Kategoriler
Sağlık

Besin alerjisine dikkat!

Daha çok bebeklerde ek gıdaya geçildiği zaman görülen alerji, kimi zaman ufak belirtiler gösterirken, kimi zaman da acil müdahale gerektirebiliyor. Bilhassa söz konusu çocuklar olduğunda daha da önemli bir hal alabilen alerjiler, çoğunlukla alerji yapan besinin tüketilmesinin ardından ilk dakikalar ya da ilk saatlerde ortaya çıkıyor.

Çocuklarda görülen besin alerjisinin çoğu kişide bir soruna sebep olmayan bazı besin maddelerine karşı vücudun aşırı tepki göstermesi olarak açıklandığını belirten Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Süha Ünüvar, genel olarak ilk 3 yaşta ortaya çıktığını açıklıyor. Alerjinin ilk safhalarında cilt kuruluğu, yanaklarda pütürleşme ve döküntü gibi reaksiyonlar şeklinde görülebildiğini vurgulayan Ünüvar, ilerleyen dönemlerde ise kusma ya da ishal olarak kendini gösterebildiğini ifade etti.

Yüksek risk grubunun başında bebekler bulunuyor

Besin alerjilerinin ana nedeni, çocukların genetik alerjik özelliği taşımalarıdır. Ailedeki yatkınlık, çocuğu da etkileyebilir. Aile içerisinde anne, baba ya da kardeşlerinde bronşiyal astım, atopik dermatit, alerjik rinit veya besin alerjisi gibi alerjik etiyolojiye bağlı hastalıklar görülen bebekler, besin alerjisi bakımından yüksek risk grubunda değerlendirilir. Risk grubunda bulunan bu bebeklere gereken tanının konabilmesi, tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde büyük önem taşır.

Bazı yiyeceklere dikkat!

Besin alerjileri bebeklerdeki en yaygın rahatsızlıklardan biridir. Öyle ki; yalnızca anne sütüyle beslenen bebeklerde de alerji görülebilir. Bu bebekler, anne sütünde bulunan bir maddeye dahi reaksiyon gösterebilir. Çocuklarda besin alerjisine neden olan yiyeceklerin başında fıstık, fındık, ceviz gibi kuruyemişler gelmektedir. Kuruyemişlerin yanında inek ve diğer hayvanların sütleri, yumurta, balık, baharatlar, çikolata, kakao, ıstakoz, çilek, mandalina, domates, mayalar da risk barındıran diğer besin maddelerindendir. Ayrıca sitrik asit, azo boyaları, benzoik asit gibi maddeler içeren yiyecek ve içeceklere de dikkat edilmesi gerekmektedir. Kişiye göre değişen birçok yiyecek de besin alerjisine neden olabilir.

İlaçlar da alerjiye yol açabilir

Besin maddelerinin yanında penisilinler, kükürt, sakinleştiriciler (sedatifler), ağrı kesici ateş düşürücüler (analjezikler), kabızlık gidericiler (laksatifler), hormonlar, idrar söktürücüler (diüretikler) ve aspirin gibi ilaçlar da alerjiyi tetikleyebilir. Alerji yapan besinleri tüketmek dışında alerjene temas etmek de alerjiye zemin hazırlayabilir.

Alerji çok ciddi sonuçlar doğurabilir

Alerjen maddeler kimi zaman çok dramatik tablolar ortaya çıkarabilir. Hatta yaşamsal tehlikeler doğurabilir. Tıp dünyasında “anaflaksi” olarak adlandırılan bu durum, gereken zamanda girişim yapılmaması sonucunda ölümlere neden olabilir. Çok sık karşılaşılmamakla birlikte, alerjen maddenin yalnızca teması dahi ölümle sonuçlanabilir.

Besin alerjisi nasıl anlaşılır?

