Kategoriler
Yaşam

Yumurtayı pişirmeden önce yıkıyorsanız bu haberi okuyun

Pişirmeden önce yumurtayı yıkamak hemen herkes için alışkanlık haline gelmiştir. Bazı gıdaları yıkamak temizlemek anlamına gelirken bazılarını yıkamak ise onları zararlı hale getirir. Yumurtaya gelince, bunların her ikisi de geçerli olabilir.

Pek çok kişi, kir veya mikrop kalmadığından emin olmak için yumurtanın kabuğunu kırmadan veya onu kaynatmadan önce yumurtayı yıkar. Fakat yumurtalar paketlenmeden üretici firma tarafından iyice yıkanır ve yumurta yüzeyine yenilebilir bir mineral yağ filmi uygulanır. Bu film, bakterilerin yumurtanın içine nüfuz ederek yumurtayı kirletmesini önler. Beslenme uzmanları, yumurtaların yıkanmasının gerekli olmadığını ve aslında bakterileri daha da artırabileceğini söylüyor.

Pişirmeden önce bir yumurtayı yıkadığınızda, kabuğu gözenekli olduğundan bakterilerin yumurtanın içine girmesine neden olacağını söyleyen sağlık uzmanı Amy Leigh Mercree, özellikle akan soğuk suyun altında yumurtaları yıkadığınızda bu riskin daha fazla olacağını belirtti. Yumurtanın yüzeyinde bakteri oluşma potansiyeli olduğunu kabul eden, ancak yıkayınca durumu daha da kötüleştireceğinizi açıklayan Mercre, “Yumurtanın kabuğu çok gözenekli olduğundan, yıkayınca bakterileri yumurtanın içine geri itiyorsunuz. Bu şekilde yiyeceğiniz yumurtayı kirletme riskiniz çok daha fazla” dedi.

Yıkama işlemine tabi tutulmamış taze çiftlik yumurtalarının kirle temas etme potansiyeli yüksektir. Bu yumurtaları yıkarken ise sadece ılık su kullanın ve sabundan uzak durun. Ancak markette satılan yumurtaları yıkamayın, bakterileri ait olduğu yerde tutun. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Bu gıdalar kalp hastalığına karşı sizi koruyor

Kırmızı et, kahve, tereyağı ve yumurta sarısı gibi bazı gıdaların yıllar süren kötü bir ünü olsa da bu gıdaların kalp, damar hastalıkları ile diyabet üzerinde olumlu etkileri bulunuyor.

Bu gıdaların bazı insanlar için yararı zararından daha fazla olabiliyor. Bu nedenle önyargılarınızdan uzaklaşıp, aşırıya kaçmadan makul oranlarda tüketebilirsiniz. Askmen isimli internet sitesinde yer alan habere göre,  kalp ve şeker hastalığından sizi koruyan sağlıklı gıdalar:

Patates

Şekerden sonra patates gibi nişastalı karbonhidratlar insanların uzak durduğu gıdalardan biridir. Patates glisemik indeksi yüksek bir gıda olarak sınıflandırılmıştı. Ancak yeni yapılan bir araştırmaya göre, patatesin glisemik indeksi patatesin türüne, nerede yetiştiğine ve hazırlanma yöntemine göre değişiyor. Patates soğuduktan sonra yenirse glisemik indeksi daha düşük oluyor. Yeraltında yetişen patates, tatlılara ya da ekmeğe karşı olan iştahınızı engellemeye yardım eder.

Kefir

Kefirin tadı çok değişik olduğu için herkes sevmeyebilir. Ancak kefirin besin kalitesi yoğurdu geride bırakır. Yoğurt ve kefir iyi bir probiyotik kaynağıdır. Sağlığınız için çok faydalıdır. Fakat kefirin içindeki probiyotik miktarı yoğurttakinden 5 kat daha fazladır. Kefirin içindeki bazı bakteriyel maddeler kolit (İnce ya da kalın barsakların akut ya da kronik iltihabı) ve alerjik reaksiyonların tedavisinde yardımcıdır. Ayrıca kefir yüksek miktarda B1, B12, kalsiyum, folat ve K2 vitamini içerir. Ayrıca iyi bir biotin (H vitamini) kaynağıdır. Yoğurdu seviyorsanız, kefiri de denemelisiniz.

Kahve

Kafein bağımlılık yapabilir, kaygıya, aceleciliğe, uykusuzluğa, baş ağrısına, kalp çarpıntısına yol açabilir. Bazı insanlar kafeinsiz yapamıyor, bu normal değil. Sağlıklı olanı kendinizi günde 1-2 fincanla sınırlamanızdır. Herkesin kahveye karşı olan tepkisi aynı değildir. Bazıları sabahları bir fincan içer ve günlerce uyuyamazken bazıları ise akşam yemeğinden sonra espresso içer ve kafasını yastığa koyar koymaz uyur. Öncelikle kahve sizi daha akıllı yapar. Kafein dopamin ve nöroadrenalin gibi birkaç nörotransmitterin yayılmasında artışa yol açarak beyindeki inhibitörü engeller. Çalışmalar, kafeinin ruh durumunuzu, hafızanızı, tepki sürenizi, tetikte olmanızı ve genel bilişsel fonksiyonlarınızı iyileştirdiğini gösteriyor. İkinci olarak ise kahve merkezi sinir sisteminizi harekete geçirerek, metabolizmanızı hızlandırarak ve yağ depolarınızdaki yağ asitlerinin oksitlenmesini artırarak yağ yakmanıza yardım edebiliyor. Üçüncü olarak kahve tüketimi tip 2 diyabet, Alzheimer, Parkinson, depresyon, kalp krizi ve felç riskini azaltıyor. Gerçekte kahve içmek ömrünüzü uzatıyor.

