Kategoriler
Yaşam

Pireyi deve yapmanın sonuçları

Her gün sabah uyanınca kendinizi yorgun hissediyorsanız, fark etmeseniz de günlük hayatınızda yaptığınız bazı hatalar yorgunluğa neden oluyor. Yeterince su içmemek, uygun miktarda demir almamak gibi fiziksel durumların yanında pireyi deve yapmak, mükemmeliyetçi olmak gibi ruhsal durumlarda da kendinizi yorgun hissedersiniz.

Yorgunluk tüm gün hayattan zevk almanızı engeller,  fiziksel ve ruhsal açıdan sizi yorar. Health isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte gün içinde sizi yoran nedenler:

Yeterli su içmemek

Vücudunuzun susuz kalması enerji seviyeniz üzerinde önemli rol oynar. Susuzluk kan hacminde azalmaya neden olur ve kanınız koyulaşır. Kalbiniz daha az pompalama yapar ve kaslara, organlara giden oksijen ile besin miktarındaki hız azalır. Yorgunluktan kaçınmak için yeterince su için.

Egzersizden kaçmanız

Georgia Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, düzenli egzersiz gücünüzü ve dayanıklılığınızı destekliyor, ayrıca kardiyovasküler sisteminizin daha verimli çalışmasını ve oksijen ile besinlerin dokulara dağıtılmasını sağlıyor. Yorgun da olsanız kısa bir yürüyüş bile daha hissetmenizi sağlayacaktır.

Mükemmeliyetçi olmak

Mükemmel olmak için uğraşmak daha çok çalışmanıza ve yorulmanıza neden olur. Bu nedenle belirlediğiniz hedeflerde gerçekçi olun. Projelerinizi gerçekleştirmek için zaman sınırı belirleyin ve buna uymaya çalışın. Hemen yapmak için kendinizi yormayın.

Pireyi deve yapmak

Her konuda endişeleniyor ve en küçük sorunları bile büyütüyorsanız bu endişe zihinsel açıdan sizi yorar. Kendinizi bu düşüncelerle boğuşurken bulursanız derin bir nefes alın. Kaygılarınızı arkadaşınızla paylaşın.

Uygun miktarda demir almamak

Kendinizi güçsüz hissediyorsanız ve odaklanmakta güçlük çekiyorsanız demir eksikliği sorunu yaşıyor olabilirsiniz. Anemi riskini azaltmak için demir alımını artırın. Yağsız et, börülce, tofu, yumurta sarısı, koyu yeşil yapraklı sebze, kabuklu kuruyemiş, yerfıstığı ezmesi tüketin.

Tüm gün kahve içmek

Araştırmalara göre, günde 3 fincan kahve sizin için faydalıdır. Uygunsuz şekilde kafein tüketimi ise uykuya dalmanızı sağlayan adenozini durdurur. Yatmadan 6 saat kadar önce alınan kafein bile uykunuzu etkiler. Bu nedenle öğleden sonra kafein tüketimini kesmelisiniz.

Abur cubur çok tüketmek

Şeker ve basit karbonhidratla dolu olan hazır gıdaların glisemik indeksi yüksektir. Kan basıncındaki ani yükselmeler ise yorgunluğa yol açar. Her yemekte tam tahıllarla birlikte yağsız protein alarak kan şekerinizi sabit tutun. Fırında tavuk, kahverengi pirinç, somon balığı, tatlı patates ya da tavuklu ve meyveli salata iyi birer seçenektir.

Dağınık bir ofisiniz olması

İşyerinde kalabalık bir masa zihinsel olarak sizi yorar, odaklanmanızı zorlaştırır. Her günün sonunda işlerinizi bitirin ve kişisel eşyalarınızı düzenleyip yerlerine yerleştirin. Ertesi gün güne pozitif başlamanıza yardımcı olur.

Kahvaltı yapmamak

Gece boyunca yedikleriniz erir, sabah uyandığınızda ise kahvaltıyla yeniden vücudunuzu desteklemelisiniz. Kahvaltı yapmazsanız tembelleşirsiniz. Kahvaltı yapmak metabolizmanızı harekete geçirir. Kahvaltınızda tam tahıllar, yağsız protein ve sağlıklı yağlar bulunsun.

Hayır demekte zorlanmak

İnsanları mutlu etmek sizin enerji seviyenizi ve mutluluğunuzu azaltır. Patronunuz Cumartesi günü de çalışmanızı istese ya da çocuklarınız sizi zor durumda bırakacak bir şey istese de “Evet” demek zorunda değilsiniz.

Haftasonu geç saatte yatmak

Cumartesi geç saatlere kadar oturmak ve sonra Pazar sabahları ise geç saatlere kadar uyumak Pazar gecesi uykuya dalmanızı zorlaştırıyor. Bu nedenle hafta sonları da erken kalkın öğleden sonra 20 dakika kadar şekerleme yaparsanız sabah yorgun uyanmazsınız.