Besin alerjisi hafiften ağıra doğru bir ilerleme gösterir. Sebebi anlaşılamayan kusmalar ve kabızlık temel belirtiler olarak değerlendirilir. Belirti olarak kaşıntı, vücutta kızarıklık, deri kabarıklıkları, dudak, gözler, kulaklar ve eklemlerde şişkinlikler, yüksek ateş, nefes borusunun daralması sonucu ortaya çıkan yutkunma zorluğu, daralma ilerlerse boğulma hissi, tansiyon düşmesi, baygınlık ve şok geçirme de görülebilir. Ayrıca bebeklerde yaşanabilen 3 haftadan uzun süren şiddetli gaz sancısı da besin alerjisini işaret ediyor olabilir. Besin alerjisinden şüphe edilmesi için saydığımız bu belirtilerin tamamının gözlemlenmesine gerek yoktur. Herhangi biri dahi akıllara besin alerjisi ihtimalini getirmelidir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise, çocuk herhangi bir besine karşı alerjik tepkime gösteriyorsa, farklı besin türlerine de alerji geliştirebilir.

Alerjen besinlerin azı da çoğu da zarar verebilir

Çocuğun alerjik tepki gösterdiği gözlemlendiğinde öncelikle alerjen madde ile temas tamamen kesilmelidir. Çocuk, yaşamın ilerleyen dönemlerinde de bu maddelerden kaçınmaya özen göstermelidir. Ayrıca bu alerjen madde ya da besinlerin azı ya da çoğu arasında hiçbir fark yoktur. Çok küçük veya zarar vermeyeceği tahmin edilen miktarlardaki besinlerin çocuğa verilmesi dahi alerjik tablolar ortaya çıkarabilir. Alerjilerin tedavisi nedene yönelik yapılır. Fakat genellikle kullanılan ilaçlar; kortizonlar, antihistaminikler, acil durumlarda ise adrenalin enjeksiyonlarıdır. Bazen de tehlikeli boyutlara dayanan nefes darlığı gözlemlendiğinde cerrahi girişim gerekebilir.

Kategoriler
Sağlık

Bu gıdalar insanı aptallaştırıyor!

Bilim insanları, uzun süre çok yağlı gıdalar tüketmenin insanları aptal ve tembel hale getirdiğini belirtti.

FASEB Journal dergisinde yayınlanan ve Cambridge Üniversitesi’nde fareler üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, 10 gün boyunca çok yağlı bir beslenme uygulanan farelerde kısa süreli hafıza kaybı ortaya çıktı ve fareler egzersizlerini çok zor yaptılar. Bulgular büyük bir sürpriz gibi görünmezken, araştırmacılar çok yağlı yiyeceklerin insanları aptal ve tembel yaptığını söyledi.

Batı tarzı beslenmenin tipik olarak çok yağlı olduğunu ve bunun obezite, şeker hastalığı ve kalp yetmezliği gibi uzun süreli komplikasyonlarla ilişkili olduğunu söyleyen araştırmacılar, bu diyetlerin kısa süreli sonuçlarına nispeten az ilgi gösterildiğini kaydettiler.

Farelerin insanlar kadar uzun süre yaşamadıklarını belirtten araştırmacılar, bu beslenme şeklinin sonuçlarının kısa dönemde anlaşılması için insanlar üzerinde de kanıtlanması gerektiğini söylediler.

Araştırmacılar, farelerin yarısını, az yağlı gıdalarla, diğer yarısını ise çok yağlı yiyeceklerle beslediler. 4 gün boyunca çok yağlı gıdalarla beslenen farelerin kaslarının ihtiyaçları olan enerjiyi oluşturmada güçsüz kaldığını gördüler.

9 gün sonra çok yağlı gıdalarla beslenen farelerin labirentten çıkmaları daha uzun sürdü ve az yağlı gıdalarla beslenen farelere göre bu süreçte daha fazla hata yaptılar. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

İyi kolesterol için tavsiye edilen 4 yiyecek

İyi kolesterolün yüksek olması sizi kalp ve damar hastalıklarından koruyor. Kolesterolü düşüren statin ilaçları, bazen iyi kolesterolün yükselmesinde etkili olmayabiliyor.

Yeni yapılan bir araştırmayı dikkate alan Reader’s Digest dergisinde yer alan haberde, aşağıda belirtilen yiyeceklerden tüketerek iyi kolesterolünüzü yükseltebilirsiniz:

Bitter çikolata

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmaya göre, bir hafta boyunca her gün 100 gram bitter çikolata yiyen katılımcıların iyi kolesterolü yüzde 9 arttı. Ancak araştırmacılar, 100 gramlık çikolatada yaklaşık 550 kalori olduğunu belirterek, günde daha az çikolata yemenin (yaklaşık 15 gram) kolesterolün yükselmesine uzun bir süreçte yardım edebileceğini söylüyorlar.

