklama zorluğu gibi semptomlar ile kendini gösterir. 

Ne kadar demir almalısınız?

BetterThanDieting sitesinin sahibi Bonnie Taub-Dix, RDN, demirin gıdalar ya da takviyeler gibi dış kaynaklardan alınması gerektiğini belirtiyor. Beslenme uzmanları yetişkin erkeklerin günde en az 8 mg ve adet döngüsü nedeniyle yetişkin kadınların ise günde 18 mg demir almasını önerir. Hamile kadınlarda ise bu miktar 27 miligrama çıkar.

Bilinenin ya da sanılanın aksine 1 kase çiğ ıspanakta 1 miligramdan daha az demir bulunur. En iyi demir kaynaklarından bazıları, kırmızı et, karaciğer, kabuklu deniz ürünleridir. Vejeteryan bir beslenme düzenine sahipseniz tükettiğiniz gıdaların demir miktarına çok dikkat etmelisiniz.

İşte ıspanaktan daha fazla demir içeren gıdalar:

Kırmızı et

Demir denildiğinde çoğu insanın aklına kırmızı et gelir ve bu konuda haklılar. Yaklaşık 120 gramlık sığır köftesinde hemen hemen üç miligram demir, ayrıca B-12 vitamini, çinko ve selenyum bulunur. Kırmızı et, yağ konusunda kötü bir şöhrete sahip olsa da, sığır filetosu ile fırında pişmiş ette çok az yağ bulunur.

Tavuk uyluk

Kümes hayvanlarında ise dana etinin yarısı kadar demir bulunur. Örneğin, 120 gramlık tavuktan 1.3 mg demir alabilirsiniz. Ve daha da önemlisi, tavukta bulunan demir vücudunuz tarafından en kolay emilen demir türüdür. Demir alımınızı en üst düzeye çıkarmak istiyorsanız, tavuk göğsü yerine uyluk gibi tavuğun koyu renkli etini tercih edin.

Kuru kayısı

Yarım kase kuru kayısı, hem 160 kalorinin altındadır hem de yaklaşık 2 mg kas geliştirici mineral sağlar. Ayrıca kayısı, vejeteryanların demir ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmanın harika bir yoludur. Bununla birlikte kayısıda vücudun demiri emmesine yardımcı olan C vitamini de ol miktarda bulunur.

Kırmızı mercimek

Demir içeriği açısından baklagil ailesinin üyeleri en üst sıralarda yer alır. Yarım kase pişmiş mercimek, 3 miligramdan fazla demir içermesinin yanında mükemmel bir protein kaynağıdır. Ayrıca, yüksek lif içeriğine sahip mercimek bu sayede bağırsak sağlığını artırmaya yardımcı olur.

Amarant bitkisi

Tam tahıllar genellikle iyi bir mineral kaynağıdır ve amarant da bunlardan biridir. Halk arasında horozibiği olarak bilinen bitkiden elde edilen amarantın bir kasesi beş miligram demirin yanı sıra magnezyum, kalsiyum, fosfor ve potasyum içerir. Undan gevreklere kadar birçok farklı şekli olan amarant doğal olarak glutensizdir.

Haşhaş

Kenevir bitkisinin yenilebilir kabuklu tohumu olan haşhaş, et tüketmeyenler için başka bir demir seçeneğidir. Çeyrek kasesiyle 2 mg demir sağlayan haşhaşta Omega-6 ve Omega-3 dahil olmak üzere sağlıklı yağlar bulunur. Ayrıca haşhaş protein, lif ve dokuz temel amino asitin tümünü içerir.

Chia tohumu

İyi bir Omega-3 yağ kaynağı olan minik tohumların çeyrek kasesinde 2 miligram demir bulunur. Bununla birlikte lif, protein ve kalsiyum, magnezyum ve fosfor gibi diğer değerli mineraller bakımından zengindir.

Kaju

Genel olarak kuruyemişler, sağlığınız için faydalı yağlar ve uygun miktarda proteinle doludur. Ancak kaju, çeyrek kasesindeki 2 mg demir sayesinde en yüksek demir içeren kuruyemiş özelliği taşır.

Kuru fasulye

Kuru fasulyede bol miktarda lif ve folat (B vitamini) vardır. Spesifik çeşitliliğe bağlı olarak, yarım kase başına 2 ila 4 mg demir bulunur.  En fazla demir beyaz kuru fasulyede bulunur; nohut ve siyah fasulyede ise daha az demir minerali var.

Bitter çikolata

Çikolatanın içerisinde bulunan kakao da fasulyeden gelir ve diğer fasulyeler gibi kakaoda da demir miktarı oldukça yüksektir. Yaklaşık 30 gram bitter çikolata (yüzde 60 veya 70 civarında bir kakao içeren), üç miligramdan fazla demir içerir.

Demir alımında dikkat etmeniz gerekenler!