Yatakta e-postalarınızı kontrol etmek

Tabletin, akıllı telefonun ya da bilgisayarınızın arkadan aydınlatması uykuyu düzenleyen melatonin hormonunu durdurarak vücudunuzun doğal ritmini bozuyor. Bu nedenle yatmadan birkaç saat önce elektronik aletlerden uzak durun. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Sizde de bu belirtiler varsa tiroidlerinize baktırın

Bir süredir yorgunluk, uykusuzluk, iştah sorunları, çarpıntı gibi yaşamınızda meydana gelen değişikliklerin nedenini bulamadıysanız, doktora gidip tiroidlerinizi kontrol ettirin. Boğazınızda yer alan kelebek şeklindeki tiroid bezinin vücudunuzun çeşitli fonksiyonları üzerinde önemli etkisi vardır. 35 yaşın üzerinde bir kadınsanız tiroid bozukluğu olma riskiniz yüzde 30’dan fazladır.

Health.com’da yer alan habere göre, tiroidler vücut sıcaklığınızı, metabolizmanızı ve kalp atışlarınızı düzenler. Tiroidleriniz az ya da çok çalışırsa tüm bunlarda problem ortaya çıkar. İşte tiroidlerinizde sorun olduğunu gösteren belirtiler:

Halsizlik

Yorgunluk ve enerjinizi tükenmiş hissetmeniz birçok durumla ilgili olabilir, fakat bunun en güçlü nedeni tiroid hormonunun az salgılanması nedeniyle oluşan hipotiroiddir. Kesintisiz, iyi bir gece uykusundan sonra sabahları ya da tüm gün yorgunsanız tiroidiniz az çalışıyor olabilir.

Üzüntü

Kendinizi üzgün veya depresyonda gibi hissediyorsanız bu da hipotiroidin belirtisi olabilir. Tiroid hormonunun az üretilmesi beyindeki serotonin hormonu seviyesini etkiliyor. Bu nedenle de ruh haliniz kötü oluyor, kendinizi üzgün hissediyorsunuz.

Endişe ve gerginlik

Kendinizi gergin ve endişeli hissetmek ise tiroidlerinizin yüksek olmasıyla ilgilidir. Tiroid yüksekliğinde tüm vücut ve metabolizmanız aşırı yüklenir. Kendinizi rahatlamış hissedemezsiniz.

İştah problemleri ve tat alamama

İştahınızın artması hipertiroid belirtisidir. Tiroidleriniz yükselince kendinizi sürekli aç hissedersiniz. Bu nedenle sürekli yemek yiyip kilo alırsınız. Diğer yandan tiroidleriniz az çalışırsa da tat ve kolu alma duyularınız bozulur.

Kafa bulanıklığı

Uykusuz kaldığınızda ya da yaşlılıkta kafanız bulanabilir. Ancak tiroid hormonunun fazla salgılanması halinde zihinsel bulanıklıktan dolayı konsantre olmakta zorlanabilirsiniz. Tiroidin az salgılanması halinde ise unutkan olursunuz ve beyninizde bir sis oluşabilir.

Çarpıntı

Hissettiğiniz çarpıntı kalp çarpıntısı olabilir. Kalbinizin çok hızlı çarptığını ya da arada teklediğini hissedebilirsiniz. Göğsünüzdeki bu duygular boğazınızda ya da boynunuzda da fark edebilirsiniz. Kalp çarpıntısı hissi de tiroid hormonunun fazla salgılanmasından dolayı oluşabiliyor.

Cilt kuruluğu

Kuru ve kaşıntılı cilt hipotiroidin belirtisi olabilir. Cilt dokusundaki ve görünümündeki değişiklikler, tiroid hormonunun azlığından dolayı yavaşlamış metabolizmanıza bağlı olarak meydana geliyor. Bununla birlikte terlemeniz de azalıyor. Yeterince nem kazanamayan cildiniz çok hızlı kurur ve pul pul olur. Aynı şekilde tırnaklarınız da kırılganlaşır ve tırnaklarınızda çizgiler oluşur.

Bağırsaklarınız kararsızlaşır

Hipotiroidi olan insanlar bazen kabızlıktan şikayet ederler. Hormon üretimindeki kesinti sindirim sürecinde yavaşlamaya neden olabilir. Diğer yandan ise, aşırı çalışan tiroid bezleri ise ishale ya da bağırsaklarınızın daha hızlı çalışmasına yol açar.

Özel günlerde değişiklik olur

Hipotiroidin belirtilerinden biri de kadınların muayyen günlerinin daha uzun ve ağrılı geçmesine yol açar. Ayrıca iki muayyen gün arasındaki süre de kısalır. Tiroid yüksekliğinde ise muayyen günler kısalır ve araları iyice açılır.

Kas ağrıları

Tırnağınız çıktığında oluşan ağrı açıklanabilir. Ancak kimi zaman kollarınızda, bacaklarınızda ya da ellerinizdeki sızlama, karıncalanma ya da hissizlik hipotiroidin belirtisi olabilir. Tiroid hormonunun az üretilmesi beyninizden ya da omuriliğinizden vücudunuza sinyal gönderen sinirlere zarar verebilir.