Somon balığı

Loma Linda Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, haftada 2 kez yaklaşık 115 gram somon balığı yiyen yetişkinlerde iyi kolesterolün yüzde 4 oranında arttığı görüldü. Araştırmacılar, sardalya, uskumru ve ringa gibi diğer yağlı balıkların da benzer faydayı göstereceğini söylüyorlar.

Böğürtlen

Taze olması değil, fazla olması gerekiyor. 8 hafta boyunca günde bir kase donmuş böğürtlen yemenin iyi kolesterolü yükselttiği tespit edildi.

Yumurta

12 hafta boyunca her gün bütün bir yumurta yemenin sağlıklı kişilerde, iyi kolesterolü artırdığı belirtiliyor. Yumurta, iyi kolesterolü yükselten ve hayvansal ile bitkisel dokularda bulunan, yağ asidi, fosforik asit ve kolin’den oluşan bileşik olan isimli bir madde bakımından zengindir. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Deniz ürünlerini sevmenin 5 yolu

Deniz ürünü pişirme düşüncesi gözünüzü mü korkutuyor? Ya da yediğiniz balık filetoları ağzınızda kötü bir tat mı bırakıyor?

Reader’s Digest dergisinde yer alan habere göre, balık pişirmenize engel olan nedenler ve bunların çözümü:

Tadını sevmiyorum

Birçok insan balığın tadını sevmediğini belirterek balık sevmez ve pişirmez. Fakat, esas problem, yediğiniz balığın damak zevkinize uymaması olabilir. Yoğun balık tadını sevmiyorsanız, tadı daha yumuşak ve tatlı olan kalkana benzeyen yassı balığı deneyebilirsiniz. Daha etli bir balık isterseniz, orkinos alabilirsiniz. Eğer balık yemeği seviyor ancak, hep aynı balıkları yemekten sıkıldıysanız da bu yöntemleri uygulayabilirsiniz.

Balık pişirmek çok zor

Eğer su kaynatabiliyorsanız zor değil. Buharda pişirmek balık pişirmeyi pratik hale getiren en kolay yöntemdir. Balığınızı bir sepet içine, su yüzeyinden daha yükseğe, bir tencerenin içine koyarak buharda pişirebilirsiniz. Balığınıza lezzet vermek için su yerine et suyu kullanabilir ya da suyun için çeşitli kuru bitkiler ekleyebilirsiniz.

Balık çevre için zararlıdır

Somon balığı çiftliklerinin okyanusu kirlettiğini ve morina, orkinos gibi bazı balık türlerinin neslinin tehlikeye attığını duyabilirsiniz. Bunlar endişe duymamız gereken konulardır, ancak çevre dostu tüketicilerin huzurla yiyebileceği birçok balık da bulunuyor.

Evimin kötü kokmasından nefret ediyorum

Taze balık pişirirken bile kötü kokmaz. Fakat, her zaman denizden yeni çıkmış balık satın alamazsınız. Kokuları körfezte bırakmanıza yardımcı olacak birkaç öneriye göz atabilirsiniz. Limon suyu, sirke ya da diğer asitli içerikler, balığın kokusunu azaltacaktır. Ya da balığı temizlerken, balığın kokusunun sizi rahatsız etmemesi için bir cezve suyun içinde karanfil atarak kaynatabilirsiniz.

Kabuklu deniz canlılarında çok fazla kolesterol var

Bazı kabuklu deniz canlılarında yüksek oranda kolesterol olduğu doğru. Fakat, araştırmalar bu kolesterolün sağlığınız için kötü olmadığını gösteriyor. Sebebi, bu canlıların çok az doymuş yağ içermesidir. Bir çalışmaya göre, 3 hafta boyunca her gün karides yiyenlerin kötü kolesterolünde çok az bir artış ve iyi kolesterolünde ise daha fazla artış olduğu bulundu. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

B3 vitamini, kolesterolü düşürmeye yardımcı

Bilim adamları, kolesterolü kontrol altında tutmanın en iyi ve ucuz yollarından birinin niyasin yani B3 vitamini olduğunu belirtti.

Newkerala.com isimli internet sitesinde yer alan habere göre, nikotonik asid ya da B3 vitamini olarak bilinen niyasin, trigliserid ve yağ asitleri seviyesini azaltarak, iyi kolesterolü destekleyerek kolesterolle savaşmada en etkili silah olarak görülüyor.

