Kategoriler
Yaşam

Güneş banyosunun ardından bunu yapmayın!

Yaz aylarında güneşin sağladığı D vitamininden etkili şekilde faydalanmak için dikkat etmeniz gereken konular var. D vitamininin sentezinin tamamlanması için güneşlendikten sonra en az 1-2 saat duş almayın. 

Yazın kendisini iyice hissettirdiği bugünlerde güneşten doğru faydalanmak gerekir. Güneşin sağladığı D vitamini salınımı için güneşlendikten sonra en az 1-2 saat duş almamak geliyor. Güneşin zararlarından korunmak ve faydalı etkilerinden ise doğru şekilde yararlanmak için bunlara dikkat etmelisiniz.

GÜNEŞ CİLT KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR

Yaz aylarında dışarı çıkan herkes mutlaka güneşe maruz kalır. Bu aylarda özellikle güneşin dik geldiği 10.00 -16.00 saatleri arasında dışarı çıkmamalısınız. Uzun süre güneşe maruz kalınması, cilt kanseri ve cilt yaşlanması için risk oluşturur. Uzun süreli ve yıllarca güneşlenen kişilerde deride leke, damarlanma artışı ve kurulukla birlikte cilt yaşlanması görülür.

GÜZELLEŞMEK İÇİN BRONZLAŞMAYIN

Birçok insan leke ve hasarların güneşlenerek kaybolacağını düşünerek bronzlaşıyor. Cilt güzelliği ve genç görünüm için saatlerce bronzlaşmak cilde fayda sağlamaz tam aksi hasar verir.

D VİTAMİNİ İÇİN ÖĞLE SAATİNDE GÜNEŞLENİN

Güneş mutluluk vermesinin yanında D vitamini sentezi için de önemlidir. Güneşin bu etkisinden tam olarak faydalanmak için 10.00-16.00 saatleri arasında güneş kremi kullanmadan 10-20 dakika güneşlenmelisiniz. Normalde bu saatler zararlı olsa da kısa süreli güneşlenme risk oluşturmaz. Ciltte D vitamini sentezi için güneşlenildikten sonra en az 1-2 saat duş alınmamalı. Duş almak gerekiyorsa da sabun ve şampuan kullanmadan ılık suyla duş alınmalı.

VÜCUDUNDA BEN OLANLAR DİKKAT!

Benler genellikle önemli sağlık riski oluşturmasa da ben sayısına dikkat edilmeli. Vücudunda 50’nin üzerinde ben ya da riskli benleri olanlar ile doğuştan riskli beni olanlar güneşlenmeli ve güneş koruyucu krem kullanmalı.

SARIŞINLAR VE RENKLİ GÖZLÜLER RİSK GRUBUNDA

Güneşin zararlı etkileri herkes için risk oluştursa da ten rengi açık olanların, sarışın ve renkli gözlere sahip olanların riskli grupta olduğu göz ardı edilmemeli.

ŞEMSİYE TAM KORUMA SAĞLAMAZ

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için her zaman şemsiyenin altında kalmak tam koruma sağlamayabilir. Yüzeydeki kum ve çakıllara çarparak yansıyan güneş size şemsiye altında da zarar verebilir. Bu nedenle yaz aylarında dışarı çıkmadan mutlaka güneş kremi sürmelisiniz. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Kalitesiz güneş gözlüğü kör edebilir!

Havaların iyice ısındığı bugünlerde göz sağlığımız için çok dikkatli olmamız lazım. Güneşin zararlı ışınları gözlerimizi her geçen gün daha fazla tehdit ediyor. Bununla birlikte kullandığınız güneş gözlüklerinin kalitesinin düşük olması gözlerinizi kör edebilir.

Hem kendimizin hem de çocuklarımızın gözlerini yaz risklerine karşı korumak için özellikle güneş gözlüğü seçiminde bilinçli davranmamız gerektiğini, aksi halde ileride görme kaybına bile yol açan sorunlarla karşı karşıya kalabileceğimizi belirten Acıbadem Altunizade Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mürüvvet Ayten Tüzünalp, gözlerde yaz risklerine ve alınması gereken önlemlere yönelik önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Dışarıda mutlaka güneş gözlüğü takın

Güneşin zararlı ışınları retinayı tahrip ederek katarakt ve kornea hasarına hatta gözün görmesini sağlayan sarı noktayı bozup kalıcı görme kayıplarına bile yol açabiliyor. Güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından en fazla etkilenen ve yaşlandıkça yapısı değişen sarı noktayı güneş ışınlarından korumak için mutlaka güneş gözlüğü takın.

Hava bulutlu olsa da gözlüğünüzü çıkarmayın

Gölgede ya da bulutlu havalarda da güneş gözlüğünüzü gözünüzden çıkarmayın. Zira doğrudan güneşin altında kalmadan, gölgede ya da büyük bir şemsiye altında oturmak bile güneşin zararlı ışınlarından korunmak için yeterli değil. Çünkü güneş ışınlarının büyük bölümü bulutlardan da geçebiliyor. Özellikle öğle saatlerinde çok daha dikkatli olun.