Kırmızı et

30 yıldan daha uzun süredir kırmızı et kalp hastalığından kansere kadar birçok şey için suçlandı. Araştırmacılar bunu şarküterideki sodyum ve nitratın yanısıra etin doymuş yağ ve kolesterol içeriğine bağladılar. Son yapılan araştırmalara göre, kırmızı et tüketimiyle kolon kanseri, kalp hastalığı, felç veya ölüm arasında pozitif bağ bulundu. Doymuş yağın kolesterol seviyesinde artışa neden olduğuna dair tutarlı bir kanıt yok. Gerçekte 60 bin Japon kadınla yapılan büyük bir araştırmaya göre bunun tam tersi tespit edildi. Daha fazla doymuş yağ yerseniz felç riskiniz azalır. Kırmızı etin yağı genellikle eşit miktarda doymuş ve tekli doymamış yağlardan oluşur ve çok az miktarda ise çoklu doymamış yağ bulunur. Yaylada beslenen sığırların etini yemeniz önerilir. Çünkü bunlar daha sağlıklı Omega-3 ve Omega-6 oranına sahiptir ve yağ yakmanıza yardım eder.

İlikli kemik yemeği (Dana incik)

İtalyanca’dan ‘Delikli kemik’ olarak çevrilen Dana incik yemeği yağlı, zengin, süngerimsi, kanlı jelatinli ilik bulunur. Kemik iliği yağ, protein ve diğer besinler açısından zengindir. Enerji verir. Kemik iliğinde osteoblast ve osteoklast bulunur, bu hücreler kemiği şekillendirir veya yeniden absorbe edilmesini sağlar. İliğin içindeki yağ genellikle doymamış yağdır. Ayrıca kemik iliğinde demir, fosfor, kalsiyum, magnezyum ve yağda çözülebilen A, D, E ve K vitaminleri bulunuyor.

Peynir

Sağlıklı olarak düşünülen peyniri kimileri içerisindeki yağ ve kalori miktarı nedeniyle yemez. Pizzaların, hamburgerlerin içindeki ya da üzerindeki peynirden bahsetmiyoruz. Kaliteli peynir sizin için iyidir. Genel bir kural olarak, uzun sürede hazır hale getirilen peynir daha az laktoza sahiptir. Benzer şekilde yağsız ya da az yağlı peynirde ise laktoz fazladır ve lezzeti daha azdır. Laktoza karşı toleransınız varsa veya karbonhidrat tüketiminizi en aza indirmek istiyorsanız tam yağlı, sert ve uzun süre beklemiş peyniri tercih edin. Bir araştırmaya göre, süt ürünleri tüketimizini 3’ten 5 sefere çıkarmak daha fazla kilo kaybına, daha az karın bölgesi yağına ve daha düşük kalp ile şeker hastalığı riskine neden olur. Peynir protein açısından zengindir ve mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır. Peynirinizi yaylada yetiştirilmiş hayvanlardan elde ediyorsanız, kemiklerinizin gelişimi için gerekli olan K2 vitamini ile kiloyla savaşan CLA (Conjugated Linoleic Acid) isimli antioksidanı da yeterince alıyorsunuz demektir.

Sığır beyni

Beyinler iyi bir konsantre DHA (önemli bir omega-3 yağ asidi) kaynağıdır. Bu asitler bilişsel fonksiyon için zorunludur. Büyürken beyin yiyen çocukların daha sağlıklı beyine ve sinir sistemine sahip olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yeterince DHA yemeyenlerde ise kalp hastalığı, Alzheimer’s, bunama ve düşük zihinsel yetenek riski fazladır. Beyin A, D vitamini, kolin, çinko, triptofan ve kolesterol açısından zengindir.

Ekşi krema

Kek ve pastalarda kullanılan ekşi kremanın yağ oranı yüksektir. Kalorilerin yaklaşık yüzde 90’ı yağdan, en az yarısı ise doymuş yağlardan gelir. Doymuş yağ tüketimini sınırlandırmak için az yağlı süt ürünlerini tercih edin ve ekşi kremadan uzak durun. Ancak ekşi kremanın içinde bol miktarda kalsiyum, protein, B12 vitamini ve fosfor vardır. Az yağlı olanlarından uzak durun. Tam yağlı ekşi kremanın tadı daha güzeldir, ilave karbonhidrat ile tehlikeli trans yağ içermez.

Yumurta sarısı

Yumurta da bilim adamları tarafından kolesterol ve kalp hastalığına yol açması nedeniyle hep suçlandı. Yumurta sarısında fazla miktarda kolesterol (sarı başına 212 mg) olduğu doğrudur. Ancak yumurta düşünüldüğünden daha sağlıklıdır.  Yumurtalardaki kolesterol içeriği 10 yıl öncekilerle karşılaştırıldığında daha düşüktür. Kolesterolün kalp hastalığına yol açtığı hipotezi yeniden düşünülmelidir. Kaç yumurta yediğinize bakmaksızın kolesterolü zaruri olarak almalısınız. Bir araştırmaya göre, 12 hafta boyunca günde 2 yumurta yiyenlerin kolesterolünde artış olmadığı gözlendi. Yüksek kolesterol kalp hastalığına yol açmaz. İltihap ve kötü kolesterolün oksidasyonu gerçek suçlulardır. Bunun çaresine bakmak için daha fazla sebze tüketin, daha az endüstriyel yağ kullanın ve daha fazla balık yiyin, egzersiz yapın.

Tereyağı

Saf yağ ve üçte ikisi doymuş yağdan oluşan tereyağı için sağlık otoriteleri yıllarca damarları tıkadığını ve kalp hastalığına yol açtığını söylediler. Ancak şimdi margarin yerine tereyağı tüketilmesi öneriliyor. Uygun miktardaki tam yağlı süt ürünleri düşük bel çevresi, vücut ağırlığı ve kalp ile felç riskiyle ilişkilidir. Tereyağı yağda çözülebilen A, E ve K2 vitaminleri açısından zengindir. Tahılla beslenen hayvanlardan değil yaylada beslenen hayvanlardan elde edilen tereyağını tercih edin.

