Kategoriler
Sağlık

Ağız kokusunu önlemek için sadece naneye güvenmeyin

Hemen herkeste ağız kokusu oluşabiliyor. Ağız kokusunun oluşması kolay olmasına rağmen bundan kurtulmak biraz karmaşıktır. Sadece nane tüketerek kurtulamazsınız. Dilinizi temizlemek, boğazınızı ıslatmak ya da mandalina, portakal gibi güzel kokulu gıdalar tüketerek ağız kokusundan kolayca kurtulabilirsiniz.

Diş plağı, çürükler ya da diş eti hastalıkları ağız kokusunun nedeni olabiliyor. Hatta bazen ağız kokusu akciğerlerdeki ya da sindirim yolundaki bir şeyden kaynaklanabiliyor. HowStuffWorks isimli internet sitesinde yer alan habere göre, sinüs enfeksiyonu veya şeker hastalığı gibi bazı sağlık sorunları ile yediğiniz içtiğiniz gıdalar da ağız kokusuna yol açabiliyor.

İşte sosyal hayatınızı önemli ölçüde etkileyen ağız kokusundan kurtulmanın yolları:

Dişlerinizi fırçalayın ve diş ipi kullanın

Ağzınızda milyonlarca bakteri bulunuyor. Gerçekte tüm vücudunuzdaki hücrelerden daha fazla bakteri ağzınızda birikmiştir. 700’den fazla türde bakteri olmasına rağmen bilim adamları bunların sadece yarısından azını tanımladı ve üzerinde çalıştı. Ağzınızı temiz tutarsanız ağız kokusunu önleyebilirsiniz. Dişinizi günde en az 2 kez fırçalayın ve günde 1 kez diş ipi kullanın.

Dilinizi temizleyin

Bilim adamları bazı bakterilerin dilin üzerinde boğazınıza yakın yerde olabileceğini düşünüyorlar. Dilinizin üzerindeki bakteri türüne göre ağız kokunuz kötü ya da güzel oluyor. Ağız kokusunu önlemek için dilinizi temizleyin. Diliniz ölü hücrelere, yiyecek artıklarına, bakterilere ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle dişinizi fırçaladıktan sonra dilinizin üstünü fırçalamayı unutmayın.

Boğazınızı ıslatın

Sabah uyandığınızda boğazınız kurumuş olabilir. Çünkü uyuduğunuzda ağzınızda daha az tükürük salgılanıyor. Oksijen içeren tükürük bakteri oluşumunu caydırabiliyor. Ağzınız gün içinde de kuruyor. Kuruyan ağız kötü kokuya yol açabilir. Ağzınızın susuz kalmaması için bol su içerek susuzluğunuzu giderin. Nane ya da sakız çiğnemek de tükürük üretimini artırır. Bunlar geçiçi çözümdür.

Naneye güvenmeyin

Kötü ağız kokusunu maskelemek için naneye güvenmek vücut kokusunu bastırmak için kolonya kullanmakla aynıdır. Kısa bir süre için ağız kokunuz geçer, ancak bakteriler ölmediği için koku yine geri gelir.

Yemekle ilgili suçluları bilin

Yediğiniz yemekler ağız kokunuzu oldukça etkiler. Soğan veya sarımsak gibi bazı yiyeceklerin ağız kokusuna yol açtığı biliniyor. Fakat bazı yiyeceklerin ağız kokusuna yol açtığına inanamayacaksınız. Mesala et parçaları dişlerinize yapışır ve bakterilerin yeniden üretilmesinde ve ağız kokusu oluşumunda etkilidir.

Bir şeyler yiyip içtikten sonra ağzınızı çalkalayın

Asitli içecekler ile kahve gibi içecekler tüketmek dolaşım sisteminizdeki bileşenleri açığa çıkarır ve ağzınız kokmaya başlar. Ayrıca asitli içecekler pH seviyesini düşürür ve bu da ağzınızın çürük yumurta gibi kokmasına yol açar. Bir şey yiyip içtikten sonra ağzınızı durularsanız ağzınızdaki pH seviyesi yeniden dengelenir. Böylece ağız kokusunu önleyebilirsiniz.