Lens kullansanız da güneş gözlüğünü unutmayın

Lens kullanımı yaz mevsiminin vazgeçilmezi. Her ne kadar çoğu lens markası ultraviyole koruması olduğunu belirtse de güneş gözlüğü kadar rahatlatıcı ve koruyucu olamaz. Hem lens ile oluşan kuruluğu önlemek hem de aynı anda retinayı korumak için güneş gözlüğü kullanın.

Gözlüğün kalitesine önem verin

Güneş gözlüğü seçiminde çok dikkatli olunmalı. Hem kendinize hem de çocuklarınıza güneş gözlüğü alırken albenisine kapılıp ultraviyole korumalı olduğundan emin olmadığınız gözlükleri almayın. Çocuk hastalarda 1 yaşından sonra güneş gözlüğü kullanmak gelecek için büyük yatırımdır. Kaliteli bir güneş gözlüğünün camları ultraviyole filtreli olmalı. Sertifikasını mutlaka görün aksi halde UV koruması olmayan güneş gözlüğü kişiyi gözlerinden bile edebilir.

Klimaya karşı dikkat edin

Klimanın bilinçsiz kullanılması gözyaşının daha fazla buharlaşmasına, bu nedenle batma, kaşıntı, bulanık görme ve göz kuruluğuna yol açabilir. Klimalı ortamda uzun süre durmamaya, ara sıra pencereleri açmaya ve klimaya doğrudan maruz kalmamaya dikkat edin.

Kategoriler
Yaşam

Hiçbir besin tek başına kilo verdirmez!

Yaz ve tatile yaklaştığımız bu günlerde kilo vermek isteyenlerin çoğu şok diyetler, bitkisel olduğu iddia edilen haplar ya da çaylar, detoks içeceklerine yönelir. Ancak, hiçbir besin, çay, karışım veya hap tek başına kilolarınızdan kurtulmanızı sağlamaz.

Baharın gelmesi ve havaların ısınmasıyla beraber mucize yaratması beklenen diyetler, çaylar, karışımlar da tekrar gündeme gelmeye başladı. İçinde ne olduğu bilinmeyen çayların, detoks sularının, bitkisel hapların ve şok diyetlerin sağlık için büyük risk oluşturduğunu söyleyen Diyetisyen Emre Can Karakaşlı, sağlıklı ve doğru bir şekilde kilo verebilmek için yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı ile birlikte düzenli egzersiz gerektiğini açıkladı.

Hiçbir besin, çay, karışım veya hap tek başına yağları yakmadığını belirten Karakaşlı, sağlıklı ve doğru bir şekilde kilo vermek istiyorsak mutlaka hayatımızı bir düzenlememiz ve her besini doğru miktarda tüketmemiz gerektiğini ifade ederek şunları açıkladı: “Egzersizi alışkanlık haline getirmeliyiz. Kilo vermek için pazartesiler gelir geçer, siz yeter ki kendinize inanın ve güvenin. Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığıyla beraber düzenli egzersizi hayatınıza kattığınız zaman sonuca çok daha rahat ulaşabilirsiniz”.

İşte kışın alınan kilolardan kurtulmak için yardımcı olabilen gıdalar:

Yoğurt

Düzenli tüketildiğinde mide ve bağırsaklar için çok yararlı bir besin ve iyi bir kalsiyum kaynağı olan yoğurt, aynı zamanda kilo vermeye de yardımcı oluyor. Her gün iki kase yoğurt tüketmek kilo vermeye destek sağlıyor.

Yumurta

Yüksek oranda protein içeren bir besin olan yumurta, tok tutma özelliğinden dolayı diyetlerin vazgeçilmezi . Her gün kahvaltıda bir adet haşlanmış yumurta tüketmek daha sağlıklı bir beslenme düzeni takip etmenize yardımcı olur.

Yulaf ezmesi

Diyetlerin vazgeçilmezi olan ve yüksek oranda lif içeren yulaf ezmesi süt veya yoğurt ile tüketildiğinde hem enerji veriyor hem de uzun süreli bir tokluk sağlıyor.

Tarçın

Detoks sularının olmazsa olmazı, kilo verdiren baharatların gözbebeği tarçının kilo kaybındaki en büyük etkisi kan şekeri düzenleyici olması. Tokluk hissi verdiği için ani yemek krizlerini engelliyor ve kilo kaybında yardımcı oluyor.

Sirke

Kahvaltıdan önce bir su bardağı ılık suyla tüketilen sirke, metabolizmayı uyarıyor ve tokluk hissi sağlıyor.

Elma

İçerdiği yüksek oranda mineral ve vitaminlerle elma, zengin bir lif içeriğiyle tokluk hissi oluşturmada faydalı oluyor.

Brokoli

Brokoli yüksek oranda lif ve su içeriğinden dolayı diyette vazgeçilemeyen bir besin. Çok düşük bir kaloriye sahip olan brokoli, tokluk hissimizi arttırıyor ve daha uzun sürede daha düşük kalori almanızı sağlıyor.

Somon

Sağlıklı kilo vermeye yardımcı olan somon, hem protein hem de önemli yağ asitleri içeren zengin bir besindir.