Ancak niyasinin büyük bir yan etkisi var, bu nedenle hastalar niyasinden kaçıyor. Çünkü B3 vitamini huzursuzluğa, kontrol edilemeyen şiddetli kabarıklığa, kanın yüze ve diğer cilt yüzeyine doğru hücumuna neden oluyor.

Bu çalışmanın niyasin temelli tedavilerin yeniden revaç bulmasına öncülük edebileceği belirtildi. Duke Üniversitesi Medikal Merkez’den dermatolog Robert Walters, “Bu sadece kolesterol tedavisinde öncü olmayacak, aynı zamanda bazı alerjik reaksiyon çeşitlerinden kaynaklanan kabarmalar için yeni bir tedavi anlamına gelebilecek” dedi.

B3 VİTAMİNİ HANGİ GIDALARDA VAR

Tavuk: 100 gram tavuk eti  13.7 mg B3 vitamini içerir.

Hindi: 100 gram hindi eti 6.8 mg.

Sığır Eti: 100 gram sığır etinde 4.8 mg.

Kuşkonmaz: 100 gram haşlanmış kuşkonmaz günlük B3 vitamini ihtiyacının %5’ini karşılar.

Somon Balığı: 100 gram somon balığı 10.1 mg B3 vitamini içerirek günlük B3 vitamini ihtiyacının yarısını karşılar.

Diğerleri: Brüksel lahanası, Yeşil bezelye, Yeşil fasulye, Tatlı patates, Yer fıstığı, Karnabahar, Patlıcan, Ispanak, Brokoli, Karides, Domates, Mısır, Havuç, Kavun, Biber, Pazı. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

İşte uzak durmanız gereken 10 alerjik yiyecek

Bazı yiyecekler, alerjisi olanlar için ölümcül olabilir. Bağışıklık sistemi, zararsız bir maddeyi tehlikeli olarak algılayınca alerjik reaksiyon oluşuyor.

Alerjiye neden olan gıdaları öğrenerek evinize gelen misafirlerinizin hayatını kurtarabilirsiniz. Howstuffworks isimli sitede yer alan habere göre, işte alerji yapan 10 gıda:

Buğday

Alerjisi olanlar buğday ununu soluyunca ciddi sorunlarla karşılaşırlar. Buğday alerjisi çocuklukta ya da ileriki yıllarda oluşabilir. Buğday için alerjik reaksiyonlar arasında astım, ürtiker, atopik dermatit, alerjik rinit (burun akıntısı) ve anafilaktik şok yer alıyor. Buğday ekmekler, fırında satılan gıdalar ile tahılların yanında çorbalarda ve soslarda kıvam artırıcı olarak kullanılıyor. Bu nedenle, buğday alerjisi olanların çok dikkat etmesi gerekiyor.

Soya fasulyesi

Üreticiler, 1950’lerde süt yerine soya sütü kullanmaya başladılar. Çünkü, soya sütü inek sütünden daha az alerjik reaksiyona sebep oluyor. Soya alerjisi, yetişkinlerden daha çok küçük çocuklar arasında daha yaygındır. Hemen her şeyde soya bulunduğu için bu gıdadan uzak durmak çok zor. Soya yüksek protein içeriği nedeniyle, sağlıklı yiyeceklerin yanında paketlenmiş gıdalarda katkı maddesi olarak yaygın şekilde kullanılıyor. Ürtiker, astım ve anafilaktik şokun yanında, soya fasulyesi ayrıca kolit, aft veya akne patlamasına neden olabiliyor.

Su kabukluları

Birçok deniz kabuklusu olduğundan, birine alerjiniz olması diğerlerine de olduğu anlamına gelmiyor. Doktorlar, aynı anda birçok deniz kabuklusuna karşı alerjiniz olup olmadığını belirleyen cilt testi ile kan testini öneriyorlar. Deniz kabukluları alerjisinde reaksiyonlar ürtiker, astım, atopik dermatit ya da anafilaktik şoktur. Bu alerji türü genellikle, yetişkinlik çağına kadar ortaya çıkmıyor.