İşkembe

Bir hayvanın midesini yeme fikri herkes için hoş olmayabilir. Diğer sakatatlar gibi kaslı etlerle karşılaştırılınca işkembe de konsantre besin öğeleri daha fazladır. B1, B2, B6, folik asit ve B12 gibi bol miktarda B vitamini ile A, D, E ve K gibi yağda çözünebilen vitaminlerin yanısıra fosfor, sodyum, selenyum, çinko ve manganez gibi minerallerde içerir. Ayrıca işkembe de araşidonik asit, omega-3 yağlar EPA ve DHA gibi zaruri yağ asitleri bulunuyor. İşkembeyi aldıktan sonra 2-3 saat güzelce kaynatın. Lastiğimsi bir yapıya sahiptir. İyice pişirmezseniz çiğnemekte zorlanırsınız.

Avokado

Kalorilerin yüzde 84’ü yağdan gelmesiyle birlikte, avokadonun yağlı bir yiyecek olduğu doğrudur. FAkat bu yağların çoğu tekli doymamış yağlardır. Avokado 25’ten fazla zorunlu besin maddesi içerir ve muzdan yüzde 60 daha fazla potasyum içerir. Araştırmalara göre, avokado kötü kolesterolü, trigliseridleri düşürürken iyi kolesterolü ise yükseltiyor.

Havuç

Bilimadamları havucun da glisemik indeksinin kötü olduğunu söylemişlerdi. Önceki araştırmalara göre, havuç meşrubatlardan bile daha kötüydü. Bilim yanıldı. Havuç tatlı bir sebze olmasına rağmen çiğ havuçtaki glisemik indeks 16, pişirildiğinde ise bu oran 41’e çıkıyor. Yarım kase pişmiş havuç 10 gramdan daha az karbonhidrata sahiptir. Beta-karoten açısından oldukça zengin olan havuç diyabet riskini düşürür.

Pancar

Birçok çocuk pancarın adını duyunca yüzünü ekşitir. Pancardaki kırmızı pigmentler, karaciğerin detoks fonksiyonuna yardım eden antioksidanlardır. birçok araştırmaya göre, pancar sizi kansere karşı korur. Ayrıca pancar karaciğer hastalığına, düşük kan basıncına karşı koruyucudur ve kalp hastalığını önlemeye yardımcıdır.

Balık yağı

Bir kaşık dolusu balık yağı içerseniz yüzünüzün alacağı iğrenç ifadeyi görebilirsiniz. Hiçkimse balık yağını sevmez. Ayrıca balık yağındaki A vitaminin fazla olması nedeniyle zehirlenme endişesi yaşayabilirsiniz. Eskiler haklıydı, balık yağı en doğal A ve D vitamini kaynağıdır. İyi bir omega-3 yağ asidi kaynağı olan balık yağı cildinizin ve eklemlerinizin sağlıklı, kemiklerinizin güçlü olması için gereklidir. Depresyonu ve kardiyovasküler hastalık riskini önlemeye yardım eden balık yağı takviyelerinin A vitamini zehirlenmesine yol açacağından endişe etmeyin.

Sardalye

Sardalye en konsantre omega-3 yağ asidi (DHA ve EPA) kaynağıdır. Ayrıca mükemmel bir D vitamini kaynağı olan sardalye kalsiyum metabolizmanızı ve kemik sağlığınızı en üst seviyeye çıkarır. Kemik sağlığınız sardalyede bulunan yüksek miktardaki fosfor seviyesiyle desteklenir. Bunun yanı sıra bu küçük balıklar kardiyovasküler sağlığınızı destekleyen B12 vitaminine sahiptir. Ayrıca içeriğindeki selenyum kanser riskini azaltır ve sizi civa bulaşmasına karşı korur. Ayrıca sardalye yüksek kalitede proteinle doludur. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Sizi tok tutan gıdalarla kilo almaktan korkmayın

Daha fazla yiyerek daha az kilo almayı kim istemez ki. Hangi yiyeceklerin sizi saatlerce tok tuttuğunu öğrenin, lezzetli ve sağlıklı gıdalardan fazla miktarda yiyerek çok kilo almayın.

Bazı gıdalar içerdiği kalori ve yağlar nedeniyle  daha fazla kilo almanıza neden olurken bazıları da sizi tok tutar. Health isimli internet sitesinde yer alan habere göre, işte sizi tok tutan, acıkmanızı geciktiren gıdalar ve içecekler:

Fırında patates

Patates sizi uzun süre tok tutan gıdalardan biridir. Araştırmada, kahverengi pirinç, tam tahıllı ekmek gibi 38 gıdanın doyurma indeksini ölçümleyen araştırmacılar haşlanmış patatesin en üst sırada yer aldığını belirttiler. Uzmanlar bu gıdaları tükettikten sonra en az 2 saat kendinizi tok hissettiğinizi söylüyorlar. Patatesi haşlayıp ya da fırında pişirip tüketebilirsiniz.

Fasulye çorbası

Çorbaların su içeriği fazladır, sizi birkaç kaloriyle uzun süre tok tutar. Et ya da tavuk suyuyla yapılan fasulye çorbası bol miktarda lif ile şekerin kan dolaşımınıza salınmasını yavaşlatan iyi bir karbonhidrat olan nişasta içeriyor. Sadece bir kasesinde 150 kalori bulunuyor.

Yumurta

Saint Louis Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, kahvaltıda yumurta yiyen insanlar gün boyunca 330 kalori daha az tüketiyorlar. Bol miktarda protein içeren yumurtada ayrıca vücudun kendi kendine üretemediği 9 gerekli amino asit de bulunuyor. Yumurtadaki proteinin yarısı sarısında bulunur. Omletinize sebze eklemek yumurtanın hacmini ve lif içeriğini artırır.