Kuruyemiş

Kuruyemişler iyi birer lif, vitamin ve protein kaynağıdır. Yağ bakımdan zengin oldukları için mutlaka doğru miktarda tüketilmesi gereken kuruyemişler, kilo vermeye yardımcı oluyor.

Kategoriler
Yaşam

Yazın yemeniz ve yememeniz gereken gıdalar

Yaz ayları gelince insanlar rehavete kapılır, tatilin de etkisiyle sağlıklı gıdalardan çok zararlı yemeklere yönelirler. Bu durum çocuklar için de geçerlidir. Abur cubur ve video oyunları nedeniyle yaz aylarında çocukların okul döneminde 3 kat daha fazla kilo aldıkları belirlenmiştir.

Health isimli internet sitesinde yer alan habere göre, yaz aylarında beslenmenize dikkat etmediğiniz takdirde çocuklar gibi siz de sevdiklerinizle birlikte yapacağınız mangal partileri ve tatildeki her şey dahil paketler sayesinde kilo alırsınız.

Yazın sağlığınız için yararlı gıdalar

Kabak

Çiğ, ızgara, dilimlenmiş ya da kuşbaşı doğranmış kabak yaz ayının en mükemmel sebzelerinden biridir. Bir tabağında sadece 20 kalori bulunan kabakta sıfır yağ ve kolesterol vardır. Günlük C vitamini ihtiyacınızın yüzde 35’ini karşılar.

Izgara tavuk kebap

Proteinle dolu olan tavuk kebabında kalori, yağ ve karbonhidrat oranı düşüktür. Bu kebaba biber, kabak, patlıcan gibi sebzeler de eklerseniz hem lezzetli olur, hem de antioksidan alırsınız.

Meyve salatası

Yaz aylarında renkli meyveler, çilekler sayesinde daha az kilo alırsnız. Kırmızı, mor ve mavi meyveler antioksidan ve vitamin kaynağıdır. Özellikle çilek grubu yiyecekler günlük lif ihtiyacınızın üçte birini karşılar.

Taze soğuk çay

Sıfır kalori olan çay antioksidanlarla doludur ve hatta kilo vermenize bile yardım eder. Çayın yararını kazanmak için onu kendiniz yapmalısınız, hazır soğuk çay almayın. Kendi çayınızı yaparsanız sıcak ya da buzlu farketmez ikisi de faydalıdır.

Karpuz

Güneşte geçirdiğiniz uzun bir günden sonra karpuz susuzluğunuzu giderecektir. Çünkü karpuzun yüzde 90’ı sudur. Ayrıca karpuzda domatesten daha fazla likopen vardır. Bir kase karpuzda sadece 44 kalori bulunuyor.

Közde mısır

Yağsız ve tuzsuz közde mısır bol lifli, az kalorili bir yiyecektir. Ayrıca közde yapacağınız mısırı yazın salatalarınıza da ekleyebilirsiniz.

Sağlığınız için zararlı gıdalar

Soğan halkaları

Un ve yumurtaya bulanan soğanlar derin bir tencerede yağda kızartılıyor ve tuzlanıyor. Sağlığınızı tehlikeye atıyor. Bunun yerine evde soğan halkalarını yumurta akı, Parmesan peyniri, tam tahıllı un karışımına batırın. Yağlanmış tepsiye dizip fırında 15 dakika kadar pişirin.

Makarna ve patates salatası

Yaz aylarının vazgeçilmezi olan makarna ve patates salatasındaki mayonez oldukça yağlıdır ve sağlığınız için zararlıdır. Bunun yerine salatanızı hazırlarken az yağlı mayonez ya da zeytinyağı gibi kalp dostu doymamış yağlar kullanın.

Mangal

Yaklaşık 100 gram sığır etinde 288 kalori bulunuyor ve bu et sos eklemediğiniz halde bile doymuş yağla doludur. Evde et pişirirken ağır soslardan uzak durun, hardal, sarımsak ve kırmızı pul biber gibi az yağlı baharatları tercih edin.

Hamur kızartması

Oldukça yağlı olan hamur kızartması en kötü trans yağ kaynağıdır. Trans yağlar lezzetli olsa da kötü kolesterol ile vücuttaki iltihabı artırır. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Yüzmenin sağlığınız için faydaları

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte yüzmenin sağlığınız üzerindeki sayısız faydasını tekrar hatırlatalım istedik. Yüzmenin sağlıklı bir kalbe sahip olmaktan kilo vermeye, esnekliğinizi artırmasından şeker hastalığı riskini azaltmaya kadar birçok faydası var.

Koşma, yürüyüş gibi egzersizlerin yanında yüzmeninde sayısız faydası bulunuyor. HowStuffWorks isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte yüzmenin sağlığınıza yararları:

Az zamanda fazlasını yapma yeteneği

Yüzme sayesinde vücudunuzun iskelet sistemine ağır bir etki olmaksızın vücudunuzu çalıştırırsınız. İnsan vücudu suya daldığında otomatik olarak hafifler. Vücudunuz ağırlığının yaklaşık yüzde 50’sini atarsınız. Özellikle aşırı kiloluysanız ya da eklem iltihabınız varsa yüzme havuzu, ölü kaslarınızın ve ağrılı eklemlerinizini çalıştırmak için en ideal yerdir.