Günlük beslenmenizi tüm bu gıdalarla sağlasanızda tükettiğiniz diğer gıdalarla demirin emilimini engellememeye dikkat edin. Çünkü, kafein, çaydaki tanenler ve gazlı içeceklerdeki fosfat gibi bazı besin maddeleri, demirin emilimini engeller. Bu gıdaları tüketmediğiniz takdirde vücudunuzun kullanabileceği mineral miktarı artacak.

Aynı şekilde, bazı gıdalar da vücudunuzun demiri emme kabiliyetini arttırır. Özellikle C vitamini, etten kaçan insanlar için yararlı olabilecek bitki bazlı demir kaynaklarından daha fazla yararlanmanıza yardımcı olur. Yüzde 100 portakal suyu, dolmalık biber veya çilek türleri gibi C bakımından zengin gıdaların tüketilmesi demirin vücudunuz tarafından daha kolay emilmesini sağlar. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Bazı gıdalar pişirmeden önce asla yıkanmamalı

Yemek yaparken hazırladığınız bazı gıdaları yıkamanız çok tehlikeli olabilir. Gıdaları yıkarsanız üzerindeki bakterilerin tezgahın yüzeyine ve hatta tüm mutfağa yayılmasına neden olabilirsiniz. Buna bağlı olarak da hastalanma ihtimaliniz artabilir.

Pazardan, marketten ya da kasaptan aldığınız gıdaları pişirmeden önce üzerindeki mikroplardan arındırmak için hemen herkes onları yıkamak ister. Ancak bazı gıdaların pişirilmeden yıkanması çok tehlikelidir. Reader’s Digest’ta yer alan habere göre, işte pişirmeden önce asla yıkamamanız gıdalar:

Tavuk ve balık

Marketten ya da kasaptan aldığınız tavuğu pişirmeden önce lavaboda yıkar mısınız? Öyleyse, bu alışkanlığı bırakma zamanı gelmiştir. Gıdalardan çıkan herhangi bir bakteri veya patojeni ortadan kaldırmakla kalmaz, aynı zamanda kontaminasyon (bulaşma) riskini de arttırır. Lavabonuzda çiğ tavuk ve balık yıkarsanız, tavuğun üzerindeki bakterileri, mutfak tezgahınızdaki temiz yüzeylere yayma, bulaştırma ihtimaliniz yüksektir. Bakterilerden kurtulmanın tek yolu onu pişirmek.

Kırmızı et

Aynı şekilde eti de yıkadığınızda bakteri yaymanın yanında ete nem eklersiniz. Yıkama sırasında ete ilave edilen nem, tadı da etkileyebilecek buhar oluşturur. Etin nemini almak için pişirmeden önce en fazla kağıt havluyla hafifçe bastırabilirsiniz. Eti ocağa bırakınca hemen lavabonuzu ve yakındaki yüzeyleri temizleyin. Etinizi marine etmeyi planlıyorsanız, buzdolabında saklayın ve etin içinde bulunduğu sıvının çapraz bulaşmayı önlemeye özen gösterin.

Önceden yıkanmış gıdalar ve salata

Paket üzerinde önceden yıkanmış yazan gıdaları tekrar yıkamanıza gerek yok. Suyunuzu ve zamanınızı koruyun! Ayrıca, diğer gıdaların yanında veya diğer gıdaların bulunduğu yüzeylerde daha fazla kalması çapraz bulaşma riskini arttırır, bu nedenle bu gıdaları doğrudan salata yapın veya fırına atın.

Mantarlar

Et gibi mantarlar da su ile uzun süre temas ettiğinde tat ve tutarlılık açısından değişebilirler. Temizlendikleri kap veya yakınında yüzeyler kirlenmediği sürece mantar tehlikeli olmaz. Mantarı su dolu kap içerisinde yıkamayın,  nemli bir kağıt havluyla silin. Çünkü mantar sünger gibi suyu emer.

Yumurta

Pek çok kişi, kir veya mikrop kalmadığından emin olmak için yumurtanın kabuğunu kırmadan veya onu kaynatmadan önce yumurtayı yıkar. Fakat yumurtalar paketlenmeden üretici firma tarafından iyice yıkanır ve yumurta yüzeyine yenilebilir bir mineral yağ filmi uygulanır. Bu film, bakterilerin yumurtanın içine nüfuz ederek yumurtayı kirletmesini önler. Pişirmeden önce bir yumurtayı yıkadığınızda, kabuğu gözenekli olduğundan bakterilerin yumurtanın içine girmesine neden olur.

Makarna

Makarna sizi nadiren hastalanmanıza neden olur, ancak asla yıkanmamasının nedeni başka. Pek çok insan pişirdikten sonra makarnayı durular, bu da makaranın üzerindeki faydalı nişastaları durulayıp sosların yapışmasını zorlaştırır. Bununla birlikte, pirinç veya kinoa gibi tahıllar da doğru tadı ve kıvamı elde etmeniz için her zaman sadece pişirmeden hemen önce suyla yıkanmalı. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Buzdolabınızdaki gizli tehlikeler!