Yüksek tansiyon

Yüksek kan basıncı tiroid bozukluğunun bir belirtisi olabilir. Hem hipertiroid hem de hipotiroid yüksek tansiyona yol açabilir. Hipotiroidi olan insanlarda hipertansiyon gelişme riski 2-3 kat daha fazla oluyor. Çünkü tiroid hormonunun azlığı kalp atışını yavaşlatabilir.

Bazen üşürsünüz, bazen terlersiniz

Kimi zaman terlemeniz, kimi zaman ise titremeniz hipotiroidle ilgilidir. Hücreler tarafından daha az enerji yakılıyor. Daha az enerji daha az sıcaklık anlamına geliyor, bu nedenle üşüyorsunuz. Diğer taraftan ise aşırı çalışan tiroid ise insanı çok terletiyor.

Ses kısıklığı

Sesinizdeki değişiklik ya da boğazınızda bir yumru hissetmeniz tiroid bozukluğunun belirtisi olabilir. Yutkunurken rahatsızlık hissediyorsanız boğazınızı kontrol edin. Bir el aynası alın, bir bardak suyu içerken boğazınızı izleyin. Suyu yutarken tiroid bölgesinde bir şişlik veya çıkıntı görüyorsanız doktora başvurun.

Uyku problemleri

Bütün gün uyumak mı istiyorsunuz? Bu hipotiroidin bir belirtisi olabilir. Yavaş çalışan tiroid vücut fonksiyonlarını yavaşlatabilir, bu nedenle gün içinde bile uykunuz gelir. Uyuyamıyorsanız bunun sebebi hipertiroid olabilir. Aşırı çalışan tiroid kaygıya, kalp çarpıntısına yol açabilir. Bu durumda ise uykuya dalmakta zorlanırsınız ya da gecenin bir yarısı uyanıp tekrar uyuyamazsınız.

Kilo alma

Az çalışan tiroidleriniz nedeniyle her zamanki gibi yemek yemenize rağmen kilo alırsınız. Egzersiz yapsanız da aldığınız kiloları geri veremezsiniz. Diğer yandan ani kilo kaybı ise çok çalışan tiroidlerinizin bir sonucudur.

Saçların incelmesi ve dökülmesi

Kuru, kırılgan saçlar hipotiroidin belirtisi olabilir. Az salgılanan tiroid hormonu saç gelişim döngüsünü kesintiye uğratır ve saçlarınız dökülmeye başlar. Aşırı çalışan tiroidler ise saçlarınızın incelmesine yol açar.

Hamile kalmakta zorlanırsınız

Bebek sahibi olmak istiyorsunuz, fakat olamıyorsanız bunun nedeni az ya da çok çalışan tiroidleriniz olabilir. Bunun yanı sıra tiroid bozukluğu hamilelikte görülen komplikasyonlarla bağlantılı olabiliyor.

Yüksek kolesterol

Diyete, egzersize ya da ilaca cevap vermeyen yüksek LDL seviyesi hipotiroidle bağlantılı olabilir. Kötü kolesterolün artması az çalışan tiroid hormonu nedeniyle oluşur. Tedavi edilmeyen hipotiroid ise kalp büyümesi ve kalp yetmezliği gibi kalp problemlerine yol açabilir.

Sizde de bu belirtilerden herhangi biri varsa, bir doktora gidin ve TSH, Serbest T3 ve Serbest T4 testlerini yapmasını isteyin. Test sonuçlarına, sizin anlattıklarınıza ve fiziksel muayenenize göre doktor size sentetik hormon verebilir. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Haftada 1 fincan kahve saçlarınızı parlatıyor

Yoğun bir çalışma saatinin ardından ya da eve gelen bir arkadaşımızla birlikte sohbet ederken içeceğimiz kahve kadar insana iyi gelen bir şey yoktur. Çoğu insana göre kahve yorgunluğu alır, insanı mutlu eder, baş ağrısını azaltır. Ancak fazla içildiği takdirde yararından çok zararı olur. Peki kahvenin içmek dışında başka faydaları da olduğunu biliyor muydunuz?

Sağlığınıza faydalarının yanında kahveyle otomobilinizi temizleyebilir, kahveyi bahçenizde gübre olarak kullanabilir ve hatta saçlarınıza canlılık vermek için kullanabilirsiniz. Reader’s Digest dergisinde yayınlanan habere göre, işte kahvenin sıradışı kullanım alanları:

Baş ağrısına yardımcı

Illinois Üniversitesi’nde yapılan klinik bir deneyde, kan damarlarının şişmesini azaltan kafeinin baş ağrısının sıklığını ve şiddetini azalttığı belirlendi. Bir gruptaki gönüllülere sadece kafein verildi ve bunların yüzde 58’i ise tümüyle baş ağrılarının geçtiğini ifade etti. Diğer gruptakilere ise ibuprofen ile birlikte kafein verildi. Bu gruptakilerin yüzde 70’inde belirtilerin yok olduğu tespit edildi.