Kas gücünüz artar

Yüzme kas gücünüzü artırmanın iyi bir yoludur. Yüzerken kollarınız ve bacaklarınız çalışır, kas gücü oluşturmada yüzme en iyisidir. Ayrıca yüzme özellikle menopoza girmiş kadınlarda kemik gücünü de artırıyor.

Esnekliğiniz artar

Yüzme sayesinde vücudunuz eklemleriniz ile bağlarınızın esnek kalmasına yardım eden dizi hareket yapar. Yüzerken ileri doğru atıldığınızda vücudunuzu da uzatırsınız. Böylece başınızdan ayak ucunuza kadar vücudunuzu germiş olursunuz.

Daha sağlıklı bir kalp

Yüzme aerobik bir egzersizdir. Yüzme vücudunuzdaki en önemli kas olan kalp kasını iyileştirmeye yardım eder. Kalbin daha iyi pompalamasına, vücuttaki kan akışının düzenlenmesine yardımcı olur. Her gün 30 dakika yüzmek kadınlarda koroner kalp hastalığı riskini yüzde 30-40 azaltıyor.

Kilo kontrolü

Yüzme en fazla kalori yakan sporlardan biridir. Yüzmenin kalori yakıcı etkisini artırmak için aralıklarla dinlenmelisiniz. Önce biraz (45 metre) yüzün 10 saniye kadar dinlenin sonra bunun iki katı kadar (90 metre) yüzün, sonra tekrar 10 saniye kadar dinlenin ve biraz daha uzun (150 metre) mesafe yüzün.

Astım belirtilerini iyileştiriyor

Yüzmek nemli havada çalışma imkanı sunar, böylece egzersize bağlı astım belirtilerini azaltır. Araştırmada 6 haftalık yüzme programını tamamlayan katılımcılarda belirtilerde, horlamada, ağızdan nefes alıp vermede ve hastaneye yatış oranlarında ciddi oranda azalma olduğu belirlendi.

Kolesterole yardım ediyor

Yüzmek iyi kolesterolün yüksek olmasına kötü kolesterolün ise düşük olmasına yardımcı oluyor. Aerobik gücü sayesinde kolesterol seviyelerini doğru bir dengede tutuyor.

Şeker hastalığı riskini azaltır

Bir araştırmaya göre, erkekler haftada 3 kez sadece 30 dakikalık yüzmeyle 900 kalori yakabilir ve tip 2 diyabet hastalığına yakalanma risklerini yüzde 10 azaltabilirsiniz. Kadınlarda ise hastalığa yakalanma riski yüzde 16 azalıyor. Eğer tip 1 diyabet hastasıysanız yüzme insülin duyarlılığını artırabiliyor. Amerikan Diyabet Derneği, diyabet hastalarının haftada en az 3 gün olmak üzere toplam 150 dakika yüzmesini öneriyor.

Stresi azaltıyor

Yüzme havuzunun olumlu yan etkilerinden biri de endorfin hormonu salgılanmasını sağlayıp size mutluluk vermesidir. Yüzmek sizi sakinleştirir, ferahlatır. Kaslarınız ile nefes alıp vermeniz uyumlu şekilde olduğu için stresten arınırsınız.

Daha uzun yaşarsınız

Yüzmek erken yaşlanmayı önlüyor. Güney Karolina Üniversitesi’nde yaşları 20 ile 90 arasındaki 40 bin 547 erkek üzerinde yapılan araştırmaya göre, yüzmeyi tercih edenlerin koşanlardan, yürüyenlerden ya da hiç egzersiz yapmayanlardan yüzde 50 daha az ölüm oranına sahip olduğu belirlendi. Araştırmacılar aynı etkinin kadınlar için de geçerli olduğunu belirtti. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Yaz aylarının kabusu ishal için doğal çözümler

İshal, vücudun sistemlerdeki zehirli bir maddeden kurtulmaya çalışırken verdiği bir sinyaldir. Özellikle de yaz günlerinde çoğu yetişkin ve çocukta sık sık ishal görülüyor. Vücudunuzu susuz bırakan ishalin bir an önce iyileşmesi için evde uygulayabileceğiniz doğal çözümleri deneyebilirsiniz.

Vücudunuzun su ve mineral kaybetmesine yol açarak halsizliğe neden olan ishal özellikle yaz aylarında oldukça tehlikelidir. Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, ishalin tedavisinde reçetesiz ilaçlardan uzak durun ve bunun yerine tedavi için evde hazırlayabileceğiniz doğal çözümleri deneyin.

Tavuk suyu veya meyve suyu

Elma suyu ve tavuk suyu ishalle kaybettiğiniz tuzları ve mineralleri yerine koyacaktır. Fakat narenciye, ananas, domates ve diğer meyve-sebze sularından uzak durun. Çünkü bunların asitleri zaten iltihaplanmış olan bağırsaklarınızı tahriş edecektir. Yudum yudum içmeye başlayın ve bu miktarı yarım saatte bir bardağa kadar çıkarın.