Aldığınız sebzeler, meyveler ya da yumurta veya peynir bozulmadan ne kadar süre dolapta duruyor. Peki, bu gıdaların bozulup bozulmadığını nasıl anlayabilirsiniz?

Foxnews.com isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte buzdolabınızda sizi bekleyen 7 gizli tehlike:

Meyve ve sebzeler

Meyve ve sebzelerinizi uzun süre dolapta bekletirseniz, bir süre sonra sararmaya, buruşmaya ve bozulmaya başlayacaktır. Bugünlerde aldığınız pahalı meyve ve sebzelerinizi çöpe atmak istemiyorsanız, sık sık alışveriş yaparak bunları uzun süre dolapta bekletmeyin. Her seferinde en fazla 3-5 günlük sebze ve meyve satın almak para kaybınızı önleyecektir.

Küf

Küf, miktarına ve hangi yiyeceklerde olduğuna bağlı olarak tehlikeli olabilir. Eğer küf yiyeceğin yüzeyinin büyük çoğunluğunu kapladıysa, bu gıdayı atabilirsiniz. Dolabınızdaki herhangi bir et çeşidinde küf belirtileri varsa, hemen çöpe atmalısınız.

Ekmekte, reçellerde, yoğurtta, fındıklarda ve önceden pişmiş artan yemeklerinizde küf olup olmadığını kontrol edin. Bu yiyecekleri atmanız hastalanmanızdan iyidir.

Et

Etiniz buzdolabında güvendeyse son tüketim tarihini kontrol etmelisiniz. Etiniz güzel görünmesine, kokmasına ve tadının iyi olmasına rağmen tehlikeli olabilir. Biftek ya da diğer kırmızı etler, paketteki tarihin üzerinde 4 gün geçerse yenmemelidir. Donmuş et daha uzun süre dayanır, ancak çözdükten sonra asla yeniden dondurmayın. Et kayganlaşmışsa, rengi ve kokusu tuhafsa, hemen çöpe atılmalı.

Don yanığı

Et ya da tavuktaki beyaz kuru yerler don yanığının işaretidir. Çok uzun süre dondurulan veya paketlemesi tam olarak yapılamayan et ve tavukta bu yanmalar meydana gelebilir. Bu ürünler kullanmak güvenlidir ama don yanığından dolayı yanan kısımların tadı ve kokusu güzel değlidir. Don yanığı, beslenme değerinin düşmesine de neden oluyor. Bunu önlemenin en iyi yolu gıdayı dondurmadan önce güzelce paketlemektir.

Balık

Taze çiğ balığın raf ömrü buzdolabında çok kısadır. Sadece 1-2 gün dolabınızda saklayabilirsiniz. Eğer balığınızı satın aldığınız tarihi hatırlamıyorsanız, balık buzdolabınızda ağır bir koku yayması bozulduğu anlamına gelir. Balığınız balık gibi kokmalı, bayıltıcı bir kokusu olmamalı.

Yumurta

Marketten çok sayıda yumurta alıp saklayabilirsiniz. Çünkü kabuklu taze olan yumurtayı buzdolabınızda 3-5 hafta arasında saklayabilirsiniz.

Süt ürünleri

Süt, bozulunca en kolay anlaşılan gıda maddesidir. Eğer, sütünüz ekşi kokuyorsa hemen dökmelisiniz.

Krema, çiftlik peyniri ve ekşi kremanın ise bozulup bozulmadığını anlamak biraz daha marifet ister. Bunlar genellikle üretim tarihinden itibaren yaklaşık 10 gün boyunca taze kalıyor. Yoğurt, en geç son tüketim tarihi geçtikten birkaç gün içinde tüketilmelidir. Ancak, bu kadar süre beklerseniz yoğurdun tadı ve besin değerini kaybeder.

Peynir ve tereyağı daha uzun süre dayanabiliyor. Ancak, siz yine de bunları 1 ay içinde tüketin. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Enerjiye dönüşen atıştırmalıklar

Yoğun çalışan bekar erkekler ya da kendileri için yemek hazırlamaya vakit bulamayan işkadınları, besleyici atıştırmalıklar ararlar. Maalesef, birçoğu karbonhidratlı, yağlı ve düşük protein değerlerine sahip atıştırmalıkları tercih ediyor.

Yaklaşık 80 kilogramlık bir erkeğin tüketmesi gereken günlük protein miktarı 82 gram iken, 57 kilogram gelen kadının protein ihtiyacı ise 45-50 gram olarak belirtilmiştir. Eğer siz de yoğun çalışıyor ve sağlıklı atıştırmalıklar arıyorsanız, Foxnews’in haberinde yer alan yüksek proteinli önerilere bir gözatın:

Kurutulmuş et

İster inanın, ister inanmayın kurutulmuş et sağlıklı bir seçenektir. Ortalama olarak, 30 gram kurutulmuş ette 70 kalori, 1 gram yağ ve 11 gram protein bulunuyor.