Yoğurt

Harvard’lı araştırmacılar 20 yıl boyunca 120 bin insanın yeme alışkanlığını inceledi ve yoğurdun kilo vermek için en iyi yiyecek olduğunu belirlediler. Süt ürünleri tüketmek tokluk hissini artırıyor, gıda alımını azaltıyor ve kan şekerinizi sabit tutuyor. Yoğurdunuzu frambuaz, yaban mersini gibi lif içeren meyvelerle daha da tok tutan hale getirebilirsiniz.

Elma

Gastroenterology isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, pektin içeren birkaç meyveden biri olan elma doğal olarak sindirimi yavaşlatır ve tokluk hissini artırır. Gerçekte, bir elma yiyen insan kendini daha tok hisseder ve kalorili yiyeceklerden daha az tüketirler.

Patlamış mısır

Genellikle film izlerken tüketmeyi sevdiğiniz patlamış mısırın 3 kasesinde bulunan kalori miktarı sadece çeyrek kase patates cipsine eşittir. Purdue Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, yemeğe eklenen yarım çay kaşığı baharat sizi daha tok tutuyor. Siz de patlamış mısırınıza biraz kırmızı biber eklemeyi düşünebilirsiniz.

İncir

Ağzının tadını bilenler için taze incirin yoğun bir kıvamı vardır ve lif oranı yüksektir. Şekerin kana karışmasını yavaşlatan incir şekerin düzensiz, kararsız bir şekilde yükselmesini de önler. Daha fazla tok kalmak için incirle birlikte biraz keçi peyniri ya da ceviz yiyebilirsiniz.

Yulaf unu

Yüksek lif içeriği nedeniyle sizi tok tutan yulaf unu sünger gibi sıvıları çeker. Suyla ya da sütle pişirildiğinde yulaf kalınlaşır ve sindirim sisteminden geçmesi daha uzun zaman alır. Böylece kendinizi daha fazla tok hissedersiniz. Yulaf ununun içine biraz badem de ekleyebilirsiniz. Kuruyemişler de protein ve lifle doludur, insülin seviyesini dengelemeye yardım eden doymamış yağlar içeriyor.

Buğday

Tam buğday özü bol miktarda protein ve lif içeriyor. Bir porsiyonunda 6 gram protein ile 6 gram lif bulunuyor. Buğdayın içerisindeki protein ve lif sizi uzun süre tok tutar. Süper lezzetli bir atıştırmalık için elma ile kuruyemişi birlikte yemeyi deneyin.

Koyu kıvamlı içecek

Birçok içecek açlığınızı bastırmaz, ancak Penn State Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, blendırda çırparak meyve (muz, çilek, ahududu gibi), buz, yoğurtla hazırlayacağınız bir içecek sizi uzun süre tok tutar ve bir sonraki yemekte daha az kalori tüketirsiniz. Bu içeceğin şeker ve kalori içeriğini kötülemeyin ve sağlığınız için faydasını düşünün. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Sağlık

Kısırlığın çözümü: 3D yazıcı

3D yazıcı ile üretilen yumurtalık implantları aracılığıyla doğurganlığı sağlanan infertil farelerin sağlıklı yavru fareler doğurması, kanser tedavisi sırasında üreme sistemleri zarar gören ve çocuk doğurmak isteyen genç kadınlar için umut ışığı olabilir.

Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir: “Bu yöntem, ilerleyen zamanlarda insanlar üzerinde uygulanabilecek ve doğuştan yumurtalıkları olmayan veya tedaviler sonucu dokularını kaybeden hastaların kurtarıcısı olacaktır” diyor.

Tıp dünyasının yakından takip ettiği 3 boyutlu yazıcılar, doku transferleri sonrasında organ transferi ve kanser tedavisi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. 3D yazıcılar kullanarak kısırlığı önleyen doktorlar testlerinde başarılı olmaya başladı.

OP. DR. SEVAL TAŞDEMİR: “DIŞARIDAN HORMON TAKVİYESİNE GEREK KALMIYOR”

Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir: “Northwestern Üniversitesi ile McCormick Mühendislik Fakültesi iş birliğiyle yapılan çalışmada; yumurtalık dokusu yapay olarak üretilmiş ve yapay olarak üretilen yumurtalık dokusu gelecekte yumurtalık kanseri ile karşı karşıya kalan tüm hastalar için oldukça ümit verici olmuştur. Üç boyutlu yazıcılarda üretilen yapay yumurtalık dokusuna (biyoprotez) erken evredeki yumurta hücreleri konularak farelerin üreme kanallarına yerleştiriliyor ve vücut içerisinde yapay yumurtalık dokusunda olgunlaşan yumurtalardan gebelik elde edilebiliyor. Hidrojel tabakadan üretilen bu doku, fare vücuduyla birebir uyumu sağlamış ve kanlanması gerçekleşmiş. Olgunlaşan yumurtalar doğal dokuda gibi fonksiyon görmüş ve sağlıklı fareler dünyaya gelmiştir. Bu yüzden dışarıdan hormon takviyesine dahi gerek kalmamıştır. Bu yöntem, ilerleyen zamanlarda insanlar üzerinde uygulanabilecek ve doğuştan yumurtalıkları olmayan veya tedaviler sonucu dokularını kaybeden hastaların kurtarıcısı olacaktır” diyor.

AMAÇ GENÇ HASTALARDA DOĞURGANLIĞI TEKRAR SAĞLAMAK

Chicago Northwestern Üniversitesi’nden Teresa Woodruff; “Umarız bu biyoprotezler bir gün gerçekten geleceğin yumurtalıkları olur. Projenin amacı kanser tedavisi görmüş olan genç hastalarda endokrin sağlığını ve doğurganlığı tekrar sağlamak” dedi.

Yapay yumurtalık implantasyonundan sonra çiftleştirilen fareler, üçü implantlardan salınan yumurtalar sayesinde yavruladı. Yavru fareler anne sütüyle beslendi ve sonrasında sağlıklı yavrular vermeye devam etti.