Mobilyalarınızı düzenleyebilirsiniz

Sadece yeterli miktardaki suya 2-3 çorba kaşığı sentetik kahveyi karıştırın ve diş macunu kıvamına getirin. Mobilyalarınız kırmızı, bordo tonlarında ise bu karışıma birkaç damla tentürdiyot ekleyebilirsiniz. Bu macun kıvamındaki karışımı küçük bir spatulaya ya da plastik bıçağa sürün ve mobilyalarınızdaki çatlakları doldurmak için kullanın. Çatlakların dışına taşan fazla macunu nemli bir bezle silin. Bu karışımın tamamen kurumasını bekleyin ve mobilya cilasıyla cilalayın.

Otomobilinizi temizleyebilirsiniz

Otomobilinizin temiz ve güzel kokması için, içerisine taze dövülmüş kahve çekirdekleriyle doldurulmuş küçük bir kap yerleştirin. Bu çekirdekler otomobilinize sinebilecek içecek ya da sigara gibi kötü kokuları absorbe edecektir.

Çiçeklerinizi canlandırır

Bahçenizdeki çiçeklerinizin daha hızlı büyümesini istiyorsanız, bakteri popülasyonunu artırmak ve toprağın daha hızlı gübrelenmesine yardım etmek için toprağınıza kahve, çay ya da kafeinli içecek dökün.

Bitkileriniz için gübre olarak kullanabilirsiniz

Dövülmüş kahvenin içinde sadece açelya ya da gül ağacı gibi bitkilerin sevdiği kafein yok. Kahvenin sağladığı asitlik derecesi ve havalandırmadan daha çok nitrojen, fosfor ve mineral de sağlıyor. Dövülmüş kahve çekirdeklerinin rütubet olmaması için toprağı kazıp gömdüğünüzden emin olun. Ancak gömerken aşırıya kaçmayın. Köklerin yanına bir bardağın dörtte üçü oranında dövülmüş kahve çekirdeği gömün, bunu ayda bir tekrarlayın. Asit seven bitkiler için bile olsa kahve çekirdekleriyle gübrelemek toprağın asitlik derecesini istenmeyen düzeylere kadar artırabilir. Burada dikkat etmek önemli.

Evcil hayvanlarınızın kokusunu yok edebilirsiniz

Bazı evcil hayvan sahipleri evindeki kokuyu bir fincan dolusunu taze kahve çekirdeğini dökme demir tava içinde düşük sıcaklıkta ısıtarak yok edebiliyor. Kahvenin kokusu eve dağılır dağılmaz tavanızı ocaktan alın ve bir nihalenin üzerine koyup kokunun evinize yayılmasını sağlayın. Kahve çekirdekleri soğuduğunda evcil hayvanınızın kokusu da gitmiş olacaktır.

Yüzünüzü temizleyebilirsiniz

Cildinizdeki ölü deriyi dövülmüş kahve çekirdekleriyle pul pul döküp cildinizin yenilenmesine yardım edebilirsiniz. Vücudunuzdaki ölü deriden kurtulmak için nemli dövülmüş kahve çekirdeklerinizi nazikçe cildinize sürün ve sonra durulayın.

Daha parlak saçlara sahip olabilirsiniz

Saçlarınız kuru ve temizken saçınıza ekstra güçlü kahve sürüp saçlarınızı daha da parlatabilirsiniz. Kahveyi demledikten sonra soğutun ve yaklaşık 20 dakika boyunca saçınızda kahveyi bekletin. Daha sonra durulayın. En iyi sonucu elde etmek için 7 günde bir bunu tekrarlayın.

Etinizi lezzetlendirin

Kuzu güvecinize güzel bir kahverengi vermek için, yemeğin pişirilme süresinin yarısında güvecinizin içine biraz siyah kahve ekleyin.

Elinizdeki kokuları yok edin

Sarımsak, balık ya da kişniş gibi gıdaların kokusu piştiğinde çok güzel olur. Ancak saatler sonra bile elinizde bunların istenmeyen, kötü kokusu kalır. Bu kokulardan kurtulmak için bir avuç dolusu kahve çekirdeğini ellerinizin içinde ovalayın ve sonra ellerinizi ılık suyla durulayın. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Sabahları yorgun uyanıyorsanız dikkat!