Taze portakal kabuğu çayı yapın

Geleneksel bir ishal tedavisi olan portakal kabuğu sindirimi harekete geçirir. Bunu için organik portakallara ihtiyacınız var. Çünkü organik olmayanların kabuğu boya ve tarım ilacı içeriyor. Bir portakalı soyun ve kabuğunu küçük küçük doğrayın. Bir çaydanlığa yerleştirin ve yarım litre kaynamış su ilave edin. Çaydanlığı sarıp soğumasını bekleyin. Süzgeçten geçirin, balla tatlandırın ve için.

Pirinçle kendinizi engelleyin

Düz beyaz pirinç bağırsaklarda kabızlığa yol açıyor. İshaliniz geçene kadar tereyağı olmaksızın pilavı azar azar tüketin.

Papatya çayı ile gevşeyin

Rahatlatıcı özelliği olan papatya çayı ishal nöbetlerini hafifletebiliyor. Ayrıca ishale bağlı olan karın ağrılarını azaltıyor.

Bal

Birçok kültürde ishalin tedavisi olarak bal kullanılmıştır. 4 yemek kaşığı balı bir bardak sıcak suyun içine karıştırın, soğuduktan sonra için. Tatlı olmasına rağmen bal ishalin tedavisinde etkilidir.

Sirkeli su için

İshalinizin nedeni bakteriyel enfeksiyon ise elma sirkesi antibiyotik özelliği sayesinde bu sorununuza çözüm olabilir. Elma sirkesinde bulunan pektin ise bağırsak spazmlarını hafifletmeye yardım eder.

Elma püresi

Pektin içeren elma püresi bağırsak hareketlerini düzenlemeye yardım eder. İshal olduğunuzda bir dilim kızarmış ekmeğin üzerine elma püresi sürüp yerseniz mideniz de bulanmaz.

BRAT diyeti uygulayın

Muz, pirinç, elma püresi, kızarmış ekmek ve çaydan oluşan bu diyet ishalle savaşırken güvenilirdir. Aynı zamanda kendinizi doymuş hissedersiniz.

Bir bardak yayık ayranı için

Ayran da ishale iyi gelen içeceklerden biridir. Hintlilerin yaklaşımına göre ise bir bardak yayık ayranının içine yarım çay kaşığı kurutulmuş zencefil ekleyip günde 3-4 kez içmelisiniz.

Siyah çayı deneyin

Siyah çaydaki tanen maddesinin bağırsaklardaki mukus zarları üzerinde buruk bir hareketi vardır. Bu da vücudun sıvıları absorbe etmesine ve bağırsak iltihabının hafiflemesine yardım eder. Ayrıca yaban mersini ve kızılcık yaprak çayı da ishali hafifletmede yardımcıdır. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Yaz aylarında cildinizi korumak için bunları tüketin

Güneşin iyice kendini gösterdiği yaz günlerinde güneşle birlikte tükettiğiniz gıdalar ve içecekler cildinize de ciddi zararlar veriyor ve cildinizin yapısını bozuyor.

Havaların ısınmasıyla beraber gideceğiniz piknikler, bahçenizde yaptığınız mangallar, yediğiniz cipsler göbeğinizin çıkmasına neden olmasının yanı sıra cildinize de zarar veriyor. HuffingtonPost’ta yer alan habere göre, işte cildinizi korumak için yaz sıcaklarında yemeniz gereken gıdalar:

Karpuz

Yaz mevsiminin vazgeçilmez meyvesi karpuzun yaklaşık yüzde 90’ı sudur ve susuz kalmanızı önler. Ayrıca karpuzda sağlıklı kolajen üretimi için gerekli olan C vitamini bulunuyor. Karpuzun antioksidan özellikleri sayesinde yaşlanmanın belirtilerini geciktirirsiniz.

Çilek ve türleri

Yaban mersini, ahududu, çilek ve böğürtlen gibi taze çilek ailesi oldukça lezzetlidir. Aynı zamanda bunların içi cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyan antioksidanlarla doludur.

Ananas

Vitamin ve minerallerle dolu olan bu tropikal meyve iltihapla savaşır. İltihabı azaltmasından dolayı güneş yanığı olan insanlar için rahatlatıcıdır.

Narenciye

Portakal, greyfurt, limon gibi narenciyeler cildiniz için sağlıklıdır. C vitamini ile içindeki amino asitler kolajen üretiminde rol oynar, cildinizin genç görünümünü korur.

Salatalık

Her zaman salatalığın şişmiş gözler için kullanıldığını görmüşsünüzdür. Fakat salatalık bol miktarda su içerdiğinden cildiniz susuz kalmaz ve cildiniz ile vücudunuz salatalık sayesinde yenilenir.

Domates

Cilt hücrelerini korumak için mükemmel bir yiyecek olan domasteki likopen kolajen üretimini artırır ve aynı zamanda yaşlandıkça ortaya çıkan çizgiler ve kırışıklıklarla savaşır.