SENTETİK YUMURTALIK YAPTILAR

3D yazıcı ile üretilen yumurtalık implantları aracılığıyla doğurganlığı sağlanan infertil farelerin sağlıklı yavru fareler doğurdukları gösterildi. Araştırmacılar, olgunlaşmamış yumurta hücreleri içeren küçük, sıvı tutan foliküllerle doldurulan, jelatinden yapılmış iskeletleri 3D teknolojisi ile basarak sentetik yumurtalık yarattılar.

BİR HAFTADA KAN DOLAŞIMI OLUŞTU

Cerrahi yöntemle yumurtalığı alınmış olan farelerde yapılan testlerde, implantların bir hafta içinde kan dolaşımına katıldığı ve jelatin yapı içerisinden, üretilmiş olan yumurtaların gözeneklerden salıverildiği gösterildi. Böylelikle kanser tedavisi sırasında üreme sistemleri zarar görmüş olan genç kadınlarda yapay yumurta üretimi konusunda bir adım daha atılmış oldu.

Kategoriler
Yaşam

Doğal yöntemlerle kilo verin

Bugüne kadar kilo vermek için birçok diyet yöntemi deneyip başarısız olduysanız, neden doğal yolları ve yiyecekleri denemiyorsunuz?

Kilo vermek için mucize bir yol olmamasına rağmen, zayıflamak için Reader’s Digest dergisinde yer alan haberdeki vücudunuzun yağ yakma potansiyelini artıran 15 gıda maddesini tüketebilirsiniz.

Az yağlı süt, az yağlı yoğurt ve peynir

Bunların ortak sırrı içerdikleri kalsiyumdur. Nutrition Reviews isimli dergide yer alan 90’dan fazla araştırmanın yeniden gözden geçirilmesiyle bol kalsiyum alımıyla iyileşen vücut niteliği arasında güçlü bir bağ bulundu.

Yulaf, arpa

Bunların sırrı ise liflerde yatıyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergideki araştırmaya göre, akşam yemeğinde beyaz pirinç yerine büyük bir tabak lezzetli arpa ile göbeğinizdeki yağlardan kurtulabilirsiniz.

Yeşil çay

İçerdiği katesin metabolizmayı ve karaciğerin yaktığı yağ oranını hızlandırıyor. Bunun etkisinden yararlanmak için günde 4-6 bardak yeşil çay için ve her hafta en az 3 saat egzersiz yapın.

Yumurta

Protein içeriği sayesinde yumurta, kilo vermenize yardımcı olur. Öncelikle vücudunuz proteinli yiyecekleri parçalamak için daha fazla enerji kullanıyor. Ayrıca protein kas kütlenizi tutmaya yardımcı oluyor, kaslarınız yağdan fazla kalori yakıyor. Sonuç olarak, protein sizi karbonhidratlardan daha fazla tok tutuyor.

Ceviz, badem

İçerdiği iyi yağlar, lif ve protein vücudun insülin direncini artırır, kilo vermeye yardımcı olur. Ceviz, en iyi omega-3 yağ asit kaynağından biridir. Badem ise kemik şekillenmesinde ekstra fayda sağlar.

Somon

Newcastle Üniversitesi’nde düzenlenen araştırmada, somon balığında bulunan omega-3 yağ asitlerinin yağ kütlesini azalttığı belirtildi. Diğer araştırmalar da, omega-3 yağ asitlerinin sizi tok tuttuğunu ve yağlı balık yedikten sonra 2 saat sonra daha tok hissettiğinizi gösteriyor. Haftada en az iki kez somon, uskumru, konserve ton balığı veya ‘eğer bulabilirseniz’ kuzey denizlerinde yaşayan Ringa balığı gibi diğer yağlı balıklardan tüketin.

Elma, armut, dolmalık biber

Bu gıdaların içerdiği ve bitkisel gıdalarda bulunan doğal kimyasal olan flavonoidlerin yağ yakma etkisi bulunuyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, çok flavonoid tüketen kadınların vücut kütle indeksleri önemli ölçüde düşüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de flavonoidlerin kalori tüketimini artırdığı, vücuttaki yağ yakışını hızlandırdığı bulundu.

Keten tohumu

İçerdiği lignan sayesinde keten tohumu, menopoz sonrası kadınlarda daha az vücut yağı ve vücut kütle indeksi sağlıyor. Her gün kahvaltılık tahılınıza, yoğurdunuza ya da salata sosunuza bir yemek kaşığı keten tohumu ekleyebilirsiniz.

Sirke

Araştırmacılar, sirkenin vücudun yağları parçalamasına yardımcı enzim üreten genleri harekete geçirdiğini söylüyorlar. Sütle ya da sodayla seyreltebileceğiniz yaklaşık bir yemek kaşığı sirkeyi her gün için. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Enerjiye dönüşen atıştırmalıklar

Yoğun çalışan bekar erkekler ya da kendileri için yemek hazırlamaya vakit bulamayan işkadınları, besleyici atıştırmalıklar ararlar. Maalesef, birçoğu karbonhidratlı, yağlı ve düşük protein değerlerine sahip atıştırmalıkları tercih ediyor.

Yaklaşık 80 kilogramlık bir erkeğin tüketmesi gereken günlük protein miktarı 82 gram iken, 57 kilogram gelen kadının protein ihtiyacı ise 45-50 gram olarak belirtilmiştir. Eğer siz de yoğun çalışıyor ve sağlıklı atıştırmalıklar arıyorsanız, Foxnews’in haberinde yer alan yüksek proteinli önerilere bir gözatın:

Kurutulmuş et

İster inanın, ister inanmayın kurutulmuş et sağlıklı bir seçenektir. Ortalama olarak, 30 gram kurutulmuş ette 70 kalori, 1 gram yağ ve 11 gram protein bulunuyor.

Yumurta akları

Bir yumurtanın akında sadece 15 kalori var. Yağsız ve kolesterolsüz olan yumurta akında 4 gram protein bulunuyor. Bir tavaya çabucak 2-3 yumurta akı atın ve besleyici atıştırmalığınız hazır olsun.