Sağlıklı bir yaşamın en önemli unsurlarından biri uykudur. Yeterli sürede ve uygun bir ortamda uyuyamamak, vücudun dinlenmesine engel olur ve pek çok sağlık sorununa zemin hazırlayabilir. Uyku kalitesini olumsuz etkileyen hastalıkların başında gelen uyku apnesi ise, gece solunum durmasına neden olarak hayati tehlikelere yol açabilir. Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Metin Özkan, uyku apnesi ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Uyku apnesinin belirtileri:

1. Horlama

2. Uykudan boğulur gibi uyanma veya yanınızda yatan kişinin “nefesin durdu” deyip sizi uyandırması

3. Uyandığınızda boğaz kuruluğu ve boğaz ağrısı olması

4. Sabah kalktığınızda baş ağrısı olması

5. Gün boyunca bitkinlik ve uyuma isteğinin olması

6. Dikkatinizi yaptığınız işe verememek

Yukarıdaki şikayetleri yaşıyorsanız “uyku apnesi” yani “uykuda solunum durması” hastalığınız olabilir. Mutlaka tanı konulup, erken dönemde tedavi edilmesi gerekir.

Tedavi edilmezse kalbi durdurabilir

Uyku apnesi; gün boyunca bitkin ve yorgun hissetmek, işe konsantre olamamak, toplantılarda uyuklamaya neden olması gibi nedenlerle başarıyı olumsuz etkiler. Araba kullanırken uyuklamaya neden olabilir. Uyuklamaya bağlı trafik kazalarının önemli bir kısmı bu hastalık nedeniyle gerçekleşmektedir.

Çabuk sinirlenme veya depresyon görülebilir. Herhangi bir nedenle uykusuz kaldığında ne kadar gergin olunuyorsa uyku apnesi olan kişiler sürekli gergin ve sinirlidir. Çocuklarda okulda başarısızlık ve uyum sorunları yaşanabilir. Uykuda solunum durduğu zaman kandaki oksijen düşer ve tansiyon yükselir. Bu durumda kalp zorlanır ve ritim bozukluğu, kalp krizi riski artar. Ayrıca bu durum kalp durmasına da neden olabilir. Tedavi edilmediği takdirde inme hastalığına neden olabilir.

Tedavisi kişiye özel planlanır

Uyku apnesi olanlarda insülin direnci ve şeker hastalığı daha çok görülür. Bu hastalar önemli ameliyatlardan sonra özellikle anestezi sonrasında ciddi solunum problemleri yaşar. Uyku apnesi olanlarda karaciğer fonksiyonlarında bozulma ve alkol nedenli olmayan karaciğer yağlanması daha sık görülür.

Uyku apnesi olanlarda metabolik sendrom denilen; yüksek kan basıncı, kolesterol yüksekliği, şeker yüksekliği ve bel çevresinde artma ile karakterize olan bir hastalığa neden olabilir. Cinsel isteksizlik ve iktidarsızlığa yol açabilir. Uyku apnesi tanısı uzman doktorlar tarafından konulur, polisomnografi testi ile kişinin gece uykuda bazı cihazlar yardımıyla gözlemlenmesi sağlanır. Tedavi planlaması ise kişiye özel gerçekleştirilmektedir. Yine özel cihazlar sayesinde kişinin uyku esnasında rahat nefes alması sağlanıp, uyku kalitesi artırılır.

Kategoriler
Yaşam

Sebebi ne? Nasıl karşı konulur? İşte bahar yorgunluğunun bilinmeyenleri

Halsizlik, yorgunluk, kaygı, asabiyet, dikkatsizlik ve uyku düzensizlikleri… Eğer bu belirtiler varsa siz de bahar yorgunusunuz. Peki bahar yorgunluğunun sebebi nedir?

Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, bahar yorgunluğunun sebepleri ve kurtulmanın yolları hakkında şu bilgileri verdi:

ELEKTRİK YÜKÜ AĞRIYA SEBEP OLUYOR

Doğanın kendini yenilemeye başladığı dönemdir bahar. Bu dönemde havada bir takım değişiklikler olur. Havadaki nem oranı değişir. Elektrik yükü dağılımı değişir. Ortamda polen, toz, koku artar. Havadaki değişim tabi ki insanları etkiliyor. Elektrik yüklerinin dağılımının değişmesi insan vücudundaki elektrolit dağılımını etkiler. Örneğin; yağmur yağdığında havadaki elektron yükü dağılımı değişir ve bazı kişiler yağmurun yağacağını önceden tahmin edebilir. Çünkü yük dağılımındaki değişiklik insanların çeşitli bölgelerinde ağrıya sebep olur.

POZİTİF VE NEGATİF İYONLAR

Soluduğumuz havada karbondioksit, oksijen, hidrojen gibi iyonize gazlar vardır. Her 10 negatif iyona 12 pozitif iyon denk gelir. Negatif iyonlar pozitif iyonlara göre daha aktif ve hareketli olduklarından soluğumuz havanın ‘vitaminleri’ diye adlandırılır. Pozitif iyonlar aktivasyonları olumsuz etkilediğinden kötü adam, bunları nötralize eden aktif ve hareketli negatif iyonlar ise iyi adam rolü üstlenmiştir. Atmosferdeki iyonlar yağmur, fırtına, rüzgar gibi doğal olaylar sonucunda oluşur. Baharda hava olayları çok fazla yaşanır. Bu olaylardan önce pozitif iyon sayısı fazladır ve bu insan vücudunu olumsuz etkilemektedir.