Yumurta akları

Bir yumurtanın akında sadece 15 kalori var. Yağsız ve kolesterolsüz olan yumurta akında 4 gram protein bulunuyor. Bir tavaya çabucak 2-3 yumurta akı atın ve besleyici atıştırmalığınız hazır olsun.

Köy peyniri ve meyve

Yarım kase köy peyniri ortalama 16 gram protein içeriyor. Bu peynirde, sadece 102 gram kalori ve 2 gram da yağ bulunuyor. Hızlı ve sağlıklı bir atıştırmalık hazırlamak için bu peyniri taze meyvelerle karıştırabilirsiniz.

Ton balığı

Teneke kutu başına yaklaşık 25 gram protein içeren ton balığı harika bir protein kaynağıdır. Bir kutu ton balığı yaklaşık 111 gram kalori içeriyor, yağ bulunmuyor.

Protein barlar

Marketlerde onlarca çeşit protein bar bulabilirsiniz. Ancak, tüm bu barların aynı olmadığını unutmayın. Protein barlar mutlaka yüksek proteinli atıştırmalık olmalı. Yüksek karbonhidratlı ve yağlı olanlarından uzak durun. 75 gramlık her protein bar, 30 gram protein ile sadece 6 gram karbonhidrat ve 5 gram yağ içeriyor.

Yeşil mercimek

Kendi başına atıştırmalık gibi görünmemesine rağmen, çorbanıza ya da salatanıza bir avuç dolusu yeşil mercimek atarak aldığınız protein miktarını artırırsınız. Bir kase yeşil mercimekte 230 kalori, 1 gram yağ ve 18 gram protein bulunuyor.

Yerfıstığı ezmesi

Çocuklar gibi yer fıstığı ezmesini ve jöleli sandviçleri seviyorsanız, şanslısınız. Bir çorba kaşığı yer fıstığı ezmesi 4 gram protein, 8 gram yağ ve 95 kalori içeriyor. Daha fazla enerji için, yerfıstığı ezmesini tam tahıllı bir dilim ekmeğin üzerine sürün ve üstünü muz dilimleriyle süsleyin.

Yulaf ezmesi:

Bir paket hazır yulaf ezmesinde yaklaşık 5 gram protein, 105 kalori ve 2 gram yağ bulunuyor. Yulaf ezmesini tek başına yiyebileceğiniz gibi, içine biraz tarçın da ekleyebilirsiniz. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Kanserden korunmada beslenme çok önemli

Dünyada yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda beslenme ve kanser arasında kuvvetli bir ilişki olduğu görüldü. Aşırı et, alkol ve sigara kanser riskini artırırken bol sebze, meyve ve posalı ürünler kanser riskini azaltıyor.

Batı tarzı beslenmede yağ oranı yüksek hayvansal proteinli gıda ile beslenme ön planda ve lifli gıda tüketimi az olduğunu söyleyen Liv Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Duygu Derin beslenme ve kanser ilişkisini anlattı.

Eti fazla yemeyin

Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın barsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülür. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı biliniyor. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.

Her gün tüketilen 100 gram etin kalın bağırsak-rektum kanseri riskini yüzde 29, 50 gram şarküteri ürününün ise riski yüzde 21 artırdığı görülmüştür.

Bol sebze, meyve tüketin

Sebze, meyve, tahıl ve kuru baklagiller tanelerinin dış kısmında posalı maddeler bulunur. Bu gıdalar posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin önlenmesinde etkindir. Bol sebze ve meyve ve diğer posalı gıda ile beslenme kolorektal kanser oluşumunu yüzde 20 – 40 oranında azaltır.

Meyve ve sebzeler hem posa oluşturarak bağırsak kanseri için, hem de içerdiği vitaminlerin antioksidan özellikleriyle tüm kanserlerden korunmak için faydalıdır. En çok A,C,D ve E vitaminin antioksidan özelliği ön plana çıkarlar. Antioksidanlarla ilgili laboratuar ve hayvan çalışmaları umut verici olmakla beraber insan çalışmalarının sonuçları çelişkilidir. Bu konuyla ilgili araştırmalar sürüyor.

Salamura yiyeceklerde risk fazla

Tütsülenmiş balık ve et yüksek tuz içiren gıda(salamura) nitrit içeren işlenmiş et ve konserve tüketilen toplumlarda mide kanseri sıklığı belirgin olarak yüksektir. Buna en iyi örnek Japonya’dır. Dünyada mide kanserinin en sık olduğu ülke olan Japonya’dan başka ülkelere giden göçmenlerde on yıllar içinde mide kanseri sıklığı azalır ve yerleştikleri ülkedeki mide kanseri sıklığına geriler. Bu durum diyetin bu hastalığın oluşumun ne kadar etkili olduğunu gösterir.