Köy peyniri ve meyve

Yarım kase köy peyniri ortalama 16 gram protein içeriyor. Bu peynirde, sadece 102 gram kalori ve 2 gram da yağ bulunuyor. Hızlı ve sağlıklı bir atıştırmalık hazırlamak için bu peyniri taze meyvelerle karıştırabilirsiniz.

Ton balığı

Teneke kutu başına yaklaşık 25 gram protein içeren ton balığı harika bir protein kaynağıdır. Bir kutu ton balığı yaklaşık 111 gram kalori içeriyor, yağ bulunmuyor.

Protein barlar

Marketlerde onlarca çeşit protein bar bulabilirsiniz. Ancak, tüm bu barların aynı olmadığını unutmayın. Protein barlar mutlaka yüksek proteinli atıştırmalık olmalı. Yüksek karbonhidratlı ve yağlı olanlarından uzak durun. 75 gramlık her protein bar, 30 gram protein ile sadece 6 gram karbonhidrat ve 5 gram yağ içeriyor.

Yeşil mercimek

Kendi başına atıştırmalık gibi görünmemesine rağmen, çorbanıza ya da salatanıza bir avuç dolusu yeşil mercimek atarak aldığınız protein miktarını artırırsınız. Bir kase yeşil mercimekte 230 kalori, 1 gram yağ ve 18 gram protein bulunuyor.

Yerfıstığı ezmesi

Çocuklar gibi yer fıstığı ezmesini ve jöleli sandviçleri seviyorsanız, şanslısınız. Bir çorba kaşığı yer fıstığı ezmesi 4 gram protein, 8 gram yağ ve 95 kalori içeriyor. Daha fazla enerji için, yerfıstığı ezmesini tam tahıllı bir dilim ekmeğin üzerine sürün ve üstünü muz dilimleriyle süsleyin.

Yulaf ezmesi:

Bir paket hazır yulaf ezmesinde yaklaşık 5 gram protein, 105 kalori ve 2 gram yağ bulunuyor. Yulaf ezmesini tek başına yiyebileceğiniz gibi, içine biraz tarçın da ekleyebilirsiniz. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Sömestr dönüşü beslenmeyi düzenlemek önemli!

Sömestr tatilinin ardından okulların yeniden açılmasıyla beraber çocukların beslenme alışkanlıkları yeniden değişti. Çocukluk çağında gelişen obezitenin çözümü, yetişkinlik obezitesinden daha zor olduğu için doğru ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını çocukken kazanılması gerekiyor.

Yağ hücrelerinin sayısının çocuklukta arttığını ve bu yüzden de çocukluk çağında ağırlık kontrolünün sağlanması önemli olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Köse, 15 günlük tatilin ardından okulların yeniden başlamasıyla beraber tatilde değişen beslenme tarzının yeniden düzenlenmesi gerektiğini hatırlattı.

Tahıl grubu çeşitlendirilmeli

Türkiye’de tahıl tüketimine dayalı bir beslenme alışkanlığımız olduğunu belirten Gizem Köse, “Bu yüzden çocuklara tahıl grubunu çeşitlendirerek tükettirmekte fayda var. Ekmek bilinenin aksine masum bir karbonhidrattır, pişiriminde yağ eklenmez. Beyaz ekmek olmadığı sürece çocuklara bir zararı olmayacaktır. Çocuklar tahıllı ekmekler tüketilebilir bunun dışında çocuklar için özel vitamin eklenmiş ekmekler piyasada bolca bulunuyor. Hatta ekşi mayalı ekmekler tercih edilirse hem çocuklar hem yetişkinlerde özellikle sindirime yardımcı olacaktır” diye konuştu.

Şeker yerine bal ve pekmez kullanılabilir

Kek ve börek tarzı atıştırmalıklar yaparken un olarak keçiboynuzu unu, tam buğday unu, çavdar unu gibi farklı tahıllar deneyerek çocuğun farklı besinler tatmasının sağlanabileceğini belirten Köse, “Şeker yerine ise bal ve pekmezi kullanabilir, pekmez ile demir ihtiyacının bir kısmını karışlayabilirsiniz” dedi.

Ana öğünlerde 4 besin grubunu aksatmayın

Yemek masasında ana öğünlerde 4 besin grubundan da yiyecekler bulunmasının, çocuğun besin tercihlerini şekillendirmeye yardımcı olacağını belirten Gizem Köse, “Süt, et, tahıl ve meyve-sebze grubu ‘Besin Yoncası’ olarak adlandırılan bir sistemde yer almaktadır. Süt grubunda süt ürünleri, et grubunda yumurta, et, tavuk, balık gibi hayvansal gıdalar, tahıl grubunda ise ekmek, makarna, pilav gibi besinler yer alır. Her öğünde tabağı dörde bölerek her bir gruptan besini tüketmesini sağlayabilirsiniz” tavsiyesinde bulundu.

Sağlıklı ara öğünleri 

Çocukların hem sağlıklı hem de iştahını kapatmayacak sağlıklı atıştırmalıkları ara öğün olarak tüketebileceğini ifade eden Gizem Köse, “Örneğin fındık ezmesi gibi besin değeri az ve enerjisi yüksek olan yiyecekler yerine 1 yemek kaşığı tahin-pekmez karışımı ve 1 dilim tam tahıllı ekmek enerji ve besin öğeleri içeriği açısından uygun bir ara öğün olacaktır. Masum grubuna giren örnek öğünler; 1 avuç kuru meyve + 4 adet ceviz, 1 kase ev yapımı meyveli yoğurt, 1 bardak muzlu süt, ½ simit + 1 bardak ayran gibi sıralanabilir” dedi.