Balık

Birçok balığın alerjik olmasına rağmen, morina ve somon balığı, diğer balık türlerinden daha fazla alerjik reaksiyona yol açıyor. Diğer alerjik balıklar arasında ise hamsi, ton balığı, uskumru ve sardalye bulunuyor. Bir balığa alerjiniz varsa, diğer türüne de olabilir. Bu nedenle deniz ürünleri satan restoranlara gitmemeye çalışın.

Kabuklu yemişler

Sert kabuklu yemişe alerjisi olanlar, bunu tüm yaşamları boyunca çekiyorar. Sindirim problemlerinin yanında, astım, ürtiker, atopik dermatit ve anafilaktik şok gibi alerjik reaksiyonlara yol açıyor. En yaygın alerjik yemişler ise ceviz, badem ve kaju fıstığıdır. Uzmanlar, hangi kuru yemişe alerjiniz olduğunu bilmiyorsanız hiçbirini yememenizi öneriyorlar. Ayrıca, şampuanların ve losyonların içinde bu kuruyemişlerin kullanılıp kullanılmadığına bakılmasını istiyorlar.

Yerfıstığı

İnsanlarda alerjiye neden olan yerfıstığının adı çoktan çıktı. En yaygın alerjiler arasında olan yerfıstığı, ölüme bile yol açabiliyor. Özellikle küçük çocuklarda yaygın olan alerji, atopik dermatit, astım, ürtiker ya da hayatı tehdit eden anafilaktik şoka neden oluyor. İlginç bir şekilde yerfıstığı kabuklu yemiş değildir, baklagildir.

Yumurta

Bir kişinin yumurtanın hem beyazına hem de sarısına alerjisi olabilir. Her ikisi de alerjik reaksiyonları tetikleyen proteinler içeriyor. Bu reaksiyonlar arasında atopik dermatit, ürtiker ve anafilaktik şok bulunuyor. Diğer yaygın belirtisi ise alerjik rinit yani burun akıntısıdır. Yumurtaya alerjisi olanlar mayonezden, fırında satılan ürünlerden uzak durmalı. Pastaların, işlenmiş etlerin ve şekerlemelerin etiketlerini dikkatlice okumaları gerekiyor. Ürünlerin etiketinde şu maddeleri görürseniz bu gıdalardan uzak durun: ovalbumin, ovoglobulin, ovomucoid, ovomucin, ovotransferrin, ovovitelia, ovovitelin, globulin, silici albunate, albumin, lecithin, livetin, simplesee, vitellin and lysosyme

Süt

İnek sütü, özellikle küçük çocuklar için dünyadaki en yaygın alerjik gıdalardan biridir. Çocukların bir yaşından önce, yaklaşık yüzde 2-5’inin inek sütüne alerjisi olduğu tahmin ediliyor. Bazı doktorlar, ailelere çocuklar 1 yaşına gelene kadar inek sütü vermemelerini öneriyorlar. İnek sütüne karşı ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar ürtiker, astım ve anafilaktik şoktur. Diğer yaygın reaksiyon ise atopik dermatit olarak bilinen durumdur.

Susam

Susam alerjisi özellikle Japonya ve Çin’de daha yaygındır. Susam alerjisi anafilaktik şoku tetikleyebiliyor. Eğer susam alerjiniz varsa, hayatınızın geri kalan kısmıında susamdan uzak durmalısınız. Son 20-30 yılda susam, Amerika’da da yaygınlaşmaya başladı. Uzmanlar, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)’nin 8 alerjik gıda listesine susamı da eklemesini öngörüyorlar.

Kereviz

Kereviz en yaygın suçlulardan biri. Kereviz cildinizi kaşındırabilir ve tahriş edebilir, Ürtikere yol açabilir ya da ağız çevrenizde kabarmalara neden olabilir. Diğer reaksiyonlar ise bulantı, astım ve hatta anafilaktik şok. Bu tür reaksiyonlardan kaçınmak için bazı meyve ve sebzeleri pişirebilirsiniz. Ancak, kereviz oral alerji sendromunu tetikleyebilir. Kereviz baharatlarda ve çorba ya da güveç gibi işlenmiş gıdalarda gizli bir şekilde kullanıldıysa, alerjisi olan birini etkileyebilir. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Uyuyamıyor musunuz? O zaman bir de bu gıdaları deneyin

Geceleri uyumakta zorlanıyor musunuz ya da gecenin bir yarısı uykunuz mu kaçıyor? Özellikle akşam yemeğinde bazı yiyecekler tüketerek gece boyunca deliksiz bir uyku çekebilirsiniz.