Karahindiba

Salataların mevsimi geldiği için karahindiba ile hazırlayacağınız salata sayesinde almanız gereken günlük A ve K vitamininin fazlasını karşılarsınız. Ayrıca kolajen üreten C vitamini de bu sebzede bulunur. Bunun yanı sıra karahindiba akne ve egzema gibi cilt sorunları için de kullanılıyor.

Somon

Yılın her mevsiminde bulabileceğiniz somon balığı cildinizin nemli ve balık eti görünümlü olmasına yardım eder. Balığın içindeki Omega-3 yağ asitleri cilt hücrelerinin yağ üretimi için önemlidir.

Hindistan cevizi sütü

Şekerli sporcu içecekleri yerine hindistan cevizi sütü içerek içinde bulunan elektrolitleri alın. Bunlar genç ve esnek bir cilde sahip olmanızı sağlar. Ayrıca iyi bir potasyum kaynağı olan hindistan cevizi sütü, cildinizin susuz kalmamasını sağlar. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Gezi

Yaz tatili için 10 alternatif adres

Dünyada ve Türkiye’de tarihi yapısı, mutfak kültürü ve modern ile gelenekseli birleştiren kent hayatıyla öne çıkan alternatif turizm merkezleri açıklandı.

İşte yazın hem dinlenip hem de eğlenebileceğiniz alternatif tatil adresleri:

CANCUN

Cancun Meksika’nın karayipleri olarak nitelendiriliyor. Yucatan Yarımadası üzerinde Quintana Roo eyaletinde yer alan bu büyüleyici kıyı şehri, yaz seyahatlerine davetiye çıkarıyor. Cancun; Mayalara ait mimari kalıntıları, pırıl pırıl denizi ile vazgeçilmez turistik noktalar arasında yer alıyor. Quintana Roo Eyaleti özellikle sahip olduğu plajıyla yaz tatili severler için daha da tercih edilir hale geliyor.

MOSTAR

Bosna Hersek’in Hersek bölgesinde bulunan Mostar, tarihi yapısıyla ve yaşanan iç savaş sonrasında yapılan restore işlemleriyle dünyanın desteğini almış önemli tatil noktaları arasında yer alıyor. İç savaş esnasında yıkılan ve yeniden inşa edilen Mostar Köprüsü, göze çarpan mimarisiyle dikkatleri çekiyor. Akdeniz tipi iklime ve dinlendirici bir yapıya sahip olan şehirde Osmanlı mimarisini görmek mümkün.

BRUGGE

Brugge Belçika’da yer alan önemli seyahat noktalarından. Şehrin turistik özelliği ise sunduğu ün kazanmış lezzetli çikolataları, rahibe işi olarak anılan dantelleri ve kanalları. Orta Çağ’dan kalma bir mimari yapıya sahip olan kentte gezintiye çıkmak ziyaretçilerine ayrıcalıklı bir deneyim katıyor. Denize olan yakınlığı ile bir liman kenti de olan Brugge aşıklar bölgesi olarak da anılıyor.

SANTORINI

Akdeniz’in önemli seyahat lokasyonları arasında yer alan ve Yunanistan’ın güneyinde kalan bu ilginç görünümlü ada volkanik olması ile biliniyor. Kızıl toprağı ve dikey yapısıyla göze hitap eden ada, denize bakan birbirinden şık teraslı mekanları, eğlence hayatı, rengarenk sokakları, mavi çatılı beyaz evleri ve son derece lezzetli mutfağıyla ziyaretçilerini bekliyor.

MARAKEŞ

Atlantik ile Fas arasında kalan Marakeş, Fas’ın ilk başkenti olarak biliniyor. Toprağın rengi nedeniyle kızıl rengin hakim olduğu şehir, Berberi dilinde “Tanrının Ülkesi” anlamına geliyor. Geniş bir ticaret pazarına sahip olan şehir dünyanın en hareketli noktalarından biri durumunda. Şehrin genel meydanı olan Djemaa el Fna açık hava restoranları, akrobatları, hikaye anlatıcıları, dansçıları ve müzisyenleri ile dikkat çekiyor.

KABAK KOYU

Muhteşem bir doğa tatili tercih edenler için Kabak Koyu Fethiye’de bulunuyor. Son derece leziz yemekleri, ağaç evlerde doğayla içi içe tadabileceğiniz bu tatil harikası diyar, seyahat severlere unutulmaz anlar vadediyor. Zamanın durduğu koyda şehir gürültüsünden uzak kaliteli vakit geçirmek mümkün. 20’den fazla kamp alanının bulunduğu bölgede, turkuaz deniz severler 1987’den beri tatil yapma fırsatını yakalıyor.

SAFRANBOLU

Karabük ilçesinin turistik bölgesi sayılan Safranbolu, klasik Osmanlı şehri mimarisine sahip. Evleri ile anılan ilçe, adını bölgede nadir olarak yetişen safran bitkisinden alıyor. Bölgenin ünlü evleri toplumun kültürünü ve yaşama biçimini yansıtan bir mimarlık içeriyor. Geçmişten günümüze Safranbolu, çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış olması dolayısıyla hamam, cami, çeşme, köprü ve konaklarıyla ziyaretçileri kendine çekmeye devam ediyor.