Miktarlara çocuk karar versin

Çocukların besin tercihlerinin ailelerin yiyecek tercihleri ve beslenme alışkanlıkları ile birlikte şekillendiğini hatırlatan Köse, “Tek yönlü beslenen ailelerde başta obezite ve diyabet olmak üzere birçok kronik hastalık gözlenmektedir. Özellikle karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek yemeklerin tüketimiyle obezitenin gelişmesi kaçınılmaz oluyor. Yağ hücrelerinin sayısı çocuklukta artıyor bu yüzden de çocukluk çağında ağırlık kontrolünün sağlanması önemli. Çocukluk çağında gelişen obezitenin çözümü yetişkinlik obezitesinden daha zor olduğundan beslenme alışkanlıklarını çocukken oturtmak gerekiyor” dedi.

“Biraz daha ye” diye zorlamayın

“Nerede, ne zaman ve ne yiyeceğine anne-baba karar verir; ne kadar yiyeceğine ise çocuk karar verir” diyen Gizem Köse, “Bu yüzden çocuğunuz doyduğunda daha fazla yemesi için zorlamayın, besin tercihini kendisi yapabilir. Çocuğun öğünleri yetişkinlerden daha fazla ya da az olacak diye bir kural yok. Öğün saatlerini ve çeşitlerini öğretmeniz yeterli” dedi.

Haftada en az iki yumurta şart

Günün her öğününün önemli olduğunu belirten Gizem Köse, “Ancak kahvaltı en önemlisi. Çocuğunuza mutlaka kahvaltıyı öğretin, 1 dilim peynir ile hazırlanan sandviç hem zamandan kazandırır hem de kahvaltıyı alışkanlık haline getirir. Haftada en az 2 kere haşlanmış yumurtayı da eksik etmeyin” önerisinde bulundu.

Kategoriler
Yaşam

Bebek istiyorsanız bunlardan uzak durun!

Bebek sahibi olmak içim anne ve baba adaylarının şeker, çikolata gibi rafine şekerlerden uzak durması gerektiği araştırmalarla kanıtlandı.

Şekerin üreme üzerine negatif etkisi bulunduğu, en önemli hormon bozucu olduğu ve gelişen insülin direnciyle birlikte fazla şeker tüketiminin, yumurta hasarına neden olduğu yapılan bir araştırmayla ortaya çıktı.

New Mexico Üniversitesi’nde yapılan araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri veren Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, aslında her kadının diyet konusunda bir fikir sahibi olduğunu fakat beslenme konusunda bilgileri bulunmadığını açıkladı.

Şeker üremeyi olumsuz etkiler

Kan şekeri, kanda dolaşan glikoz miktarıyla ilgili bir terim olup, bizim enerji seviyemizi belirler. Sağlıksız bir diyet (rafine karbonhidrat ve doymuş yağdan zengin) kan şekerinde ani yükselme ve düşmelerle birlikte olup, gün boyu şeker dengesizliğine ve üreme sisteminin de bozulmasına neden olur.

Öncelikle ani şeker düşüşü sizi halsiz hissettirir ve vücuttan stres hormonlarının (adrenalin ve kortisol) salgılanmasına neden olur. Stress hormonlarının devamlı salınması, progesteron hormonuna verilen tepkiyi değiştirir. Bu hormon normal adet döngüsü ve gebelik için çok önemlidir.

İkinci olarak, yüksek kan şekeri (şeker enerjiyi körükler) sık sık insülin salgılanmasına neden olur ki bu sayede şeker seviyesi dengelenir. Burada sorun şudur; sisteme sık sık insülin salgılanması, vücudun bazı bölümlerinde bulunan insülin alıcılarının duyarsızlaşmasını sağlar. Bu reseptörlerden bir kısmı da overlerde bulunur. Bu duyarsızlaşma durumuna “insülin direnci” adı verilir.

Bu durum “polikistik over sendromlular” için ciddi bir risk faktörü olup, yumurtaların direkt zarar görmesine bir sebeptir. Zaten boş kalori olan şeker, kilo almaya, yağlanmaya sebep olur. Yumurta ve spermlerde erken yaşlanmayı kolaylaştırır.

NE YEMELİSİNİZ?

Uygun beslenme kan şekerinin tüm gün boyunca dengeli seyrettiği, enerji seviyesinin ve metabolik reaksiyonların düzenli olduğu beslenmedir. Aslında hiç ekmek, çikolata ve şekerleme yemeden yaşamak nerdeyse imkansız. Çikolata ve şekerin içinde boğulmadıkça, hiçbir tüp bebek hekimi bunları tümden yasaklamaz. Çünkü tüm bu gıdalar kesilirse vücut tatlı ihtiyacını nasıl karşılayacak?

Yüksek oranda rafine şekerler (çikolata, bisküvi vs) çiğ şekerdeki doğal formlarıyla değiştirilmelidir. Böylece vücudunuza daha az zarar verirsiniz. Peki doğal şeker kaynakları nelerdir?

DOĞAL ŞEKER KAYNAKLARI

Kuru meyveler

Hurma, üzüm ve kayısı hem tatlılar için hem de ara öğünler için çok uygun gıdalardır. Birkaç dilim kurutulmuş mango çikolatadan sağlıklıdır.

Bal

Bal kalori bakımından çok zengindir ama B vitamini gibi sağlıklı vitaminler de içerir. Kahvaltıda granola içine konacak bir çay kaşığı bal tatlandırıcılara tercih edilmelidir. Bal ve hurma gibi sağlıklı alternatifler, yumurta kalitesini olumlu yönde etkiler.

Xylitol

Düşük kalorili doğal tatlandırıcıdır. Bazı meyve sebzelerde bulunur. (çilek ve karnabahar) Hamur işlerinde ve kahvede şekere alternatif kullanılabilir. Barsakları yumuşatıcı etkisi olup, fazla tüketilmemelidir.

Çay ve kahveyi şekersiz içemiyorsanız, yapay tatlandırıcı kullanmayın. Onun yerime şeker miktarını yavaş yavaş azaltın.

Kategoriler
Soru-Cevap

Kahverengi kabuklu yumurta mı daha sağlıklı, beyaz mı?

Pazarda yumurta seçerken annelerimizden görürdük. Kimisi beyaz kabuklu yumurtaları tercih ederdi, kimisi kahverengi.