Sigara ve alkol bir numaralı kanser nedeni

Son araştırmalar batılı toplumlarda erkeklerde kanserlerin yaklaşık yüzde 10,8’i, kadınlarda yüzde 4,5’i alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Risk, alkol türüne göre değil, günde içilen alkol miktarına göre artıyor. Günde bir kadehin ağız, boğaz ve gırtlak kanseri riskini yüzde 168, yemek borusu kanseri riskini yüzde 28, meme kanseri riskini yüzde 10 ve kalın bağırsak-rektum kanseri riskini yüzde 9 artırabilir.

Sigara ve tütün kullanımından sonra, erkeklerde en fazla kansere yol açan neden, yeterince sebze ve meyve yememeleri; kadınlardaysa şişmanlıktır.

Obezite kanser riskini artırıyor, egzersiz azaltıyor

Yapılan araştırmalarda haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksel faaliyetin, kalın barsak, meme ve rahim kanseri riskini, meyve sebze tüketiminin artırılmasının ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, akciğer ve mide kanseri riskini azalttığını vurgulanmakta ve Akdeniz tarzı diyet önerilir.

Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum endometrıyum ve yemek borusu kanseri obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir.

Kategoriler
Yaşam

Sağlıklı ve lezzetli ızgaranın 6 yolu

Izgara, sağlıklı bir pişirme yöntemi olmasının yanı sıra yiyeceğe pişme sırasında özel bir lezzet katar. Ayrıca, ızgarada pişen yiyecekler şeker hastalığı olan kişiler için faydalıdır.

İşte daha lezzetli ızgaranın 6 yolu

-Yağlı et ve köftelerden kaçının ve ızgaranızı deniz ürünleri ve yağsız et parçalarıyla doldurun. Yağlı köftle ve sucukları yemek zorunda değilsiniz. Tavuk, balık, sığır filetosu ya da bonfile gibi daha sağlıklı seçenekleri tercih edebilirsiniz.

-Tavuğunuzun derisini yüzün. Böylece kalori ve doymuş yağdan kurtulacaksınız. Doymuş yağ kalp hastalığı riskini artırıyor.

-Etlerinizi sirkeli suda marine edin. Böylece, sirke, zeytinyağı, limon suyu, sarımsak, çeşitli baharatlar ile kendi karışımınızı hazırlayabilirsiniz.

-Izgara kolay görünebilir. Ancak, ızgaranın nasıl yapıldığını biliyorsanız kolaydır. Bir parça eti ne sıklıkta çevireceğinizi ve bunu ne zaman yapacağınızı biliyor musunuz? Buna benzer basit ızgara sırlarını öğrenerek, daha eğlenceli, sağlıklı ve güzel ızgaralar yapabilirsiniz.

-Biraz kabak, patlıcan, mantarı da şişe dizebilirsiniz. En sevdiğiniz sebze ve meyvelerin çoğu, ızgaraya konduğunta yeni bir lezzetle sizi büyüleyecektir. Bunları ızgaraya koymadan önce biraz zeytin yağı sürün.

-Yiyeceklerinizin lezzetli olması için paketler içinde ızgaraya koyabilirsiniz. Akşam yemeğinizi ızgarada yapmak mangalda pişmiş et ya da közlenmiş mısır olması anlamına gelmiyor. Pakette pişirmek, ızgara üzerinde değişik yemekler yapmanıza imkan verecektir. Alüminyum folyoya biber, soğan, mısır, fasulye ve bunun gibi istediğiniz sebzeyi koyup içine biraz da zeytinyağı ya da et, tavuk suyu ekleyerek pişirebilirsiniz. Bu paketi ızgaranın üzerine yerleştirin. Bu yöntem, balık ve kemiksiz tavuk göğsü gibi lezzetli ve çabuk pişen gıdalarda daha çok işe yarar. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Zayıflamaya engel 10 gıda

Kilo aldıracağını ve sağlığımız için kötü olacağını düşündüğümüz gıdaların zayıflamamıza yardımcı olduğu yapılan çeşitli araştırmalarla kanıtlandı.
Foxnews’te yer alan habere göre, işte kilo vermenize yardımcı 10 kötü bilinen gıda:

Beyaz ekmek değil. Lif, mineral ve vitaminlerle dolu yüksek kaliteli ekmek, gerçekten glisemik indekste alt sırada yer alıyor. Bu da kan şekerinde ani yükselmeye neden olmuyor. Kilo vermek istiyorsanız, ekmek somunu yerine yüzde 100 buğday unuyla yapılan ya da tam tahıllı ekmekleri seçin. Yüksek oranda lif içermeyen buğday unundan uzak durun.