İşte Foxnews’te yayınlanan haberde, uyumanıza yardımcı olan 10 yiyecek:

Kulağa garip gelebilir, ancak akşamları kıvırcık salata yemek daha iyi uyumanıza yardım ediyor. Salatadaki sütlü bitki özü lactucine diye bilinen afyon içeriyor. Bu madde uyku ve gevşeme sağlıyor.

Bir fincan çay rahatlatıcı olabilir, ancak 8 saatlik kesintisiz bir uyku çekmek istiyorsanız, en iyi seçenek papatya çayı olmalı. Papatya çayı doğal bir yatıştırıcıdır ve asabi tansiyonu düşüren etkisi bulunuyor.

Çay içmek istemiyorsanız, yeşil sebzelerde bulunan mineral magnezyum, kasları ve sinirleri gevşetmeye yardım ediyor. Öözellikle, brokoli, brüksel lahanası, kıvırcık lahana, hindiba gibi sebzeler rahatlatıcı etkiye sahip.

Bayramlarda ve özel günlerde kurulan ziyafet sofrasından sonra kendimizi yorgun hissetmemizin sebebi, triptofandır. Özellikle, et, tavuk, balık ve hindi etinde bulunan triptofan isimli amino asit, serotonin üretimini destekliyoryor, bu da vücudun gevşemesine ve uykusuzluk sorunlarıyla baş etmenize yardımcı oluyor.

 Sebze sevmiyorsanız, alternatif olarak triptofan içeren diğer bir yiyecek olan muzu deneyebilirsiniz.

Akşam yemeğinizde karabuğday, kinoa (gluten içermeyen bir tür tahıl), darı, arpa ve tatlı papates gibi karbonhidrat içeren yiyeceklerden bir karma hazırlayın. Karbonhidrat insülinin serbest kalmasını sağlar, bu da triptofanın beyne iletilmesi için gereklidir.

Yulaf unu, sadece kahvaltı için değildir. Akşam yemeğinde de bir kase yemeği deneyin. Buğdayın yatıştırıcı ve sinir onarıcı özellikleri bulunuyor. Bu da iyi bir gece uykusu çekmenize yardımcı olur.

Çalışmalar, balın doğal uyku yardımı olduğunu gösteriyor. Balın içindeki oreksin isimli doğal içerik beynin kendini kapatıp dinlenmesine yardımcı oluyor.

Niasin bakımından zengin olan yiyecekler de uyku için faydalıdır. Çünkü, bu yiyecekler de serotonin sentezi içeriyor. Niasin bakımından zengin olan yiyecekler arasında yumurta, balık, tavuk, soya fasulyesi, bezelye ve çemen bulunuyor.

Somon, uskumru, sardalye, ringa ve alabalık gibi yağlı balıklar, iyi bir uykuya yardımcıdır. Akşam yemeğinde tabağınızı bu yiyeceklerle doldurarak, kesintisiz bir gece uykusu uyuyabilirsiniz. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Gözünüz için en faydalı yiyecekler

Sarı Nokta Hastalığı (Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu), 55 yaş üzerindeki insanlarda körlüğe kadar gidebilen görme sorunlarına yol açar. Hastalıkta ilerleyen yaş nedeniyle retinanızın merkezinde hasar oluşur.

Hastalığın tedavisi yoktur, fakat hastalığa yakalanma ve teşhis konuca körlük riskinizi azaltacak şeyler yapabilirsiniz. Bu konuda beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor. Antioksidan açısından zengin gıdalarla beslenmek hastalıklara çare değildir, hastalıklara karşı savunma sisteminize destek olur.