ALERJİK BÜNYELER

Bahardan en çok etkilenen grup alerjik bünyeye sahip olan kişilerdir ki bu da genel popülasyonun yüzde 15’idir. Toz, polen ve kokuya farklı şekillerde tepkiler verebilir vücut. Yorgunluk en çok hissedilen durumlardan biridir. Buna da bahar yorgunluğu diyoruz.

YORGUNLUK, HALSİZLİK, SÜREKLİ UYKU HALİ

Baharın gelmesiyle birlikte yorgunluk, halsizlik, sürekli uyku hali hissediyorsanız bahar yorgunluğunuz var demektir. Bu bir geçiş dönemidir, depresif dönem diye adlandırılır, herkeste farklı şekillerde açığa çıkabilir.

YÜRÜYEN MEZAR SENDROMU

Eğer ki bu semptomları her zaman yaşıyorsanız, yılın tamamında ben bu haldeyim diyorsanız, bu durumu bahar yorgunluğuyla karıştırmayın. Sizde kronik yorgunluk semptomu olabilir. Halk arasında buna ‘yürüyen mezar sendromu’ da deniyor. Psikolojik sebepleri olduğundan dolayı bir uzmana görünmenizde fayda var.

BAHAR YORGUNLUĞU NEDEN OLUŞUR?

Alerjik bir yapınız var ise, beslenmenize dikkat etmiyorsanız, hormonal problemleriniz varsa, enfeksiyona bağlı bir hastalığınız varsa, kronik hastalıklarınız varsa (tansiyon gibi), stresli bir ortamda çalışıyorsanız, kirli hava sahasında bulunuyorsanız, sürekli ilaç kullanıyorsanız ve de en önemlisi tembel bir hayat yaşıyorsanız, bahar yorgunluğuna zemin hazırlarsınız.

İNSAN VÜCUDUNU NASIL ETKİLER?

Temelde yorgunlukla birlikte açığa çıkan birçok durum vardır. Ağrılar en başta görülen etkilerden biridir. Omuz, sırt ve boyun ağrıları görülür. Mutsuzluk, enerjik olamama, uyku hali, konsantrasyon eksikliği, asabiyet, hafıza zayıflığı, aşırı sinirlilik hali görülebilir. Aynı zamanda uyku problemleri de yaşayabilirsiniz. Uykuya dalmada sıkıntı ya da aşırı uyuklama halinde olabilirsiniz. Ruhsal gerginliklerin de arttığı bu dönemde midede problemler de çok sık görülür. Aynı zamanda bağırsaklarda gaz, kabızlık ve ishal gibi düzensiz bağırsak hareketlerine bağlı sıkıntılar açığa çıkabilir.

BAŞA ÇIKMAK İÇİN BUNLARI YAPIN

Düzenli su içme alışkanlığı edinmeliyiz. Bol bol vitaminli besinler tüketmeliyiz. Sigara, alkol ve kafeinden uzak durmalıyız. Stresten uzak durmalı, gerekirse destek almalıyız. Bu durumda Refleks Terapi benim en önemli yardımcımdır. En önemlisi de egzersiz! Her gün gevşeme egzersizlerini düzenli yapmalısınız. Aynı zamanda temiz havada yapılacak egzersizler ruh halimizi de oldukça olumlu yönde etkileyecektir.

Kategoriler
Yaşam

Bahar geldi, siz hala uyanamadınız mı?

Bazen rüzgarlı, bazen güneşli ve bazen de ılık geçen bahar mevsimine girdiğimiz bu günlerde uyuma isteği, yorgunluk, kas krampları ve eklem ağrılarından şikâyetçi misiniz? Her üç kişiden birinde görülen bahar yorgunluğu ile mücadelede uzmanlar, gün ışığından daha çok yararlanmayı, egzersiz yapmayı ve sosyalleşmeyi öneriyor.

Aydınlığın daha uzun sürdüğü, güneşin yerküreyi daha fazla ısıttığı, doğanın tazelenip çiçek açtığı bahar günleriyle beraber bahar yorgunluğunun da gündeme geldiğine dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, hemen telaşa kapılmamız gerektiğinin söyledi.

Hastalık değil, bahar yorgunluğu

Mevsim değişikliğiyle birlikte tazelenen doğanın enerjisinin kendinize de yansımasını istediğimiz şu günlerde beklentilerin tam aksine uyuma isteği, yorgunluk, kas krampları ve eklem ağrılarının görüldüğünü ifade eden Erdoğanoğlu, şunları söyledi:

“Hemen hastalandığınız endişesine kapılmayın. Tabiat uyanmıştır fakat her üç kişiden bir kişi hala mevsim dönümüne uyum sağlayamamıştır ve bahar yorgunluğu şikâyeti çeker. Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir. Birkaç gün ile en fazla dört hafta kadar devam eder ve kendiliğinden geçer. Bedensel ve ruhsal yorgunluğun karışımına uyku halinin eşlik etmesi şeklinde tanımlanabilen bu durum genç kadınlarda ve çocuklarda, erkekler ve yaşlılara göre daha fazla görülür.”