Yerfıstığı ezmesi yağlı mı ya da fazla mı kalori içeriyor? Brigham ve Kadın Sağlığı Hastanesi’ndeki bir araştırmaya göre, yerfıstığı ezmesi yiyenlerin kilo vermesi ve verdikleri bu kiloları tekrar almaması daha muhtemel. Purdue Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da, erkeklerin yerfıstığı ezmesi yedikten sonra kendilerini daha tok hissettiklerini gösteriyor.

Doymuş yağ içermesine rağmen, hindistan cevizi yağı metabolizmanızı geliştiriyor ve kilo vermenize yardım ediyor. Hindistan cevizi yağı kolesterol seviyenizi artırmaz ve sindirim bozukluğu belirtilerini azalttığı biliniyor.

Peynir,kalsiyum içermesinden dolayı kilo vermek için çok önemli. Çalışmalar, beslenmesinde yüksek oranda süt ürünü tüketen obez yetişkinlerin önemli ölçüde kilo verdiğini gösterdi. Fakat peynirin yağlı ve tuzlu olması da bir dezavantaj.

Diyette bile olsanız, yemekten sonra tatlı yiyebilirsiniz. Dondurmadan farklı olarak, şerbet yağ içermez, ancak kaymak tadındadır.

Ceviz, fındık gibi kabuklu yemişler yağla dolu olabilir, fakat bu yağın iyi bir türüdür. Kabuklu yemişler aynı zamanda lif de içeriyor. Bu nedenle, patates cipsi ya da kurabiye yerine sağlıklı olan badem, yerfıstığı ya da hint fıstığı (kaju) gibi çerezlerden atıştırabilirsiniz.

Yıllardır yumurta üzerine yenip yenmemesi konusunda birçok tartışma yaşanıyor. Fakat, araştırma, sabahları yumurta yemenin iyi olduğunu, içerdiği protein nedeniyle sizi daha uzun süre tok tuttuğunu kanıtladı.

Kırmızı etten kaçınmak zorunda değilsiniz. Çünkü, yağsız biftek, tavuk ile aynı miktarda doymuş yağ içeriyor.

Kafein kan basıncını ve kalp atış hızını artırıyor. Ancak bazı araştırmalar, kafeinin metabolizmayı hızlandırdığını ve iştahı bastırdığını gösteriyor. Fakat, şekerli meşrubatlar içmek veya kahvenize şeker, krema eklemek kafeinin pozitif etkisini yok ediyor.

Şekerli sakız çiğnerseniz dişlerinizi çürütebilir. Ancak Rhode Island Üniversitesi’nden bir beslenme profesörü sakız çiğnemenin iştahı bastırdığına ve metabolizmayı harekete geçirdiğine inanıyor. Çalışmanın ilk sonuçları, hipotezi destekliyor. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Hamilelikte bu yiyeceklerden uzak durun

Hamilelik döneminde uzak durmanız gereken gıdalar konusunda çevrenizdeki her kafadan bir ses çıkar. Peki bu işin en doğrusu nedir, hangi yiyecekler hamileler için zararlı?

Hamileler için karmaşık olmayan, çantanızda taşıyabileceği bir liste hazırlayan Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, hamilelerden bu listeyi yanlarından ayırmamasını istedi.

İşte uzak durmanız gereken yiyecekler:

BÜYÜK BALIKLAR: Bebeğinizin sinir sistemine zarar verebilecek yüksek miktarda civa içeren, uzun ömürlü büyük balıklardan uzak durun. (Kılıç balığı, köpek balığı, uskumru)

KOLYOS: Bu balık sağlıklı bir omega 3 kaynağıdır ama yüksek miktarda civa içerir. Bunun yerine daha güvenilir olan somon ve karides tercih edilmelidir.

SUŞİ VE DİĞER ÇİĞ BALIKLAR: Yediğiniz balık pişmiş olmalı. Çiğ balık çok miktarda bakteri ve parazit içerebilir. Bu da mide bağırsak sistemini altüst eder.

SOĞUK ETLER VE SOSİS: Kadınların gıda yoluyla bulaşan bazı paraziter hastalıklara yakalanma riski 20 kat fazladır. Bu bakteriler, plasenta yoluyla fetüse ulaşırlar ve ölü doğum, düşük, erken doğum gibi sonuçlar doğurabilirler.

YUMUŞAK PEYNİRLER: Bu peynirler aslında ülkemizde çok tüketilmemektedir ama yine de örnek vermek gerekirse; feta, brie, rokfor peyniri de bakteri içerebilir.

PASTÖRİZE EDİLMEMİŞ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ: Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden uzak durulmalı.

SALAM, SOSİS, TÜTSÜLENMİŞ ET, BEYİN VE DENİZ ÜRÜNLERİ: Bu ürünler tütsülenip dondurularak saklanırlar. Çeşitli bakteriler içerme olasılığı vardır.

ALKOL VE İLAÇLAR: Alkol ve beyin üzerine etkili diğer ilaçlar, erken doğum olasılığını artırmanın yanı sıra çeşitli doğum kusurlarına da sebep olabilir.  Yeni araştırmalar aşırı olmayan alkol kullanımının bile çocuğun ileriki yaşantısında önemli yan etkilere yol açabileceğini göstermiştir.