Doğal tedavileri kullanın

Yemeklerden sonra ve gün boyunca ara ara yeşil çay için. Nefesinizi tazeleyen yeşil çayda ağzınızdaki mikroplarla savaşan antibakteriyel bileşenler bulunuyor. Ayrıca çay bardağınıza tarçın çubukları atabilirsiniz. Tarçının içinde de ağız kokusuyla savaşan yağlar bulunuyor. Nane, maydanoz, fesleğen, kişniş ve dereotu çiğnendiğinde kokulu yağlar salgılayıp ağız kokusunu bastırır.

Güzel kokulu yiyecekler tüketin

Güzel kokan ve nefesinizin güzel kokmasını sağlayan yiyecekler vardır. Örneğin mandalina, portakal gibi narenciyeler, kavun ve çilek türleri C vitaminiyle doludur. Ne kadar çok C vitamini yerseniz ağzınızdaki bakterilerin fazlası ölecektir. Kereviz, havuç ve elma da yemekten sonra yemeniz gereken sert meyve ve sebzelerdendir. Lifle dolu olan bu gıdalar dişlerinizin arasına sıkışan yiyecekleri çıkarır. Ayrıca bakteriler için zararlı olan tükürük oluşumunu teşvik eder.

Sigaradan uzak durun

Sigara içen insanlarda ağız enfeksiyonları ve hastalıkları yaygındır. Ayrıca sigara içenlerde ağız kokusuna yol açan plak oluşumu sık görülüyor. Sigara ağız kuruluğuna da neden oluyor ve bu durum bakteriler için mükemmel bir ortam oluşturuyor.

Dişhekimine gidin

Son 6 ayda sarımsak yemediniz, asitli içecekleri bıraktınız ve yemekten sonra tatlı yerine elma yiyorsunuz. Buna rağmen ağzınız kokuyorsa bir dişhekimine gitmelisiniz. Diş çürükleri, diş eti hastalıkları da ağız kokusuna yol açıyor. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Bağışıklık sisteminizi bunlarla güçlendirin

Sağlıklı kalmak için öncelikle günlük yaşam alışkanlıklarını gözden geçirmek gerekiyor. Alınacak birkaç basit önlem ile bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklara dur demek mümkün olabiliyor.

Bağışıklık sistemini güçlendirmenin en etkili yolunun sağlıklı yaşam tarzını benimsemek olduğunu söyleyen Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, hastalıklardan korunmak için vücut direncini artırmanın yolları hakkında bilgi verdi.

Strese dikkat edin!

Bağışıklık sistemi yalnızca hastalıklarla ilgili değildir; yani bu sistemin çökmesinde sadece virüsler değil, duygularımız da büyük önem taşımaktadır. Örneğin; ağır stres altında kalındığında dudakta çıkan uçuk da, aşırı yorgunluk ve uykusuzluğa bağlı olarak görülen solunum yolu hastalıkları da bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

Bazı ilaçlar da önemli

Karaciğer, diyabet, kalp-damar hastalıkları ile kanserlerin de bağışık sistemini zayıflatmaktadır. Hastalıkların yanı sıra kullanılan bazı ilaçlar da bağışık sistemini olumsuz etkileyebilir. Kortizon ve kanser ilaçları kişiyi zayıf düşürürken, yetersiz ve sağlıksız beslenme ile alkol ve sigara tüketimi de hastalıklara davetiye çıkarabilir.

Sık hastalanıyorsanız uyanık olun

Bir kişi sık hastalanıyorsa, bu durum bağışıklık sisteminin zayıfladığını göstermektedir. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin en etkili yolu sağlıklı yaşam tarzını benimsemektir. Sağlıklı beslenme, kaliteli uyku, düzenli egzersiz ve stresten uzak kalmak gerekir. Ayrıca meyve-sebze tüketimini artırmak, kimyasallardan uzak durmak ve iklime göre giyinmek de bağışıklığı kuvvetlendirmek için dikkat edilmesi gereken kurallardır.