MARDİN

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yukarı bölümüne kurulu şehir, eski ve yeni Mardin olarak ikiye ayrılıyor. Eski Mardin, tarihi yapısı ve eski taş yapı evleri, Yeni Mardin ise deneyimleyebileceğiniz restoranları ile dikkat çekiyor. Mardin merkezinde gezilmesi önerilen yerler arasında Ulu Camii, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Sabancı Müzesi, Latifiye Cami, Mardin Müzesi, Kırklar Kilisesi, Fırfırlı Cami, Bakırcılar Çarşısı bulunuyor. Bunların dışında Mardin Kalesi, Dara Harabeleri, Deyrulzafaran Manastırı, Gurs Vadisi ve Revaklı Çarşı da Mardin’de görülebilecek yerler arasında.

AYDER

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin yakınlarında bulunan Ayder Yaylası geçmişte kaplıcaları ile dinlenme alanı olarak kullanılmıştır. Bölge türlü hastalıklara iyi gelecek nitelikte suya sahip olması, yemyeşil doğası ve bol oksijenli atmosferiyle tatil severler için ilgi çekici bir nokta. Ayder Yaylası’na gelmişken mutlaka muhlamadan tatmayı ihmal etmeyin.

GERMENCİK

Ege Bölgesi’nin ilçelerinden Germencik, Büyük Menderes Ovası’nın bulunduğu bölgede yer alıyor. İncir, zeytin, tahin ve helva Germencik bölgesindeki üretim evlerinde hazırlanıyor. İlçe aynı zamanda Alangüllü, Çamur ve Gümüş Kaplıcaları ile de biliniyor. Müstakil evleriyle dikkat çeken Germencik, kuzeyinde Aydın Dağları ve güneyinde Menteşe Dağları ile birden çok turistik noktaya ulaşım kolaylığı ile de biliniyor.

Kategoriler
Yaşam

Cilt bakımı mevsimi başladı, siz de cildinizi yenileyin

Yaz boyunca yoğun güneş ışınlarına, deniz ve havuz sularına alışan kişiler güneş lekeleri ile karşılaşan cildiniz sonbaharın serin ve yağmurlu günlerinde alarm vermeye başlıyor. Değişen mevsimle birlikte de kuruluk artarken cildinizde elastikiyet kaybı gibi cilt problemleri meydana gelebilir.

Yaz mevsiminin büyük bir kısmını güneşin altında ve tuzlu ya da klorlu suların içinde geçirildi. Pek çok kişi de bunun karşılığını bronz tenlere sahip olarak aldı. Fakat sonbahar mevsimini çeşitli cilt problemleri ile geçirmeye kimler hazır?

Sonbaharın gelmesiyle birçok kişi donuk bir ciltle yüzleşmeye başladı bile. Üstelik bundan sonraki süreçte, güneş lekeleri, cilt kırışıklığı, ciltte elastikiyet kaybı, kılcal damarların belirginleşmesi gibi rahatsızlıklarla karşılaşma riski azımsanamayacak kadar yüksek. Cildinizde oluşan hasarlar doğru şekilde analiz edildiğinde bu gibi cilt problemlerinden kurtulabilmeniz mümkün.

Central Hospital’dan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hicran Ercan, sonbaharda cilt bakımı yapmanın yollarını şöyle anlatıyor:

CİLT SAVUNMA MEKANİZMASI YAVAŞLAR

Güneşin yanı sıra, tuzlu deniz ve klorlu havuz suyunun vücutta oluşturduğu izlere bir de mevsim geçişlerinde yaşanan hava değişimleri eklendiğinde cildin savunma mekanizması iyice yavaşlar. Bu durum ise cildin elastikiyetini sağlayan kolajen yapının deforme olmasına, hücre yenileme kapasitesinde azalmaya ve proteinlerin kaybına neden olabiliyor. Deride fiziksel değişimler yaşanabilir, sonraki süreçlerde ise cilt kanserine kadar varan tablolar oluşabilir. Bu gibi yeni oluşabilecek ciddi cilt problemlerinin önüne geçebilmek için cilt güçlendirilmelidir. Bilhassa problemli ve duyarlı cilde sahip kişiler bu mevsimde daha fazla dikkat etmeli.

HER GÜN 2 LİTRE SU

Su, cildin nem dengesini ve esnekliğini sağlayan en önemli faktördür. Bu nedenle derideki gerekli su oranının yüzde 10’un üzerinde olması gerekir. Ciltte bulunan su miktarının azalması ise; pullanma, egzama gibi çeşitli deri hastalıklarına ve enfeksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle vücudun gereksinim duyduğu günlük sıvı ihtiyacı muhakkak karşılanmalıdır. Bu sıvı ihtiyacı için de her gün yaklaşık 2 litre kadar su tüketilmelidir. Ayrıca asitli ve kafeinli içeceklerin içiminin yanı sıra alkol ve sigara kullanımının da sınırlandırılması gerekir. Su tüketiminin dışında süt, doğal meyve suları ve bitkisel çaylar da içilebilir.