KAFEİN: Genel olarak, gebelikte kafein tüketimi konusunda kabul edilen sınır değer 200-300 mg/gün’dür. 2008 yılında yapılan bir çalışmada 200 mg üzerinde günlük kafein tüketiminin düşük olasılığını artırabileceğini belirtilmiştir.

3 fincan çayda 47 mg, 3 fincan kahvede 95 mg kafein vardır. Pek çok çalışmada gebelerin günlük kafein alımında 200-300 mg’ı geçmemesi önerilmektedir.

PASTÖRİZE EDİLMEMİŞ MEYVE SULARI VE ÇİĞ SEBZE FİLİZLERİ: Turp, yonca, maş fasulyesi gibi gıdalar bakteri taşıyarak gıda zehirlenmesine neden olabilirler.

AZ PİŞMİŞ ET VE YUMURTA: Et çeşitleri uygun sıcaklıkta pişirilmelidir. Kuzu ve dana eti için fırın ısısı 160 C, tavuk göğsü için 170 C, bütün haldeki kümes hayvanları için 180 C kabul edilen uygun pişirme ısısıdır. Yumurtanınsa hem sarısı hem de beyazı pişmiş olmalıdır.

BİTKİSEL DESTEKLER: Gebelik boyunca, güvenilirliğinden emin olunamayan bu tarz bitkisel ilaçlardan kaçınmak gerekir.

KARACİĞER: Karaciğer yüksek miktarda A vitamini içermekte olup kesinlikle tüketilmemesi gereken grupta yer almaz.  A vitamini gebeliğin ilk aylarında fazla miktarda alınırsa, doğumsal kusurlara yol açmaktadır.

SALATA BARLARI VE HAZIR SALATALAR: Salata taze sebze ve meyvelerden hazırlanan, mükemmel bir sağlıklı öğün alternatifidir. Ancak kafe ve restoranlardaki bazı koşullar nedeniyle sağlığınızı bozan bir seçenek haline dönüşebilir. En iyisi salatanızı evde kendiniz hazırlayın.

PİŞMEMİŞ YUMURTA: Hamilelikte pişmemiş yumurta yenmemeli.

Kategoriler
Yaşam

Bayramda midenize dikkat edin

Kurban Bayramı’nda yoğun et tüketilmesi muhtemel mide sorunlarını da beraberinde getiriyor. Bayram gezmelerinde et ürünlerinin yoğun tüketimi, ağır tatlılar ve yemeklerle birleşince sindirim sistemi rahatsızlıklarına yol açıyor.

Bu nedenle uzmanlar bayram süresince kırmızı et ve tatlı tüketiminin kontrol altında tutulması ve vücut dengesinin korunabilmesi için günde en az 2 şişe maden suyu tüketilmesini öneriyor. Bu şekilde gün içerisinde kaybedilen sıvı miktarı ile birlikte mineraller de geri kazanılıyor.

SİNDİRİME YARDIMCI OLUYOR

Bayram süresince tüketilen şerbetli, hamurlu tatlılar ve bolca tüketilen et ürünlerinin mideyi zorladığını söyleyen İç Hastalıkları Uzman Doktor Emel Bayrak, etin bir gün dinlendirilmesini ve pişirirken ise sadece kendi yağı ile pişirilmeye özen gösterilmesi gerektiğini açıkladı. Yapılan ikramların sadece tadımlık olarak tüketmenin daha iyi olduğunu belirten Bayrak, maden suyunun hem vücudumuzun ihtiyacı olan magnezyum, kalsiyum gibi mineralleri sağladığını,  hem de sindirim, barsak sistemleri ve metabolizma üzerindeki olumlu etkileri olduğunu anlattı.

Maden suyu sindirimi kolaylaştırdığını ve içerdiği karbondioksit gazıyla tok karnına içildiğinde sindirimi uyardığını ifade eden Bayrak, “İnsan sağlığını dengeleyen bu içecek, sindirim kolaylığını sağlayan en etkili doğal bir ilaçtır. Bu nedenle günde en az iki şişe  maden suyu tüketilmelidir” dedi.

 

Kategoriler
Yaşam

Bayramda beslenirken doğru bildiğiniz yanlışlar!

Kurban bayramında kestiğiniz kurbanın tüketimi ve saklanmasında yapacağınız hatalar, önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Sağlıklı bir bayram geçirmek için uzmanların kurban eti tüketimiyle ilgili önerilerini dinleyin.

Kurban etini mutlaka dinlendirin!