Kimisi daha sağlıklı olduğunu söyleyerek kahverengi yumurta alır, kimisi de aynı gerekçeyle beyaz kabuklu.

Hiç düşündünüz mü bu yumurtaların kabukları neden farklı renklerde, kahverengi ve beyaz olması neyi ifade eder? Bu farklı renkli yumurtaların hangisi daha sağlıklı?

İşte bu sorunun cevabı:

BBC Focus Dergisi’ndeki habere göre, yumurta kabuğu öncelikle doğalında beyaz olan kalsiyum karbonattan oluşuyor. Bazı kuşlar, yumurtalarını kamufle etmek ya da diğer kuşların yumurtalarından ayırt etmek için kendi yumurtalarının dışını bir pigment (boya) ile kaplar.

Tavuk yumurtasını saran kahverengi renk, protoporfirin isimli boyadan geliyor. Bir tavuğun kahverengi ya da beyaz yumurta yumurtlaması, beslenmesine bağlıdır.

Yanlış olan yaygın bir kanı var: kahverengi yumurta daha sağlıklıdır ve bu nedenle birçok ticari yumurta üreticileri kahverengi yumurta yumurtlamaları için tavukları renkli yemlerle besliyor. (Vasfiye Özcanbaz)

Kategoriler
Yaşam

Hamilelikte bu yiyeceklerden uzak durun

Hamilelik döneminde uzak durmanız gereken gıdalar konusunda çevrenizdeki her kafadan bir ses çıkar. Peki bu işin en doğrusu nedir, hangi yiyecekler hamileler için zararlı?

Hamileler için karmaşık olmayan, çantanızda taşıyabileceği bir liste hazırlayan Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, hamilelerden bu listeyi yanlarından ayırmamasını istedi.

İşte uzak durmanız gereken yiyecekler:

BÜYÜK BALIKLAR: Bebeğinizin sinir sistemine zarar verebilecek yüksek miktarda civa içeren, uzun ömürlü büyük balıklardan uzak durun. (Kılıç balığı, köpek balığı, uskumru)

KOLYOS: Bu balık sağlıklı bir omega 3 kaynağıdır ama yüksek miktarda civa içerir. Bunun yerine daha güvenilir olan somon ve karides tercih edilmelidir.

SUŞİ VE DİĞER ÇİĞ BALIKLAR: Yediğiniz balık pişmiş olmalı. Çiğ balık çok miktarda bakteri ve parazit içerebilir. Bu da mide bağırsak sistemini altüst eder.

SOĞUK ETLER VE SOSİS: Kadınların gıda yoluyla bulaşan bazı paraziter hastalıklara yakalanma riski 20 kat fazladır. Bu bakteriler, plasenta yoluyla fetüse ulaşırlar ve ölü doğum, düşük, erken doğum gibi sonuçlar doğurabilirler.

YUMUŞAK PEYNİRLER: Bu peynirler aslında ülkemizde çok tüketilmemektedir ama yine de örnek vermek gerekirse; feta, brie, rokfor peyniri de bakteri içerebilir.

PASTÖRİZE EDİLMEMİŞ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ: Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden uzak durulmalı.

SALAM, SOSİS, TÜTSÜLENMİŞ ET, BEYİN VE DENİZ ÜRÜNLERİ: Bu ürünler tütsülenip dondurularak saklanırlar. Çeşitli bakteriler içerme olasılığı vardır.

ALKOL VE İLAÇLAR: Alkol ve beyin üzerine etkili diğer ilaçlar, erken doğum olasılığını artırmanın yanı sıra çeşitli doğum kusurlarına da sebep olabilir.  Yeni araştırmalar aşırı olmayan alkol kullanımının bile çocuğun ileriki yaşantısında önemli yan etkilere yol açabileceğini göstermiştir.

KAFEİN: Genel olarak, gebelikte kafein tüketimi konusunda kabul edilen sınır değer 200-300 mg/gün’dür. 2008 yılında yapılan bir çalışmada 200 mg üzerinde günlük kafein tüketiminin düşük olasılığını artırabileceğini belirtilmiştir.

3 fincan çayda 47 mg, 3 fincan kahvede 95 mg kafein vardır. Pek çok çalışmada gebelerin günlük kafein alımında 200-300 mg’ı geçmemesi önerilmektedir.

PASTÖRİZE EDİLMEMİŞ MEYVE SULARI VE ÇİĞ SEBZE FİLİZLERİ: Turp, yonca, maş fasulyesi gibi gıdalar bakteri taşıyarak gıda zehirlenmesine neden olabilirler.

AZ PİŞMİŞ ET VE YUMURTA: Et çeşitleri uygun sıcaklıkta pişirilmelidir. Kuzu ve dana eti için fırın ısısı 160 C, tavuk göğsü için 170 C, bütün haldeki kümes hayvanları için 180 C kabul edilen uygun pişirme ısısıdır. Yumurtanınsa hem sarısı hem de beyazı pişmiş olmalıdır.

BİTKİSEL DESTEKLER: Gebelik boyunca, güvenilirliğinden emin olunamayan bu tarz bitkisel ilaçlardan kaçınmak gerekir.

KARACİĞER: Karaciğer yüksek miktarda A vitamini içermekte olup kesinlikle tüketilmemesi gereken grupta yer almaz.  A vitamini gebeliğin ilk aylarında fazla miktarda alınırsa, doğumsal kusurlara yol açmaktadır.

SALATA BARLARI VE HAZIR SALATALAR: Salata taze sebze ve meyvelerden hazırlanan, mükemmel bir sağlıklı öğün alternatifidir. Ancak kafe ve restoranlardaki bazı koşullar nedeniyle sağlığınızı bozan bir seçenek haline dönüşebilir. En iyisi salatanızı evde kendiniz hazırlayın.

PİŞMEMİŞ YUMURTA: Hamilelikte pişmemiş yumurta yenmemeli.