Bahar yorgunluğunun sebebi: Düşük miktardaki serotonin 

Yapılan bir çalışmada düşük miktardaki serotonin hormonunun bahar yorgunluğuna sebep olduğunun ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, “Karanlık kış günlerinde vücudunuzun serotonin depolaması mümkün olmamış, buna karşılık uyku hormonu olan melatonin hormonunun vücudunuzdaki konsantrasyonu yükselmiştir. Bahar aylarında daha fazla açık havada bulan kişilerin vücudunda, serotonin ve melatonin hormonu tekrar denge miktarına ulaşıncaya dek fazladan serotonin üretilir. Bunun yanı sıra kış mevsiminde vücut ısınız yaza göre bir tık daha düşüktür ve bahar aylarının gelmesi ile yeni ısıya vücudunuz hemen adapte olamaz” diye konuştu.

Bu öneriler yorgunluğunuzu azaltacak

Bahar yorgunluğuna karşı alınacak bazı tedbirlerle yeni mevsime uyumun kolaylaşabileceğini ve şikâyetlerin azaltılabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, şu tavsiyelerde bulundu:

“1-En iyi terapi gün ışığıdır: Her gün, özellikle öğleden sonra gün ışığı almak biyolojik mekanizmalarınızı tekrar harekete geçirecektir.

2-Nefes egzersizleri yorgunluğu azaltır: Baharın taze havasını soluyarak yapılan nefes egzersizleri beyninize daha fazla oksijen gitmesi anlamına gelir ve bu yorgunluğu azaltır. Kapalı bir yerde çalışıyorsanız sık sık pencerenizi açın ve solunum egzersizlerini taze havayı soluyarak yapın.

3-Egzersiz yapın: Mevsimsel yorgunluğu yenmede egzersiz yapmanın özel bir önemi vardır. Her fırsatı daha fazla hareket etmek için kullanın. En basit haliyle daha fazla merdiven çıkarak, daha fazla açık havada yürüyerek vücudunuza daha fazla oksijen dolar ve dolaşım sisteminizin hızlanır.

4.Beslenmenize dikkat edin: Bahar yorgunluğuna karşı sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, fazladan mineral ve C vitamini içeren besinler tüketmek uyumunuzu kolaylaştırır. Yorgunluk çoğu zaman da düşük miktarda sıvı alımı ile ortaya çıkabildiği için, bolca su, çay ve şekersiz içecekler için.

5-Çok kısa öğle uykusu: Güç toplamak için imkânınız varsa öğlen uykusuna yatabilirsiniz fakat bunun 30 dakikayı geçmemesine dikkat edin. Aksi durumda vücudunuzda tekrar uyku hormonu olan melatoninin salınımı artar.

6-Zıt duş alın: Sabahları sıcak suyla yapılan duşun üstüne soğuk su ile yapılan sıcak-soğuk banyolar (zıt duş) size dinçlik verecektir. Zıt duşu sadece kollarınıza ve bacaklarınıza, sadece boynunuza ya da tüm vücudunuza uygulayabilirsiniz.

7-Arkadaşlarınızla buluşun: Doğa uyanırken siz uykuya dalmayın ve yatağın içine gizlenmeyin. Kendinizi yorgun hissettiğiniz için erkenden yatağa girmek mevsimsel yorgunluğu yenmek için izlenecek yanlış bir yoldur. En güzeli; arkadaşlarla buluşmak, aktivitede bulunmak, konser veya sinemaya gitmektir. Unutmayın ki hoşunuza giden aktivite ve etkinlikler tıpkı güneş ışığı gibi vücudunuzda serotonin salınımını artırır.

Kategoriler
Sağlık

Böbrek hastası olduğunuzu gösteren belirtiler!

Dünyada çok sayıda insan böbrek hastalığıyla yaşıyor, diyalize giriyor ya da böbrek nakli olmayı bekliyor. Bunun yanı sıra hasta insanların yüzde 90’ndan fazlası da böbrek hastası olduğunu bilmiyor.

Böbrek hastalığı için en önemli risk faktörleri arasında yüksek kan basıncı, diyabet, ailede böbrek yetmezliği olması ile 60 yaş ve üzerinde olmak bulunuyor. Böbrek hastalığı genellikle ileri aşamalara kadar belirti vermiyor. Böbrekler iflas ettiğinde ya da idrarda yüksek oranda protein tespit edildiğinde böbrek hastalığı ortaya çıkıyor.

İşte böbrek hastası olup olmadığınızı gösteren belirtiler:

Yorgun olma, enerjinin az olması veya konsantrasyon güçlüğü: Böbrek fonksiyonlarındaki ciddi yetersizlik kanda toksin ve saf olmayan maddeler birikmesine yol açar. Bu da kendinizi yorgun hissetmenize ve konsantre olmada güçlük çekmenize neden olur. Böbrek hastalığının diğer komplikasyonu anemidir ki bu da güçsüzlüğe ve yorgunluğa yol açar.