Kesilen kurban etini hemen tüketmenin bir gelenek olduğunu belirten NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Köse, bu alışkanlığın sindirim problemlerini beraberinde getirdiğini hatırlattı. Köse, şunları söyledi:

“Kurban eti satın alınmadan önce mutlaka veteriner kontrolünden geçmiş olmalıdır. Kesildikten hemen sonra tüketilmemelidir. İlk 24 saat ölüm katılığı (rigormortis) denilen durum ortaya çıkar. Bu yüzden et dinlendirilmeli ve bir gün sonra tüketilmelidir. Aksi halde sindirim problemleri ve pişme zorluğu ile karşılaşılabilir.

Etin depolanmasında bazı hatalar yapılıyor. Büyükbaş hayvan etleri soğuk ortamda birkaç gün bekletildikten sonra tüketilmeli. Büyükbaş hayvan etleri, 0 derecede 7–10 gün bekletildikten sonra tam yumuşamakta ve etin lezzeti, kıvamı yerine oturmaktadır. Zamanınız dar olduğu için hiç değilse 12 saat buzdolabında dinlendirmenizde fayda var.”

Kırmızı et özenle saklanmalı

Kırmızı etin proteinden zengin olduğundan çabuk bozulma riski olduğunu belirten Gizem Köse, bu nedenle saklama koşullarına özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Buzdolabı poşetinde en fazla 3 gün, buzlukta -4 derecede en fazla 7 gün, derin dondurucuda -32 derecede en fazla 3 ay saklanması gerektiğini söyleyen Köse, etin küçük parçalarda birer yemeklik olacak şekilde poşet ve yağlı kâğıda sarılarak derin dondurucuda saklanmasını ve çözdürme işlemi de kısa süreceği için bakteri oluşumunun engelleneceğine dikkat çekti. Çözdürme işleminin kesinlikle kalorifer üzerinde, açıkta ya da sıcak suda bekletilerek yapılmaması gerektiğini belirten Köse, buzdolabında ya da mikrodalgada çözdürebileceğinizi açıkladı.

Kahvaltıda kurban eti yemeyin!

Özellikle kahvaltıda kurban eti tüketiminden kaçınılması gerektiğini söyleyen Köse, şu tavsiyelerde bulundu:

“Bayram sabahlarına 2 bardak ılık su ve hafif kahvaltı ile başlangıç yapılmalıdır. Böyle bir başlangıç sindirim sorunlarını ortadan kaldıracak ve öğünlerinizi dengeli tüketmenizi sağlayacak. Kurban eti sabah tüketilmemelidir. Bekleyen et daha lezzetli, kıvamlı olur ve çiğnemesi daha kolay olur. Ete uygulanan pişirme yöntemi, etin lezzeti, görüntü, kıvam, koku ve biyoyararlılığını doğrudan etkiler. Az pişirim yapılması etin kalitesini ve besin değerini düşürür. Kurban etinin pişirilmesinde ızgara-fırında ya da haşlama en uygun yöntemlerdir.

Kırmızı et görünmez doymuş yağ içermektedir. Dışındaki beyaz yağ katmanı görünür yağdır, kolesterol oranı yüksek olan bu yağları ayırmanızda fayda var. Özellikle kalp-damar hastalığı, hipertansiyon ve kan yağ yüksekliği olan kişiler et tüketiminde görünür yağlardan uzak durmalıdır. Etli sebze ve kuru baklagil yemeklerine fazladan yağ koyulmamalıdır. Kırmızı etin günlük tüketim miktarı 90–120 gr (3–4 köfte kadar) olmalıdır.”
Mangal yapıyorsanız bunlara dikkat!

Bayramlarda mangalda pişirme yönteminin de sıklıkla kullanıldığını belirten Gizem Köse, etin yanmaması gerektiğini belirterek önerilerini şöyle sıraladı:

“Etin ateşe yakın olması hem kanserojen öğe oluşumuna neden olur hem de A, B1, B12 ve folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol açar. Etin ateşten 15cm kadar uzakta pişirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde etin dışındaki protein ateş sebebiyle katılaşacak biyoyararlılığı düşecektir. Aynı zamanda yanmış etlerin kanserojen olduğunu unutmamak gerekiyor. Eğer et çok pişmişse hiç değilse yanında bol C vitamini içeren taze ve kesilmemiş yeşilbiber tüketerek kanserojen etki azaltılabilir.”

Etin yanında sebze de tüketin!

Etin içerisindeki protein ve demirden faydalanmamız için mutlaka yanında yeşillikli sebze ya da salata tüketimi olması gerektiğini belirten Gizem Köse, “Tabağınızın yarısını et yarısını sebze ya da salata ile doldurarak tüketin. İçecek seçiminde de dikkatli olunmalıdır. Meyve suyu, asitli içecek yerine bitki çayı, maden suyu tercih edilmelidir” dedi.

Bayramlarda şekerleme ve tatlı ikramlarının da arttığını belirten Köse, şeker yerine kuru meyve şerbetli tatlılar yerine de sütlü tatlı ikram edilmesinin ve tüketiminin daha sağlıklı olacağını söyledi.