BOL BOL MEYVE VE SEBZE TÜKETİN

Zarar görmüş cilt yapısının onarılabilmesi için sağlıklı ve dengeli beslenmek de büyük önem taşır. Bu nedenle sağlıklı bir cilt için bol bol meyve ve sebze tüketilmelidir. Ayrıca A, C ve E vitaminlerinin cilt sağlığına ciddi katkıları olduğundan bu vitaminlerin alınmasına özen gösterilmelidir. Bahsettiğimiz bu vitaminler aynı zamanda antioksidan kaynağı olmaları nedeniyle güneşin zararlı etkilerine karşı kalkan görevi de görürüler. Vitaminler, ciltte meydana gelen yaraların hızlı bir iyileşme göstermesini sağlarken, yaşlanma etkilerini de geciktirir. Cildin ihtiyaç duyduğu yağ asitlerini karşılamak için ise Omega-3 ve selenyum yönünden zengin balığın yanı sıra ceviz-fındık gibi kuruyemişler; nohut, kuru fasulye benzeri baklagiller tüketilmelidir.

TEMİZLİK ÇOK ÖNEMLİ

Güneşin kurutan etkilerine karşı vücut bir savunma geliştirir ve aşırı terler. Bu durum da deride yağ üretiminin hızlanmasına neden olur. Eğer cilt temizliği doğru şekilde yapılmaz, cilt iyi nemlendirilmez ve yanlış kozmetik ürünler kullanılırsa deri gözenekleri kapanır ve sonraki etapta yağ butonları oluşabilir. Bu durumların önüne geçebilmek için profesyonel bir cilt temizliği şarttır. Düzenli olarak yapılacak cilt temizliği ve bakımı, derinin nem dengesinin korunmasına yardımcı olacaktır.

PEELİNG TERCİH EDİLEBİLİR

Mevsim geçişlerinde sıcaklık farklılıklarına bağlı olarak cildin üst tabakasında bir kalınlaşma meydana gelebilir. Bu kalınlaşmanın önüne geçebilmek için haftada 2 kere olmak üzere peeling yapılabilir. Fakat aşırı hassas cilde sahip olan kişilere bu gibi uygulamalar önerilmez. Cildin gereken kalınlığa ulaşabilmesini ve gereksinim duyduğu nemi elde edebilmesi için çeşitli kimyasal peelingler, mezoterapi ve PRP gibi işlemler de tercih edilebilir.

KOZMETİK SEÇERKEN BU KRİTERE DİKKAT!

Profesyonel cilt bakımlarının yanı sıra muhakkak cildin günlük temizliği yapılmalı ve cilt nemlendirilmelidir. Yapılacak bu işlemler, cildin mevsim geçişlerinden olumsuz yönde etkilenmesini önleyecektir. Bir de yaz mevsiminde kullanılan nemlendirici kremlerin ve cilt temizleyicilerinin kış mevsiminde kullanılan ürünlerle kesinlikle aynı olmaması gerektiği akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu nedenle kozmetik ürün alışverişlerinde cilt yapısı ve mevsim şartları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bu ürünlerin dermatolojik testlere tabi tutulmuş olmasına da dikkat edilmelidir.

CİLDİNİZİ NEMLENDİRİN

Bu mevsimde en fazla rastlanan cilt problemlerinden bir diğeri de sıcak-soğuk değişikliği nedeniyle ciltte meydana gelen çatlaklardır. Bu cilt çatlakları çoğunlukla yüz çevresinde, burun kenarında yanaklarda ve ellerde oluşur. Bu problemlerden korunabilmek için duş sırasında aşırı sıcak su kullanmamaya, sonrasında ise cildi muhakkak nemlendirmeye özen gösterilmelidir. Ayrıca banyo süresi 5-10 dakikayı geçmemelidir. Bunlarla birlikte cildi olumsuz yönde etkileyebilecek esans ve alkol içerikli sabunları kullanmamaya, aksine yağlı sabun ya da jelleri tercih etmeye dikkat edilmelidir. Satın alınan temizlik ürünleri ise mutlaka 5,5 PH seviyesinde olmalı.

Kategoriler
Soru-Cevap

Sivrisinek ısırınca neden kaşınırız?

Özellikle yaz aylarında kulağımızda vızıldayan sivrisineklerin ısırığının neden kaşınmaya yol açtığını biliyor musunuz?

Sivrisinek ısırdığı zaman, antikoagülan (kan pıhtılaşmasını engelleyen) enzimleri içeren tükürük enjekte ediyor. Isırıldığınız ilk sefer, bir şey olmuyor, ancak bağışıklık sisteminiz sonra bu yabancı proteinlere engel olmak için antikorlar yapmaya başlıyor. Bir süre için, bu bağışıklık reaksiyonu kaşıntıya ve şişmiş kabarcığa neden oluyor. Eğer uzun süre sivrisinek tarafından ısırılmazsanız vücudun bu tepkisi uzun yıllar boyunca kayboluyor, ancak ısırıldığınız ilk seferde bu tepki yeniden harekete geçiyor. (Vasfiye Özcanbaz)