Uyku sorunları: Böbrekler yeterince idrar süzmediğinde toksinler kanda kalır. Bu durum uyumanızı zorlaştırır. Obeziteyle de kronik böbrek hastalığı arasında bir bağlantı var ve uyku apnesi kronik böbrek hastalığında yaygın görülür.

Cildin kuru ve kaşıntılı olması: Sağlıklı böbrekler birçok iş yapar. Vücuttan atıkları ve fazla sıvıyı atar, kırmızı kan hücresi yapımına yardım eder, kemikleri güçlü tutar ve kanda doğru miktarda mineralin olması için çalışır. Kuru ve kaşıntılı cilt, ilerlemiş böbrek hastalığına eşlik eden mineral ve kemik hastalığının belirtisi olabilir.

Sık idrara çıkma hissi: Özellikle geceleri sık idrar yapıyorsanız böbrek hastası olabilirsiniz. Böbreğinizin filtreleri hasar gördüğünde daha fazla idrar yaparsınız. Ayrıca sık idrar yapma idrar yolu enfeksiyonunun ya da erkeklerde büyümüş prostatın belirtisi de olabilir.

İdrarda kan görme: Sağlıklı böbrekler kan hücrelerini vücutta tutar, ancak böbrekler hasar gördüğünde bu kan hücreleri idrarın içine sızmaya başlar. İdrarda kan aynı zamanda böbrek tümörünü, böbrek taşlarını ya da bir enfeksiyonu işaret edebilir.

Köpüklü idrar: İdrardaki aşırı köpükler idrardaki proteini işaret edebilir. Bu köpük yağda pişen yumurtadaki köpükler gibidir. Çünkü idrarda bulunan protein olan albümin yumurtadaki proteinle aynıdır.

Göz çevresinde inatçı şişlik: İdrardaki protein idrara sızarak böbreklerin filtrelerinin hasar gördüğünün erken dönem belirtisidir. Göz çevresindeki şişlik, böbreklerin idrara fazla miktarda protein kaçırdığını gösterir.

Ayak bilekleriniz ve ayaklarda şişlik: Azalan böbrek fonksiyonu sodyum tutulmasına yol açar, böylece ayaklarınızda ve ayak bileklerinizde şişmeler oluşur. Az olan şişlikler kalp, karaciğer ve kronik bacak damarı sorununun belirtisi olabilir.

Kas krampları: Elektrolit dengesizliği ve kramplar, hasar görmüş böbrekler nedeniyle oluşur. Örneğin, düşük kalsiyum seviyesi ve kontrol edilemeyen fosfor kas kramplarında rol oynar.

Sizde de bu belirtiler varsa mutlaka bir doktora gidip kan ve idrar tahlillerinizi yaptırın. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

İşyerinde yorgunlukla savaşmanın 5 yolu

Yoğun geçen mesainin sonunda akşama doğru iyice yorgun düştüğünüzde enerjiniz tükenir. İşlerinizi tamamlamakta zorlanırsınız ve bu işler ertesi güne kalmaya başlar. Bu durumda patronunuz da size olumlu düşüncelerle bakmaz.

Peki ne yapmalısınız? İşte yorgunluğu önlemenin yolları:

BİR PARÇA ÇİKOLATA

Çikolata ruhsal durumunuzu desteklemenin yanında vücudunuzun endorfin salgılamasına yardım eder. Böylece kendinizi daha enerjik hissedersiniz. Masa başında uyuyup kalmamak için antioksidan bakımından zengin olan küçük bir parça bitter çikolata yemelisiniz.

1 DEĞİL 2 BARDAK SU

Büyük bardaklarla içmenize gerek yok, iki küçük bardak da işinize yarayacaktır. Yorgunluğun en büyük nedenlerinden biri de dehidrasyondur. Bu nedenle öğle yemeğinden sonra 2 bardak soğuk su içebilirsiniz.

KAĞIT KALEM İYİ BİR ÇÖZÜM

Önemli misafirlerle yapılan bir toplantıda esniyorsanız ve konsantre olmada zorluk çekiyorsanız, bir parça kağıt ile kalem alın ve kendi kendinize bir şeyler karalayın. Çünkü uzmanlar bir şeyler karalamanın beynin odaklanmasına yardım ettiğini belirtiyorlar.

C VİTAMİNİ ALIN

C vitamini bakımından zengin yiyecekler atıştırın. Bir portakal dilimleyin ya da limonata için. Daha önce yapılan araştırmalar C vitamininin kronik yorgunluk sendromu belirtilerini azalttığını göstermişti.

GERİNME HAREKETLERİNİ DENEYİN

Çinlilere göre ileriye doğru basit bir gerinme, eğilme yedek enerjinizi harekete geçiriyor. (Vasfiye Özcanbaz)