İşte göz sağlığınız için evinizde olması gereken gıdalar:

A vitamini: Karaciğer, balık yağı, yumurta sarısı, süt ürünleri

Karotenoid: Kırmızı biber, kara lahana, diğer renkli sebze ve meyveler,

D3 vitamini: İstavrit, sardalye, somon, sığır ciğeri, güçlendirilmiş süt

C vitamini: Meyveler, karnıbahar, yeşil lahana

E vitamini: Brokoli, yer fıstığı, badem, avokado, ay çekirdeği

Omega 3 yağ asitleri: Yağlı balıklar, keten tohumu, ceviz, tofu, kabak

Çinko: Kabuklu kuruyemişler, tam tahıllar

Likopen: Domates, karpuz ve greyfurt

Antioksidanlar: Kızılcık, yaban mersini, nar ve diğer koyu renkli gıdalar

Benzer şekilde A, D, E ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir ve bunlar vitaminlerin emilimine yardımcı olur. Bazen yiyecekler pişirildiğinde daha besleyici olurlar. Örneğin, pişmiş ıspanak vücudunuzun daha fazla karotenoid, lutein ve zeaxanthin gibi antioksidanlar tutmasını sağlar. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Alzheimer riskini azaltan alışkanlıklar

Genç yaşlı demeden yüzbinlerce kişinin hayatını etkileyen, kendilerine ve çevrelerindeki yakınlarına kabus gibi bir hayat yaşatan çağımızın hastalığı Alzheimer’a karşı gençlik yıllarından edineceğimiz alışkanlıklar sayesinde göğüs gerebiliriz.

Düzenli olarak fiziksel aksitive yapmak ve bazı gıdaları tüketmek Alzheimer’a yakalanma riskini azaltıyor.

Antioksidan ve antiinflamatuar açıdan zengin yiyecekler tüketin: Beyin sağlığınız için daha fazla sebze ve daha az işlenmiş gıda tüketmelisiniz.

Sebzelerden yardım alın: Günde 4 porsiyondan fazla sebze tüketmek zihindeki düşüş oranını yüzde 40 oranında azaltıyor. Yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu kuruyemişler, fasulye, tam tahıllar, balık, zeytin yağı, beyaz et tüketirken kırmızı et, tereyağı, margarin, tatlılar, peynir, kızarmış yiyecekler ve fast food’dan uzak durmalısınız.

Baharatlarla yemeğinize lezzet katın: Yemeğinizi baharatla lezzetlendirirseniz yağı, tereyağını ve tuzu azaltabilirsiniz. Köri ve safranda curcumin isimli antioksidan bulunuyor. Bunun da Alzheimer riskini azalttığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.

Arkadaşlarınızla vakit geçirin: Beyninizi genç tutmak için yalnızlıktan kurtulmalısınız. Arkadaşlarıyla vakit geçiren yaşlı insanlarda zihinsel kayıp oranı yüzde 70 kadar azalıyor. Her yaşta yeni arkadaşlar edinmelisiniz. Arkadaşlarla oturup sohbet ederek kendinizi daha iyi hissedersiniz.

Beyninize egzersiz yaptırın: Bir araştırmaya göre, boş zamanlarınızdaki uğraşlar Alzheimer riskini azaltıyor. Haftada birkaç kez kitap okumak, satranç oynamak, bulmaca çözmek ve müzik aleti çalmak gibi faaliyetler yeni beyin hücresi ve hücreler arasındaki bağ gelişimini tetikliyor.

Okuyun: Okumak zihinsel koruma sağlar, bunama belirtilerine karşı tampon görevi görür. Okurken detayları daha iyi hatırlamak için notlar alın.

Resim çizin: 4 yıldan uzun süre üzerinde resim yapmak gibi aktivitelerde bulunan yaşlıların zihinsel yetenek kaybının yüzde 73 daha az olduğu belirlendi. Bu tür uğraşlar dikkatinizi toplamanıza yardımcıdır.

Fiziksel aktivite: Araştırmalara göre, fiziksel aktivite Alzheimer’a karşı potansiyel koruma sağlıyor. Haftada en az 3 kez 15-30 dakika egzersiz yapanlarda Alzheimer gelişme riski azalıyor. Her gün en az 1,5 kilometre yürümeye çalışın. Basit bir yürüyüş beyniniz için oldukça faydalıdır.

Kategoriler
Yaşam

Sonbaharın en besleyici sebze ve meyveleri

Her mevsimde tükettiğimiz meyve ve sebzelerin birçok yararı vardır. Bazıları mevsimi geçtiği için pazarda ya da markette rahatça bulabilseniz de vitamin değerlerini kaybediyor.