Portakal ve biberden C vitaminini alabilirsiniz

Bağışıklık sistemini güçlendirmek denilince akla ilk C vitamini, dolayısıyla portakal ve mandalina gibi meyveler gelmektedir. Mevsiminde tüketilen C vitamininden zengin meyveler oldukça faydalıdır. Bu şartlar yerine getirildiğinde multivitamin kullanımına gerek kalmaz. Yine biber de C vitamini içeren önemli bir besindir. Eğer tüketilen meyvelerden alınan C vitamin yeterli gelmezse, doktor tavsiyesi ile bitkisel takviyeler kullanılabilir. Ayrıca bu dönemde kalp-damar sağlığı için çok önemli olan omega-3 ile selenyum ve koenzim Q10 de alınabilir.

Güçlü bir bağışıklık sistemi için öneriler

1. Ellerinizi sabun ve bol su ile düzenli olarak yıkanın.

2. Kişisel temizliğinize özen gösterin.

3. Meyve ve sebzeleri akan su (musluk) altında iyice yıkandıktan sonra tüketin.

4. Günlük sıvı ihtiyacınızı mutlaka su ile karşılayın.

5. Gıdaları olabildiğince taze tüketin ve gerekli hallerde buzdolabında saklayın.

6. Pastörize edilmiş ya da UHT yöntemi ile paketlenmiş uzun ömürlü sütleri tercih edin. Çiğ süt tüketecekseniz kaymak tuttuktan sonra karıştırarak 5-7 dakika kaynatıp, olabildiğince kısa sürede soğutun.

7. Et ve yumurtaları iyice pişirin.

8. Taze peynir tüketmeyin.

9. Düzenli egzersizi ihmal etmeyin

10. Kaliteli uykuya özen gösterin

11. Aşı ile korunabileceğiniz hastalıklara karşı aşı yaptırın.

Kategoriler
Yaşam

Gut hastalığına iyi geliyor

Yiyeceklerden ya da ilaçlarla takviye olarak daha yüksek oranda C vitamini alan erkeklerin gut hastalığına yakalanma riski düşüyor.

Archives of Internal Medicine dergisinde yayınlanan çalışmada, British Columbia Üniversitesi’nden Dr. Hyon Choi ve meslektaşları, “C vitamini almak gut hastalığını önlemede çok yararlı” dedi.

Gut hastalığı, kndaki aşırı ürik asit doygunluğu sonucu, doku aralıklarından geçerek eklem içi ve çevresi yapılarda biriken ürik asit burada hızla gelişen iltihaba sebep olarak eklemde sıvı artışına, kızarıklığa, hareket kısıtlılığına ve ağrılara yol açıyor. En tipik olarak ayak başparmağı, ayak bileği ve diz eklemleri tutuluyor.

Kadınlarda da görülmesine rağmen, erkeklerde 40 yaş ve üzerinde gut hastalığı görülüyor. Gut hastalığının tedavisinde alkol alınmaması, fazla kiloların verilmesi, tansiyona dikkat edilmesi ve peynir ile et tüketiminin sınırlanması öneriliyor.

Araştırma grubu, C vitaminin kandaki ürik asit seviyesini düşürdüğünü buldu. 1986-2006 yılları arasında 47 bin Amerikalı erkeğin takip edildiği çalışmada, her 4 yılda beslenme anketi uygulandı ve katılımcıların gıdalarla ya da ilaç şeklinde C vitamini alımları hesaplandı. Çalışma süresince bin 317 erkekte gut hastalığı görüldü.

Araştırmacılar, günlük 500 mg C vitamini alımının gut hastalığı gelişme riskini yüzde 17 azalttığını buldular. Günde bin 500 mg C vitamini takviyesi alan erkeklerin gut hastalığına yakalanma riski günde 250 mg tüketenlere oranda yüzde 45 daha az.

Bir portakal yaklaşık olarak 70 mg C vitamini içeriyor. Ancak, Avustralya Ulusal Sağlık ve Medikal Araştırma Konseyi, yetişkinlerin günde 1000 mg’dan daha fazla C vitamini tüketmemelerini öneriyor.

2008 yılında İngiliz British Medical Journal dergisinde yayınlanan araştırmada ise, günde 2 bardak şekerli meşrubat veya meyve suyu gibi içecekler içmenin erkeklerde gut hastalığı riskini arttırdığı ortaya çıkmıştı. (Vasfiye Özcanbaz)