Mensfitness isimli internet sitesinde yer alan habere göre, sonbaharın en besleyici, en taze ve sağlıklı meyve ve sebzeleri şunlardır:

Elma: Çözünebilir lif ve C vitamini içeren elma mükemmel bir atıştırmalıktır. Elmaları evinizde taze tutmak için elmaları serin ve kuru yerde saklayın. Elmalarınızın kararmasını sevmiyorsanız bunu önlemek için kesilmiş elmaların üzerine birkaç damla limon sıkın.

Armut: Armutları tam olgunlaşmadan toplayın ve olgunlaşmasını bekleyin. Armut yukarıdan aşağıya doğru olgunlaşır. Yumuşayınca olgunlaşma sürecini yavaşlatmak için buzdolabına koyun ya da meyve kasesinde bekletip 5 gün içinde tüketin. Elma gibi limon suyu armutların kararmasını önler. Armutta bol miktarda su bulunur. Ayrıca pektin isimli karmaşık karmaşık karbonhidratla doludur. Mide-bağırsak sisteminizi düzenler, vücudu mikroplardan temizler, sindirime yardım eder, bağışıklık sistemin düzenler, kolesterolü düşürür, vücudun şeker emilimini düzenler.

Üzüm: İyi bir K ve C vitamini kaynağı olan üzüm antioksidan, resveratrol ve cildinizin genç görünmesini sağlayan antiinflamatuar bileşenler içeriyor. Buzdolabında saklayın ve 1 haftaya kadar saklayabilirsiniz. Yemeden önce mutlaka yıkayın.

Karadeniz hurması: Vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla dolu olan bu hurma sarı-turuncu domateslere benzer. Beta-karoten ve likopen gibi koruyucu bileşenler içerir. Hurmalar iyice olgunlaşana kadar çok ekşi olabilir.

Yeşil yapraklı sebzeler: Karalahananın popülaritesi son zamanlarda iyice arttı. Mükemmel bir A, K ve C vitamini kaynağı olan karalahanada lif ve manganez bulunuyor. Sonbaharda pazı, marul, su teresi, hardal bitkisi, roka, hindiba taze olarak tüketebileceğiniz yeşilliklerdendir.

Kızılcık: Fitobesinler açısından zengin olan kızılcıkta bitkisel lif ve manganez bulunuyor. Kurutulmuş kızılcık da yiyebilirsiniz, ancak tazesi daha sağlıklıdır. Daha az şeker içerir, bol miktarda A vitamini vardır, göz sağlığını destekler, kötü kolesterolü düşürür. Parlak renkli olanları tercih edin.

Turp: Bu besleyici kök sebzeleri çok farklı şekillerde kullanabilirsiniz. Püresini yapabilir, salatada kullanabilir, soteleyebilir ya da çiğ olarak yiyebilirsiniz. Turpta potasyum, magnezyum, lif, fosfor, demir ile A, B ve C vitaminleri, betakaroten ile folk asit bulunuyor. Turptaki nitrat kan basıncınızı düşürür. Turpu kullanmadan hemen önce yıkayın ve ellerinizi boyamaması için eldiven kullanın.

Tatlı patates: Tatlılar kadar lezzetlidir. Zengin tatlı aromasına rağmen tatlı patates şaşırtıcı şekilde besleyicidir. Karotenoid, E vitamini, potasyum ve bakır açısından oldukça zengindir. Elinize ağır gelen küçük ve orta boy patatesleri seçin ve aldıktan sonra bekletmeden kullanın.

Kış kabağı: Bu kabak bitkisel lif ile doludur, yağ oranı düşüktür. Sizi uzun süre tok tutan kış kabağında kalp hastalığını önleyen karotenoidler bulunur. Bir kase kabak günlük C vitamini ihtiyacınızın neredeyse yarısını karşılar. Bal kabağını püre yapabilir, ezebilir ya da sote olarak tüketebilirsiniz. Kış kabağını kesmeden serin ve karanlık bir yerde birkaç hafta saklayabilirsiniz. Kestikten sonra buzdolabında birkaç gün bekletebilirsiniz.

Mantar: Tüm mantar türlerini buzdolabında nemli kağıt havluların arasında güvenle saklayabilirsiniz. Mantarda selenyum, demir ve D vitamini bulunuyor. Asya mantarı gibi bazı türlerinde ise kanser karşıtı besinler barındırır ve bağışıklık sisteminizi destekler. (Vasfiye Özcanbaz)